BİR BANKACI MEKTUBU: Paranın bu kadar çok dağıtıldığı bir sektörde bir çalışanın nasıl böyle bir hale geldiğini anlamak hiç de zor olmamıştı benim için “ölsün ” dediğimiz kaç yöneticimiz olmuştu kim bilir?
Ne kadar hızlı koştum bilmiyorum soluk soluğa geçmiş yıllar.
Geriye baktığında görüyorsun ne iyi koşucu olduğunu. Hızını kaç km koştuğunu görüyorsun geriye baktığında. Suya yazı yazılan bir sektördür Bankacılık asla geçmiş yoktur. Hep gelecek konuşulur geçmiş zaten başarısızlıklarla doludur bankacılıkta, hep daha iyi olmalıydık.
22 yıl olmuş bankacılıkla birlikteliğim. Kimler geldi kimler geçti en güzeli senin kadar nefret edilmedi dediğim kaç yönetici kaç müdür kaç genel müdür geçti. Bir arkadaşıma sormuştum nasıl bölge müdürünüz diye “ölsün” diye cevap vermişti. Anlamadım nasıl diye sordum gene aynı kesik cevap gelmişti “ölsün”. Paranın bu kadar çok dağıtıldığı bir sektörde bir çalışanın nasıl böyle bir hale geldiğini anlamak hiç de zor olmamıştı benim için “ölsün ” dediğimiz kaç yöneticimiz olmuştu kim bilir?
İnsanlar kurumları değil yöneticilerini terk eder demişti bir kitap ben ne kurumumu ne de yöneticilerimi terk ettim. Hep sadık kaldım atılana kadar. İmkanım olmadı is değiştirmeye hayat geldi ve gitmedi takıldı bir yerde. Hala uykularıma giriyor yapılan haksızlıklar, keyfi uygulamalar is isterken egolarına yenik düşen omuzu kalabalık is insanları.
Metroda boynumun ağrıması, uyurken kabusla uyanarak yorgunluktan bittiğim kaç gün olmuştu yıllar içinde. Sahi hayat hızlı geçerken nerde takılmış gitmiyordu. Atılmak gururumu kırmıstı kaç yıl oldu hala gelemedim kendime oysa ne hızlı koşuyordum. Ayaklar yüzünden gelmişti bütün bunlar başıma. Ayak oyunlarının en çok döndüğü sektör haline gelmişti bankacılık. Benim de oyun dışı çıkmam, küçük bir itmeyle olmuştu. Çok hızlı akıyor zaman bankada da banka dışında da… çok hızlı…çelme takanlarda çelmeyi yemişlerdi. Oyun buydu ama ben uyuyamıyordum. Para pul mevki değil de aslında istediğim. Haksızlıklar…
Terfi almış gidiyordum yeni görevime bir yöneticim “…asla adalet aramayın...” ararsanız hayal kırıklığına uğrarsınız demişlerdi. Ben terfi almış giderken bu konuşmayı anlamamıştım ama sonra çalışma hayatı anlatmıştı neyin ne olduğunu. Anlamak bazen daha mutsuz ediyor insanı bazı şeyleri görmezden gelmek hayatı yaşanası kılıyor. Yoksa öldürülen kadınların öçlerini almak gerek ! ama işte nefes alıyoruz gelip geçiyor günler. Hiç gelmezse daha iyi bu günler. Hafta 3 gün olsun ama kaliteli yaşayalım 7 gün fazla geliyor bizlere.
Neyse dönelim bankacılığa diyeceğim ama artık bankada çalışmıyorum dönemiyorum. Geçenlerde bir arkadaşım “..sen hangi bankayla çalışıyorsun?…” diye sordu yatırımları için fikir alacakmış ben de söyledim çalıştığım bankayı. Yani atılsanız da bir bankayla çalışıyorsunuz. Banka sizle çalışmıyor kısacası.
Yeniliyorum hayatımı artık üzülmüyorum çalışamadığım için, engelleyemediğim çok şey var hayatta hala kadınlar ve çocuklar var çaresiz.
Daha az sigara içiyorum artık. Kilo vermeye çalışıyorum kitap okumak için daha fazla özel zaman yaratıyorum. Su çok içiyorum. Biliyorum bunlar sizi ilgilendirmiyor siz iş arıyorsunuz eve ekmek götürmeniz lazım sizi de anlıyorum. Engelleyemediğim çok şey var hayatta sizin işsiz kalmanıza, sendikalara, patronlara, orman yangınlarına gücüm yetmiyor tek yapabildiğim sigaramı söndürmek oluyor hayatta.