Tecrübeli banka müfettişi Gürcan Konur, en son Karadeniz bölgesinde bir bölge müdürünün skandalını ve sektörde yaşanan olayları ele aldı.
ÇOK HOROZLU TAVUK KÜMESLERİ
Malum atasözüdür: Her horoz kendi çöplüğünde öter, lakin erken öten horozu da keserlermiş.
Geçenlerde bir kadın şube müdürünün şube tuvaletinde çıplak resimlerini çekerek, telefonla bölge müdürüne gönderdiği şeklinde iğrenç ve utanılacak bir haber vardı. Aslında bankacılıkta, bu konular çok fazla konuşulup, dile getirilmez, bugün tabu görülen ve kol kırılır yen içinde kalır denen şeyleri artık gizlemeyip, gün yüzüne çıkarıyoruz.
Anlatılanlar gerçektir, ama gerçek şahıslarla ve yerlerle direkt ilgileri yoktur, örnekleme teşkil eder, illa ben oyum diye ortaya çıkıp, ısrar edeceklere şimdiden söyleyelim, yanılıyorsunuz, bazı benzerlikler o olayın, sizinkisi olduğunun ispatına yetmez. Örnekleme genele hitap eder, kişileri işaret etmez ve bağlamaz.
Gerekli hukuki açıklamayı da yaptığımıza göre diğer önemli hususa değinelim, şimdi bir meslek grubuna saldırılıyor, diye ortalığı ayağa kaldıracak olanlar tetikte bekliyordur, kapıcı Cafer rüşvet almışsa, tüm kapıcıların rüşvetçi olduğu anlamına gelmez, polisin biri işkence yapmışsa, bu bütün polislerin işkenceci olduğunu göstermez. Bazı bankacılar, bir takım hatalar yapmışsa; bu diğer temiz bankacıları bağlamaz, ama bunlar bilinmelidir ki, ibret ve ders alınması mümkün olsun…
Her iş kolunda olduğu gibi, bankacılıkta da uçkuruna söz geçiremeyen, dam budalası, kırkından sonra azan azgın tekeler, kart playboy erkekler olduğu gibi, kadınlığını pazarlama aracı, koz ve silah olarak kullanan, terfi aracı haline getiren ahlaken zayıf ve düşük insanlar mevcut, her sektörde olduğu gibi, bu sektörde de, namusu ile para kazanan, cinselliğini pazarlamayan, namusuna el ve söz uzattırmayan, dürüst ve iyi ahlaklı birçok insan mevcut, şükür ki, hala çoğunluktalar …
Lakin gönül bu, ne zaman ve nereye konacağı bilinmez, çiçeğe de, ota da, her yere konabilir, insanların aşık olmasına engel olamazsınız, bu insanın fıtratında var, kimi bir kez aşık olur, kimi her gün, kimseyi de aşkından dolayı suçlayamazsınız, ancak bu aşk işine engel teşkil ediyor, karşı tarafı rahatsız ediyor, tayin-terfi, makam-mevki baskısı veya beklentisi üzerine inşa ediliyor, iş zorlama, santaj ve baskı sınırlarına dayanıyorsa, orada kurum da devreye girmelidir, eğer haklı ise, zayıf olanı korumalı, haksız olan güçlüyü cezalandırmalıdır.
GÖNÜL İŞLERİ MEVZUATI
Bankalarda gönül işlerine sıcak bakılmaz, ama sabahtan akşama bir arada olan insanlar arasında etkileşim doğaldır, aynı birimde çalışıp, flört eden olursa ve idare haberdar olmuşsa, erkek olan müdüriyete çağırılarak babacan bir tavırla, bunun uzun süre böyle gidemeyeceği, ya bitirilmesi, ya da resmiyete dökülerek en azından nişan yapılması söylenir, nişanlanan çift aynı birimde çalışamaz, eğer başka şube varsa, içlerinden birisi(genellikle erkek olan) oraya tayin edilir, çalışılan lokasyon eğer tek şube ise, çok şubeli en yakın ile tayin edilip, farklı şubelere verilirler. Evli olanlar da, isteseler de aynı birimde çalışamazlar. Aslında başta gaddarca gözüken bu uygulama, son derece isabetli bir uygulamadır, mutlaka geçmişteki olaylardan ders çıkarılarak bu tür kararlar alınmıştır.
