Londra’daki swap piyasasında Türk Lirası’nın gecelik faizi, yüzde 1.300’ü aştı. Geçen hafta yüzde 22 seviyesinde seyreden bu oran son iki gün içinde katlanarak yükseldi, 2001’deki ekonomik krizi sırasında görülen seviye yüzde 71’di.
abancı bankaların Türk Lirası elde etmek için kullandığı Londra swap piyasasında, Türk bankalarının yasal dayanaklarının da oldukça altında TL likiditesi sağlamak istemesi neticesinde bu gelişmenin yaşandığı belirtiliyor.
Reuters haber ajansına konuşan Türkiye’den üç ayrı kaynak, bankaların Londra piyasasına swap işlemleri için verilen TL likiditesinin en azından bu Pazar günü düzenlenecek olan yerel seçimlere kadar mevcut seviyelerde tutulacağını söyledi.
Reuters ismini açıklamayan bir bankacının “Swap piyasalarına TL likiditesi vermeme uygulaması uzun süre devam ettirilebilecek bir süreç değil. Seçim sonrasına kadar devam edecek. Yurt dışında TL likiditesi oldukça sıkışmış durumda” dedi.
Aynı bankacı bu tür uygulamaların en fazla 10 – 15 gün süreyle uygulanabileceğini, uzun vadeli tedbirler olmadığını da belirtti.
Londra swap piyasasında gecelik Türk Lirası faizi
Ajansa göre BDDK’nın (Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu) geçen yıl aldığı swap kararı ve Türk bankalarının bu eğilimi, piyasadaki likiditeyi azaltarak TL’nin maliyetini yükseltti.
Bloomberg haber ajansına göre de Türk Lirası pozisyonlarıyla ilgili işlem yapmak isteyen yabancı fonların bunun için bir karşı taraf bulamaması faizlerin yükselmesine neden oldu.
BDDK iddiaları reddediyor
Financial Times gazetesi de konuyla ilgili haberinde, “Londra’da bulunan ve adının yazılmasını istemeyen bir analist, Türk bankalarına ‘yabancı muhataplarına tek bir lira dahi borç vermemeleri’ talimatı gittiğini söyledi” ifadesi kullanıldı.
Ancak Türkiye Bankalar Birliği Başkanı ve Ziraat Bankası Genel Müdürü Hüseyin Aydın, Reuters’a yaptığı açıklamada bu iddiaları reddediyor.
“Türkiye’deki bankaların yurtdışındaki bankalara likidite vermediği iddiası doğru değil” diyen Aydın açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
“Bu değerlendirmeler doğru değildir ve gerçeği yansıtmamaktadır. Türkiye’deki bankalar kendi aralarında ve uluslararası ilişkilerinde bankacılık düzenlemelerine, teammüllere ve ticari esaslara ve sözleşmelere uygun davranmaktadırlar.
“TL’nin değer kaybetmesine neden olabilecek bu tür spekülatif bir yaklaşıma, diğer ülkelerde olduğu gibi ülkemizde de gerekli duruş gösterilmiştir. Alınan önlemler TL’nin değersizleştirilmesi çabalarını bertaraf etmiş, TL’nin güçlü ve istikrarlı bir para olduğunun anlaşılmasına katkı sağlamıştır.”