Eskiden temdit edilmesi bir gün iki gün unutulmuş , aksamış hesaplar için şubelere teftiş giderdi . Şimdi müşterisini kandırıp vadesizde tutmayanlar için teftiş geliyor. Hanife Serter, dünden bugüne vadesiz aşkını yazdı:
Vadeliden Vadesiz yaratmak ne demektir ? Ne zamandan beri var ? Neden var ?
Eskiden temdit edilmesi bir gün iki gün unutulmuş , aksamış hesaplar için şubelere teftiş giderdi . ” Vadeli hesabın vadesizde üç gün beş gün yatması işin doğasına aykırı, neden bu parayı boşta tuttunuz, müşteriyi mağdur, bankayı mahçup ettiniz ?!” denirdi.
Üç günlük faiz hesaplanır, hesaba yatırılırdı, müşteri ile helalleşilirdi.
Şimdi devir değişti . Haftasonuna denk gelen vadeliler, Cuma günü temdit günü olan müşteriler potansiyel vadesiz mevduat müşterisi artık. 32 günlük vadeli mevduata 3 gün vadesiz mevduat arası. Dinlenme molası. Bırakın 3 gün de bankamız bu parayı bedava kullanıversin canım, ne olacak ki ?!” yanaşması, sırnaşması…Olmadı bir kampanya uydurması, Pazartesi açarsak daha yüksek faiz vereceğiz yanıltması , zorlaması. Faizlerin günden güne ” düşürüldüğü (!) ” , yarın neyin kaça olacağının belli olmadığı bir ülkede 3 gün sonrası için daha yüksek faiz oranı vaadi… İşte bunlar eskiden bankacılıkta hiç olmayan işlerdi. Başka ülkelerde de hala yoktur eminim. Hiç bir Avrupa ülkesinde , Amerika’da böyle bir pazarlık edilebileceğini sanmıyorum müşteriyle . Böyle “ sulandırılmış vadeli mevduat hesabı açalım ” size diyebilir mi acaba hiç bir bankacı bir mudisine ?! ( Zaten faiz oranları yüzde 1’lerde, hatta eksilerde oralarda ama bankacılık sistemlerinde böyle bir sulandırmayı akıl edememişlerdir eminim tarihleri boyunca..)
Bu bizim ” uyanık” bankacılarımızın icadı. Bu icat nasıl mı ortaya çıktı ? Tahminimi anlatayım…
Vakti zamanında bir bankanın bir şubesinin yüksek mi yüksek ” Vadesiz Mevduatı “ hedefi varmış . Şube ne yapsa bu kalemi bir türlü büyütemiyormuş, diğer büyüklerle yarışamıyormuş . Çünkü ne bir kamu kurumu ödemesi, ne bir yüklü maaş müşterisi varmış. Ay sonu yatan yüklü maaşlar , kamudan kurumlara yapılan toplu ödemeler bazı şubelerin vadesiz mevduatını birden şişirirken , ağırlıklı yaşlıların yaşadığı ve en çok vadeli mevduat hesabının olduğu bu semt şubesi bir türlü hedefteki vadesizi yakalayamıyormuş . Müdür üzgün, personel perişan haldeymiş. Bir ay sonu şube hedef gerçekleşmelere bakarken bir de ne görsünler ?! O ay vadesiz hesap uçmuş … Ne olmuş ne olmuş diye ararlarken farketmişler ki , yaşlı bir mudinin yüksek tutarlı vadeli hesabı yanlışlıkla ” temdit “ edilmemiş. Yukardan gelen ” faiz onayları geç geldiği için ..” diye kendilerini aklamışlar. Müşteriden arayan soran da olmayınca, hiç ses çıkarmayıp, kaldığı yerden devam etmişler. Fakat vadesiz mevduat hedefi bir kez gerçekleşmiş artık durur mu ? Bunu yapan şubeye daha fazla vadesiz mevduat hedefi verilmiş. Gel zaman git zaman unutmalar artmış. Yaşlıların bazıları unutkanmış, hesabına çok sık bakmazmış ama bazıları ” uyanıkmış”. Neden bizim paramız temdit edilmemiş hafta sonu diye sormaya başlamış. “Efendim sistem hatası olmuş, pazartesi bağlarız , daha yüksek faizle telafi ederiz …” vs. derken… Yukarlarda birinin “ beyninde “ şimşekler çakmış. Bakın ne güzel vadesiz kaynak var burada , yapan Nasıl yapıyor ?!” demeye başlamış. İşte o günden sonra artık her vadeli mevduat ” potansiyel ” vadesiz kaynak olarak görülmeye başlamış. Yapamayanı atmışlar. İşin kötüsü yapanı da atmışlar . Çünkü emir yukarıdan da olsa günahı şubecinin boynunaymış.
Müşteri gözüyle bakarsak ; Yüksek tutarlı mevduatını insanlar neden bankanın, bankacının hatırına 3 gün vadesizde tutsun ? “Tutmazsan da bugün düşük faize razı olacaksın ” şartını yutsun ? Bunlar Nasıl pazarlıklar ? Bu pazarlığı yapmak zorunda mı şubeciler ?! Zorunda… bırakılıyorlar .
Yine bir Şubeci tarafından bana iletilen bir yazıyı buraya bırakayım . Bu konuda artık yetkili kurumlar ne yapacaksa yapsın. Bu kadar vadesiz aşkı olan bankalar da acilen ” Katılım Bankası” olarak tescillenmek üzere başvursun bence. Bu kadar iki yüzlülük yeter !
” Bölgeler & Vadesiz Aşkları
Bir başkadır onların aşkı, Amaca giden her yol mübahtır misali parçalar kendini bölgeler. Ay başında listeler atılır , vadeli mevduatı olan , binbir zorlukla para, biriktirmiş insanların alacağı üç kuruş faiz bankaya kalsın isterler.
“VADESİZ YARATIN, VADELİ DÖNÜŞLERİ İkna edin vadesize atın” derler , aşkları özeldir. Portföylere akıl da verirler ; ” duygusaldan girin , size 0.50 daha fazla vereceğiz diyin. Pres yapın , 1 gün önceden arayın ; amaaaaa sakın Rızasız yapmayın. Gözünüzün yaşına bakmayız , anında tazminatsız iş akdi fes….”
” çaba sarfedin şubeler, ne yapıp edin vadesiz yaratın, hiçbir bahane kabul etmiyoruz”.
Şunu kabul etmek lazım , hiçbir çözüm yok bu sektörde, kaçıp gitmekten başka kurtuluş yok. Kendi ülkelerinde yapamayacakları kârları ve personel mobinglerini burada Türkiye’de rahatça Plaza Müdürleri ve Bölgeler aracılığıyla yapıyorlar . Diğer işçiler gibi banka personelleri de Vahşi kapitalizmin Ücretli Köleleleri oldu. Öyle böyle değil, hepsi antidepresan kullanıyor. Hepsi boyun ve bel fıtığı. Hepsi ciddi sağlık sorunları yaşıyor…
Plazalar ve bölgeler ise kârdan yağ bağlamak istiyor, çünkü taptıkları Sermayedarlar arpalarını kesecek …”