GENÇ MÜFETTTİŞİN GÖNÜL ACILARI(!)
Üniversiteden tanıdığım bir arkadaş, benim de teftiş kurulunda çalıştığım bankada müfettiş olarak görev yapıyordu, üniversite de tipik bir dam budalası idi, aslında yakışıklı ve ağzı laf yapan birisi idi, ama karşı cinsten kimi görse kur yapar, rahatsız ederdi, o yüzden kızların hepsi ondan kaçardı, hatta bir gün sürekli her kıza kur yapacağına, sadece birisine ilgi gösterse tavlayabileğini, ama böyle yapmayarak tüm kızları kaçırttığını söylemek zorunda kalmıştım, ama bu tavsiyeme pek uyduğu söylenemezdi.
Bu arkadaş, yetki aldıktan sonra gittiği bir şubede, gözüne kestirdiği genç, güzel ve bekar bir gişe yetkilisini kesmiş olduğu fişlerindeki bir sorunu görüşmek üzere şube dışında, akşam yemeğine çağırıyor. Genç kız konuyu şubede görüşebileceklerini, yemeğe gerek olmadığını ifade edince, kendisinin şubede vakti olmadığını söyleyerek, mutlaka yemeğe gelmesini emrediyor. Genç kız çaresiz müdüre konuyu anlatıyor, müdür kendi şubesini denetleyen müfettişten çekindiği için, bu konuyu kendisi ile konuşamıyor, ama önceden tanıdığı ve güvendiği aynı bankanın kıdemli bir müfettişini arayarak yardım istiyor.
Kıdemli müfettiş, ne kadar uygun olmasa da, kızın yemeğe gitmesini, yemekteki tavır ve konuşmaların kendisine aktarılmasını istiyor. Müfettiş, kıza yemekte kendisi ile görüşmeye devam etmezse, mesleki açıdan zarar görebileceğini, öbür türlü kazançlı çıkacağı yönünde telkinlerde bulunarak üzeri kapalı tehdit ediyor, hafta sonu da görüşmeye çağırıyor. Konu kıdemli müfettiş tarafından teftiş kuruluna aksettiriliyor, genç müfettiş genç kızla olan görüşmeyi kabul ediyor, ama ciddi düşündüğünü söylese de, kız ciddi düşünmediği ve baskı altında bırakıldığı için, genç müfettişin istifası alınıyor.
İSTİHBARAT, İSTİHBARAT ALAMAMIŞ
Yalnız iş burada kalmıyor, istifa ettirilen genç adam, resmi bir istihbarat kurumuna giriyor, kendisini işten attırmakla suçladığı kıdemli müfettişe kin besleyerek, ondan mutlaka hesap soracağını her yerde söylüyor. Hatta ben de kendisi ile yazın üniversitede tesadüfen karşılaştığımda, kendisinin duyguları ile oynandığını, bunu yanlarına bırakmayacağını söylemişti.
Kıdemli müfettiş doğruyu yaptığı halde, bu gelişmelerden çok rahatsız olmuş ve endişelenmişti. Yalnız istihbarattan sorumlu olan bir kurumun, işe aldığı bir elemanın önceki çalıştığı yerden durduk yerde istifa ederek ayrılması ile ilgili niye istihbarat almayı akıl edemediği ayrı bir yazı konusu, oraya hiç girmeyelim. Aslında bankaya sorsalar, eminim işin doğrusunu anlatırlardı.
