Herkes biliyor konut satışlarının nasıl arttığını. Bankadan 100 bin lira kredi almakta zorlanan ticaret erbabı, evini kaynanasına yazlığını da baldızına satarak 10 yıllık 800 bin liralık kaynak sağlıyor. Masrafsız ve tacizsiz! Remzi Özdemir yazıyor:
Dünyanın sayılı iktisatçılarından Daron Acemoğlu geçen hafta bir toplantıda Türkiye’nin ekonomisine yönelik yorumlarda bulundu.
Acemoğlu’na göre, Türkiye’de ekonomik kriz bitmedi tam tersi daha da derinleşebilir ve süre uzayabilir.
Yine ünlü iktisatçıya göre, inşaat sektöründeki ciddi sorun bankaların da bilançosunu bozuyor.
Bankaların şu an için iki sektörde batığı büyük.
Biri inşaat diğeri ise enerji.
İnşaat sektörü Türkiye’nin kanayan yarası. Çünkü kendi öz kaynakları ile yapılmayan inşaatlar, AVM’ler ve en önemlisi köprü ve havaalanları hep yabancı kaynaklarla yapıldı. İlk döviz krizinde bu sektörler patladı.
Şu an dolar yeniden yükseliyor ve 6 lira sınırına yaklaştı.
Krizin ikince perdesi başlıyor. Doların yükselişe devam etmesi halinde işimiz gerçekten zor.
Gel gelelim iktidar halen inşaat diyor. Fabrika kuralım, üretim yapalım yok. Varsa inşaat yoksa inşaat.
Bugün farklı bir konuya dikkat çekmek istiyorum.
Konut satışları. Çünkü konut satışları son iki aydır düşen faizin etkisiyle arttı.
Kamu bankalarının başlattığı yüzde 1’in altındaki faiz oranının etkisi ile arttığı söyleniyor.
Gerçekten düşük faizin etkisiyle konut satışları patladı mı?
Patladıysa inşaat sektörü neden halen batık durumda. Her gün yeni bir şirket ya konkordato ilan ediyor ya iflasa gidiyor.
Büyükşehir belediyesine göre sadece İstanbul’da satılmayı bekleyen 1 milyonun üzerinde konut var.
O halde bu rakamlar ne kadar sağlıklı?
Rakamlar doğru! Gerçekten konut satışları arttı. Ancak bir sorun neden arttı diye?
Konut satışlarının büyük bir bölümü eş dosta yapılan satışlar.
Ucuz yollu nakit bulmak için yapılan hileli satışlar. Aslında tam olarak hile demek doğru değil ama kaynak yaratmak için yapılmış bir satış diyebiliriz.
Küçük bir işletmeniz var ve gidip bankadan 100 bin lira kredi alacaksınız. 100 bin lira için banka sizden en az 5 bin lira limit tahsis ücreti alıyor. Bununla da kalmayıp, sigorta ve birkaç masraf daha eklenince o paranın maliyeti hızla artıyor.
Bir de banka ticari kredi olduğu için istediği zaman “kredini kapat” diye baskı yapıyor. Yüzde 18’e bulan maliyetle kredi alıyorsunuz ama sürekli olarak bankanın geri çağırma tehdidi ile karşı karşıyasınız.
O halde parayı nereden bulacaksınız?
Evinizi kaynananıza, yazlığınızı ise baldızınıza satarak.
Kamu bankaları 500 bin liraya kadar konut kredisi için yüzde 1’in altında kredi veriyor. Gelene geçene veriyor yok demiyor.
400 bin lira krediyi evinizi satarak, 400 bin liraya da yazlığı satarak. Buyurun size 800 bin lira kaynak. 10 yıl vadeli.
Faizi artmayacak tam tersi düşünce düşecek ucuz para. Bir de 10 yıl hiç ama hiç bankayla muhatap olmayacaksınız.
İşte konut satış rakamlarını patlatan yöntem bu.
Bunu herkes biliyor. Bankacısı da biliyor ekonomi yönetimi de.
Mevduat faizleri yüzde 10’un bile altına inmesine rağmen farkındaysanız konut kredileri halen 0,99 seviyesinde. Altını veren yok. Çünkü bankalarda biliyor ki, bu rakamı biraz daha aşağı çekseler karşılıklı satışlar daha da artacak.
Türkiye’nin bu inşaat sevdasından vazgeçmemesi halinde iki yakası bir araya gelmeyecektir.
Kaynak Yeniçağ: Evini kaynanana yazlığı baldızına sat – Remzi ÖZDEMİR