UĞUR DURAK YAZIYOR: Haksız ve yersiz ithamlar sonucunda beni işimden ayıran kişilere karşı, kazanılmış ilk mücadelemin sonucunu sizlerle paylaşmaktan dolayı çok mutluyum. Sırada mobbing mücadelem var!
( Çalma kapımı çalarlar kapını, kötülük eden kötülük bulur, bugün bana yarın sana manasında bir deyiştir. Farsça kökenlidir )
16 yılımı verdiğim bankacılık yaşantım 12.11.2018 tarihinde, en son çalıştığım kurum da “Performans Düşüklüğü” bahanesi ile son buldu.
Evet, kelimenin tam anlamı ile kovulmuştum. “Kovulmak” kelimesi sert ve ürkütücü olsa da beni yoran ve üzen tek şey bu noktaya gelinceye kadar yaşadığım mobbing ve psikolojik baskılardı.
İşsiz kaldığım günün hem sonrasında artık tüy gibi hafiflemiştim. Tüm kötü şeyler geri de kalmıştı. İçimde müthiş bir rahatlama vardı. Lakin bir taraftan da yapılan bu haksızlığı sindiremiyordum.
Hukuki mücadelemi başlattım. Değerli dostum ve avukatım Emre Ertaş ile çok sağlam bir savaşa girdik. Bu mücadelemizde yine kıymetli avukatımız Gökselin Soydan Kurt da bize eşlik etti.
2018 Kasım ayında “İşe İade İstemli” davamı açtım. Bu davanın esas açılma nedeni “Kovulmadığımı” ispat etmek ve yöneticilerimin yapmış olduğu hataları adalet önünde sergilemekti.
20.06.2019 saat 09:55 de Bağımsız ve Adil Türk Yargısı kararını verdi.
Haksız ve yersiz ithamlar sonucunda beni işimden ayıran kişilere karşı, kazanılmış ilk mücadelemin sonucunu sizlerle paylaşmaktan dolayı çok mutluyum.
Ülkemizde Balyoz ve Ergenekon davalarını hatırlayacak olursanız, bu davalar neticesinde birçok subay işinden oldu. Kimisi yaşananlardan dolayı canına kıydı. Aileleri perişan oldu.
Mart 2019 itibariyle bankaların toplam çalışan sayısı 190.908 kişi olmuştur. Buna finans şirketlerini eklersek en az 250.000 kişinin çalıştığı bir yapı içinde birçok çalışan mobbing, baskı ve yersiz itamlar ile işini kaybetmektedir.
Medya tarafında bu çalışanların sesleri çok çıkmamaktadır. Bu sektörde yıpranan aileler, psikoloji bozulmuş insanlar yer almaktadır. ParaMedya ailesi dışında kimse bu durumu mercek altına almamıştır.
Şimdi gelelim esas konumuza…
Son bir senede neler yaşadım, neler gördüm.
Öncelikle mobbing ve baskı altında iseniz size tavsiyem kurumunuzun İK servilerini aramayın. Sözde gizli kalması gereken her şeyi bülbül gibi yöneticilerinize ve üstlerinize şakıyorlar.
Bağlı olduğunuz “Sarı Sendika” varsa onlardan da bir cacık olmuyor. Sorunuzu dinler gibi yapıp, yalandan takipçisi oluruz gibi sözler söyleyip olayı geçiştiriyorlar.
Size tek tavsiyem okuyun, araştırın ve belge toplayın.
Benim hikâyemde her şey 18.06.2018 de Kadıköy Ticari Bölge Müdürlüğünde yapılan toplantı ile başladı. “Vadesiz Mevduat Gelişimi” için çağrıldığım toplantı bir anda kariyer hayatımın sırat köprüsü oldu.
Bölge Müdürüm, Şube Müdürüm . ve Şube Satış Müdürü . İle girdiğim toplantı hayatımın en zor 19 dakikası olmuştu. “Performans Yetersizliğim” için başlayan toplantının ana günde aşağıda sırlanmıştır.
Kendileri bana ödül sunar gibi kendi şartlarını sunmuşlardı ve kabul etmemem durumunda ise tehditlerini dile getirmişlerdi.
2 veya 3 ay gibi bir sürede iş bul
İş bulunca bize haber ver
Biz haklarını ödeyelim ve güzel ayrılalım
Bu şartları sana sunmayıp hemen de kovabiliriz
2 tane yazılı uyarı verip seni, biz çıkarttırsak bu senin için iyi olmaz
Biz çıkartırsak başka yerde iş bulamazsın
Evlisin ve 2 tane evladın var. Bunu da biliyoruz ,iyi düşün
Bizler iyi niyetliyiz sana bu süreyi vermeye de bilirdik
Toplantıda geçenlerin özeti bunlardır. Benim kendilerine tek cevabım ise “Burası guguk devleti değil, hukuk devletidir.” Varsa bir problem yasal prosedür ne ise onu devreye alın demek oldu.
Benden böyle bir tavır beklemedikleri için sırası ile iki yazılı uyarı verdiler ve süreci sona yaklaştırdılar.
Bu arada bağlı olduğum sendika ile görüştüm ama bir sonuç çıkmadı. İşin komik yanı işten ayrıldıktan 1 ay sonra gibi kısa sürede onlarda sendikadan çıkarttı. Aidatı alırken aslan kesilenler, iş sıkıya gelince ortalarda yok olmuşlardı…
Bunca şey içinde içeme sıkıntı veren olay ise haziran 2018 karnesini alıp , iş yerime gelen kızımın yanında müdürüm yapmış olduğu gaftır. Kızımın karnesini beğenen ve başarılı bulan sözde müdür kişi, yine kızımın duyacağı şekilde şu cümleyi kurmuştur “Senin karnen şahane ama Babanın karnesi yerlerde sürünüyor.”
Şimdi düşünüyorum da bende iyi sabır varmış.
İşe iade ve haksız çıkartılma konusunda bugün hak yerini buldu.
Sırada mobbing davam var. Eylül 2019 da onunda durumunu sizlerle paylaşmış olurum.
Olayı Netflix dizi şeklinde yorumlarsak 1.sezon Haksız Şekilde Çıkartılmam ile başlıyor , İşe İade davası ile bitiyor. 2. Sezon Mobbing davası ile başlıyor ve 2. Sezon daha heyecanlı sürükleyici bir hal alacak gibi gözüküyor.
Yazıya başlarken dediğim gibi “MEN DAKKA DUKKA”. Ben hakkımı Yüce Türk Adaleti ile arıyorum. Çalma kapımı çalarlar kapını, kötülük eden kötülük bulur, bugün bana yarın sana….
Mobbingsiz, baskısız ve hedefleri tutan günler dilemek isterdim. Ekonomik kriz is Coming ..!
Saygılarımla,
Uğur Durak
Eski Bankacı, Genç Müteşebbis
ugurdurak34@gmail.com
instagram: ugurdurakofficial