ŞUBE MÜDÜRÜNÜN AŞK ÜÇGENİ
Yine yıllar önce, Anadolu’daki bir ilçe şubesinde gerçekleşen bir tarafında erkek evli şube müdürü ve diğer tarafta yine evli iki kadın çalışanın olduğu aşk üçgeni skandalı patlamıştı. Şube müdürü, kadın bir çalışanla sık sık arşiv düzenlemesine giriyorken, zamanla kapı kilitlenmeye başlıyor, arşivden çıktıklarında üstleri- başları dağılmış, kan-ter içinde oluyorlarmış, lakin bir müddet sonra, müdür, şubedeki başka bir kadın çalışanla arşiv çalışması yapmaya başlıyor, bunun üzerine aldatıldığını ve kandırıldığını düşünen ilk kadın, çalışan genel müdürlüğe şikayet ediyor. Şikayet edenin kocası da ilçede görev yapan bir subaymış, müdür vurulurum korkusu da hissetmemiş anlaşılan…
Müfettiş geldiği zaman, olaylar tümüyle açığa çıkıyor, ilk önce hepsinin ilçe dışındaki şubelere tayini çıkıyor, daha sonra hepsinin iş akitleri feshedliyor. İşin ilginç yanı, bu kadar olay olurken, şubede kimse ses çıkarmıyor, şikayette bulunmuyor, kabulleniyordu. Kemal Sunal’ın bir filmi vardı, filmde daire müdürü, genç ve güzel bayan çalışanı(Oya Aydoğan) dosyaları al gel diyerek sürekli odasına çağırıyor, diğer personel de her şeyin farkında olsa da, hiç ses etmiyorlardı.
ERKEKLER HAMAMI
Sonradan, o şubeye bir kasa farkı incelemesi için gittiğimde, meşhur arşiv odasını ben de göreyim demiştim, arşiv odasının girişinde geniş bir masa mevcuttu. Şubede dikkatimi çeken husus tüm personelin erkek olması idi, o olaydan sonra genel müdürlük, o şubeye bayan çalışan almama kararına varmış. Geçenlerde ATM’den para çekmek için yol üzeri geçerken aynı şubeye uğramıştım, ilginçtir, şubede hala personelin tümü erkekti.
BÖLGE MÜDÜRÜ KÜMESİN TEK HOROZU OLMUŞ
Yine yıllar önce bir bölge müdürlüğünde, bölge müdürlüğünün alt katında bulunan şubedeki stajyer genç kızla bölge müdürünün sürekli görüşmesi , tüm imzaların o kızla gönderilmesini istemesi, kızın içeride uzun süre geçirmesi, ilk önce o ilde, daha sonra bölgeye bağlı diğer illerde, en son da tüm kurumda ayyuka çıkmış. Fakat genel müdürlükçe sevilen ve tutulan birisi olduğu için, sadece görevinden alınarak, başka bölgedeki bir şubeye müdür olarak atanıyor, genç stajyer kız da oraya en yakın şubeye atanıyor.
Genel müdürlüğün baskısı ile eski bölge müdürü, eşinden boşanarak genç kızla evleniyor. Yalnız bu evlilik müdürün belini iyice büküyor, kadının bitmek bilmez lüks harcamaları yüzünden müdürün kredi kartları takibe giriyor, ihtiyaç kredileri hep gecikmeli ödeniyor, yalnız bunlar olurken genel müdürlük yine müdürü koruyor. Birkaç yıla kalmadan boşanıyorlar, kadın bankadan istifa ediyor, daha sonra da şube müdürü tekrar eski eşi ile evleniyor. Evli iken, astı olan bir personel ile gönül ilişkisi olan, aşırı boçlanan, kredileri gecikmeye ve takibe giren personel, ihtiyaten işten atılır, ama bu kural maalesef herkese işletilmiyor.
BAYAN MÜDÜRLERLE İŞ PİŞİREN BÖLGE MÜDÜRÜ
Önceden çalıştığı bölgede, bayan dul bir müdürle yazlıkta bolca zaman geçirdiği iddia edilen bir bölge müdürü ,ödül olarak görev yaptığım bir bölgeye atanmıştı, kısa zamanda buradaki dul bir bayan müdürle de adı çıkmıştı, o müdirenin şubesi sürekli kollanıyor, övülüyor, el üstünde tutuluyordu, ama genel müdürlük bu tür seslere, kimden geldiğine göre tepki veriyor veya kulağını kapatıyordu. Banka yönetimi, bu tür ahlaki zafiyetlerin kendisine değil de, kimin yaptığına göre duruş gösterip, farklı standartlar uyguluyordu.
