Hanife Serter ilginç bir konuyu ele aldı. Faizlerin düşmesi ve en önemlisi kamu bankalarının son hamlesi: Tabii ki konut kredisi faizleri kimin için düştü?
Çok değil… Bundan sadece 6 ay önceydi. Hatırlarsınız . Cumhurbaşkanı ve Ekonomi Bakanı çeşitli yerlerde toplantılara katılmış, iş insanları ile görüşmüş, 2019’da bir ” istihdam seferberliği” yapılacağı , 2,5 milyon insana istihdam sağlanacağı vaatleri havada uçuşmuştu. Sonra araya seçimler girdi.
Gündem aylarca seçimler etrafında döndü durdu. Arada bir iki toplantıda Cumhurbaşkanı iş insanlarına ” Neden insanları işe almıyorsunuz, bir şeyiniz mi eksilir alsanız ?! gibisinden sitemde bulundu. İş insanlarının cevabı hazırdı “ Faizler çok yüksek Başkanım !!!”
İŞSİZLİK VE OYLAR
Denklem belliydi artık. İşsizlik arttıkça oylar düşüyor, oylar düştükçe yönetim güç kaybediyordu.
İstihdamı arttırmak için faizlerin düşmesi gerekiyordu demek. O zaman en hızlı şekilde yapılcak tek şey vardı ” Faizleri düşürmek “. Sihirli Formül bulunmuştu. Formülü uygulamak için Merkez Bankası Başkan’ı görev süresi bile dolmadan görevden alındı, yerine formülü denemeye gönüllü biri atandı. Hiç denenmemiş bir formülü koca bir ülke üzerinde deneyerek ekonomi bilimine katkıda bulunmak için her şey hazırdı . Bilim aşkı böyle bir şeydi işte. Laboratuvar ortamında deney yapamıyorsanız, bulunduğunuz ortamı laboratuvar gibi kullanıp her şeyi etrafınızdaki insanlar üzerinde deneyebilirsiniz. İnsanlığa faydalı bir buluş çıkacaksa ortaya, her şey mübah. Ve bir sabah daha düşük faizli bir güne uyanıverdik.
Dolar fırlamadı, kurlar zıplamadı, Borsa coşmadı ama düşmedi de. Hayat adeta olağan akışında devam ediyordu . Bir bayram sevinci yaşanmamıştı . Bunun üzerine” Müjdeli haber” kamu bankalarından geldi bu sefer de. Konut kredisi faizleri düştü . Buyrun burdan yiyin. Yerseniz. İyi de ” Ayranımız yok içmeye ..” diye düşündü insanlar içinden .. Sessizce. Türk Telekom gibi dev bir kurum binlerce kişiyi işten çıkarmış, bilançosunda görünüyor apaçık. Hala en karlı kurumlar olan bankalar öyle, affetmiyor , üçer beşer çıkarıyor her hafta az az, göze batmadan. İşini kaybedene yeni iş yok. Geçtiğimiz hafta Ukrayna’daydım. Artık halk işleri ve ücretleri beğenmediği için Avrupa ülkelerine gidiyormuş çalışmaya. Bazı Ukrayna firmaları Türkiye’den daha çalışkan ve daha düşük ücrete razı işçi çağırmaya başlamışlar.
Türkler iyi “taş taşıyor ” dedi ya ülkeye yatırım (!) yapan , istihdam sağlayan (!) yabancı bir şirket temsilcisi. O misal. İşsizliğin ülkemizdeki boyutu çok ciddi ve belirleyici. Lokomotif sektör inşaatta hareket başlarsa yine başlayacağız ” taş taşımaya..” Ama o da yok şimdilik hala.
Ne demiş büyüklerimiz:
” Ben sana faizi düşüremezsin demedim… Güveni yükseltemezsin dedim ..”
Ne zaman ne sürpriz olacağı belli olmayan piyasaya/ ülkeye kim nasıl güvenecek şimdi.
Konut faiz indirimi bile sevinç ve coşku yerine şüphe ve şaibe yarattı sadece.
Kimin için yapıldı şimdi bu indirim diye soruyor herkes birbirine.
Millettin duyguları ile oynanıyor sanki. Boş umutlarla ve vaatlerle oyalanıyor her gün. Yarın bugünden daha iyi olacak diye diye geçiyor günler. Ya sabır demek düşüyor bize. Nereye kadar ?!