KENDİ PERSONELİNE DEĞİL, BAŞKASININ PERSONELİNE YAZAN MÜDÜR
Bazı müdürler de kendi astı olan personelle katiyen bir gönül işine girmez, ama müşterilerle, onların çalışanları ile ve başka banka çalışanları ile iş pişirmeye çalışır. Mesela, bölgede görev yaptığım dönemde, bir müşteri mektubu gelmişti, büyük bir şubenin, rakamsal olarak iyi olan müşterisi özetle, “ kendisi şubeye geldiğinde şube müdürünün bir gün kendisini odasında misafir etmediğini, çay ikram etmediğini, ama kendi yanında asgari ücretle çalışan genç kızı, müdürün odasında misafir ettiğini, çay ikram ettiğini, odasından işlemleri yaptırdığını, kendisinin bu ilgiyi görmesi için cinsiyet mi değiştirmesi gerektiğini “ haklı olarak soruyordu.
Yine aynı müdür hakkında, başka bir bankanın kadın çalışanından şikayet mektubu gelmişti. Kadın, rastlantı olarak bir ortak müşteride tanıştıklarını, ama o günden sonra müdürün sürekli şubeye gelerek, telefonla arayarak kendisini rahatsız ettiğini iddia ediyordu.
Müdürün şubesine gidip, tüm personelle özel görüşme yaparak, kendi personeline bu tür şeyler yapıp yapmadığını öğrenmeye çalıştık, ama personel müdürün karşı cinse olan zafiyetini görüp, bilmekle birlikte, kendilerine karşı bir negatif yaklaşımının olmadığını söylemişlerdi. Genel müdürlüğe müdürün acilen başka ile tayini talebimizi ilettik, tenzil-i rütbe beklerken, daha büyük bir şubeye tayini çıkarıldı.
Müdürle konuştuğumuzda hepsini inkar etmişti, ama ilk müdürlük yaptığı şubedeki genç ve güzel çaycı kadının benzer yazılı şikayetini hatırlattığımızda, pancar gibi kızarıp, cevap verememişti. Bu olaylar patlak verdiğinde bir de aynı müdürün kredi kartının çalınıp, aynı gün birbirine yakın birçok yerde yüksek montanlı harcamada bulunulması olayı baş göstermişti. Müdürle beraber olayı araştırırken yapılan tariflerden olayı yapanın kızı olduğunu anlamıştık, babasına kızıp, intikam almak isteyen kızı böyle bir yola başvurmuştu. Müdür, hemen şikayetlerini geri çekerek, harcamaları ödemişti.
PREZANTABL BAYAN PERSONEL
Güneydoğuda bir müşteri ziyaretinde, köy ağası olan müşteri “ müfettiş bey, falanca bankanın pazarlama personeli hep mini etekli, boylu poslu, manken gibi kızlar, sizin bankanın elemanları abdest bardağı gibi, boy yok, güzellik yok, giyimleri facia “ demişti. Bunun üzerine “ Falanca bey, siz şubeye gelirken hizmet almaya geliyorsunuz, bankacılık ihtiyacınız da karşılanıyorsa, başka ne istiyorsunuz? Burası neticede mankenlik ajansı değil, siz o işler için oralara gidin, bankacılık hizmeti almak için bize gelin.”demiştim. Müşteri ” Siz de hemen yanlış anlıyorsunuz, hem hizmet alalım, hem de güzele bakalım, malumunuz güzele bakmak sevaptır. “ diyerek işi pişkinliğe vurmuştu.
BANA KART SATAMAZLAR DİYEN “CEVVAL “MÜŞTERİ
Bir gün üniversite mezunu, görmüş, geçirmiş bir müşteri ile onun işyerinde çay içerken, gelen telefondan sonra “ Kırılmazsanız, ve izin verirseniz, filanca banka müdiresine kart pazarlama ekibine 5 dakika ayıracağıma söz vermiştim, hazır çay içerken onları içeri alıp, nezaketen görüşüp, hemen göndereyim, müdürlerine de söyledim, her yanım kart doldu, yeni kart almayacağım diye, ama görüş, yine de alma dediği için kabul edeceğim, siz de oturun, rahatsız olmayın, daha sonra görüşmemize kaldığımız yerden devam ederiz.” deyince “O kadar emin olmayın, o ekibi iyi biliyorum, kart satmadan sizi bırakmazlar.” demiştim.
Ekip iki genç ve güzel ,mini etekli şuh bayandan oluşuyordu, ilk önce, benimle tanışınca benden rahatsız oldular, ama müşteri “ kendisi yabancımız değil”, deyince hemen işe giriştiler, cilveli konuşmalarla ne yapıp edip, kartı sattılar, imzaları sözleşmeye aldılar, o hızla bana da satmaya kalktılar, ben prensip olarak kendi bankamın dışında kredi kartı kullanmıyorum diye dik durunca ikinci amaçlarına ulaşamadılar. Kızlar odadan çıkınca gözlerini benden kaçırmaya çalışan müşteriye “Yeni kartınız hayırlı olsun, ben demiştim zaten.” dedim, müşteri “ Yok zaten kartı kullanmayacağım, kızları kırmamak için öylesine aldım, kenarda duracak. “ şeklinde kem küm etmişti.
MÜFETTİŞE ZENGİN KISMET
Bazen müşterilerden size de kısmet çıkıyor, müfettişlik muavinliğim sırasında şubenin en iyi müşterilerinden birisinin genç ve bekar kızı her gün uğruyor, işlem yaptırıyor, bizimle sohbet ediyordu, üstad beni yanına çağırdı, kızı nasıl bulduğumu sordu, ben de iyi bir kız olduğunu ama benim tipim olmadığını söyledim, üstad “ azıcık akıllı ol, kız sana yangın, ben şubeye sordum, eskiden her gün o gelmiyormuş, sırf senin için geliyor, hem ben babasının hesaplarını araştırdım, cukka çok sağlam, senden iyi damat mı bulacak? Evli olmasam, o kız beni beğense, ben talip olurdum.” Deyince, ben de “ Üstad öyle de olsa, ben iç güveyi giremem, hem aramızda yeterli elektrik yok, Allah sahibine bağışlasın. “ demiştim. Üstad, “ sen yine iyi düşün, kaçırma bu fırsatı” demişti.
Ben kabul etmemiştim, ama bu şekilde evlenip, zengin olan personel de mevcuttu, nitekim “Babanızın zengin olmaması sizin suçunuz değil, ama kayınbabanızın zengin olmaması tamamen sizin suçunuzdur” diye bir özdeyiş vardır.
BANKACILIK ZORDUR, KARI KOCA BANKACI OLMAK EZİYETTİR.
Tabii ki, çalışırken birbirine gönlünü kaptırıp, evlenen binlerce bankacı vardır, onlardan birisi de benim zaten. Ama eşlerin ikisinin de bankacı olması aslında pek akıllıca bir iş değil. Çalışma koşulları bir aile için, hele çocuklu bir aile için hiç uygun değil, kreş yok, anaokulu yok, bakıcı bulmak zor, pahalı ve sorunlu…
Ama asıl sorun yukarıda anlatıldığı üzere, uçkuruna sahip olamayan, ahlaki yönden zayıf yöneticilerden ve bunları rakamsal başarısı veya şahsi dostlukları için koruyup, kollayan yerini hak etmeyen üst yönetimlerden kaynaklanıyor.
Maalesef bankacılık bu konuda çok kötü bir sınav vermiştir, bunda bana dokunmayan yılan bin yaşasın, her koyun kendi bacağından asılır diyen çalışanların da vebali vardır.
Son söz: “Ben bankacının dürüst, zeki ve aynı zamanda iyi ahlaklısını severim…”
GÜRCAN KONUR
ESKİ BANKA MÜFETTİŞİ, BÖLGE VE ŞUBE YÖNETİCİSİ