Bankaların kapattığı şubeleri, işten attığı personeli, batan kredilerini, düşen karlarını, durup durup yeniden yapılanmalarını okuyorsunuz. Robotlaştırdıkları çalışanları, çalışmayan robotları, ruhunu kaybetmiş şubeleri , insanları görüyorsunuz. Bunları kim bu hale getirdi ?
Egosu şişik kendisi sönük yetersizlerin, yönetemeyenlerin gölgeleri, güneşin batışında uzayan gölgeler gibi uzuyor uzuyor…
Kurumların üzerine kara bir leke gibi düşüyor bu günlerde.
Güneş tepedeyken görülen o parlaklık yok artık. Her yerde bir kasvet, bir iç sıkıntısı.. Dönülmez akşamın ufkunda olmanın hüznü belki. Belki yılların yorgun yıkıntısı. İşten atılan atılana. Tanzimlerde satılan satılana. Hesapta bir yanlışlık oldu. Bağdat’tan yanlış döndü. Güneş yeniden doğacak deniyor . Evet ama ondan önce belli ki bizi kara bir gece bekliyor…Dünyanın dönüşü bu…
Bu kasvetli gün batımında, herkes eski günlerden bahsetmekte, eski günleri özlemekte. Koca koca bankalar bile yıllar önceki reklam sloganlarına geri döndü. Her şeye yeniden yeniden başlama isteği var herkeste. Olmasaydı sonumuz böyle şikayeti. Ama o eski güvenden eser yok şimdi. Güven bitti . Ruhun bedeni terkettiği gibi sessizce uçup gitti. Hepimiz ordaydık. Görmedik ama hissettik .
İnsanın insana gözünün içine baka baka söylediği her yalanda …
İnsanın hırsına yenilip yenilip başkalarının üzerine basa basa çıktığı her basamakta..
İnsanın kendi değerlerini hiçe sayıp paraya para katmak İçin attığı her taklada…
Biraz daha uçup gitti güven.
Kimsenin kimseye verecek güveni kalmadı şimdi. Ne amirin memura, ne memurun amire..Ne bankanın müşterisine ne müşterinin bankasına …güveni yok. Bitti . Reklamlarla da çağırsan gelmez artık. Gitti.
“Geri dön geri dön” demek için çok geç. Onu kaybetmeden önce düşünmek gerek.
Güven olmayan yerde huzur olmaz. Huzur olmayan yerde de bereket.
Bankaların kapattığı şubeleri, işten attığı personeli, batan kredilerini, düşen karlarını, durup durup yeniden yapılanmalarını okuyorsunuz. Robotlaştırdıkları çalışanları, çalışmayan robotları, ruhunu kaybetmiş şubeleri , insanları görüyorsunuz. Bunları kim bu hale getirdi ? Yönetenler değil tabii ki.
Yönetemeyenler !!!
Onlar kimler mi ?
Kurumların tepesine paraşütle inenler. Sokakta olan bitene kulelerden bakanlar. Elinde hesap makinesi, yanlış hesap yapanlar. Hepimizin geleceğini değil sadece kendi geleceğini düşünenler. Cebinde başka ülkenin vatandaşlık belgesini taşıyanlar. Gözü dışarda olanlar. Günü kurtaranlar. İftira atanlar. Gölgesinden korkanlar. Yalanla talanla iş görenler. İnsanı kullanıp kullanıp atanlar. Kendine benzeyenleri maşa gibi tutanlar.
Her neyse. Ne demiştik …?
Güneş batıyor. Gölgeler uzuyor.. uzuyor. Sonrası gece. Gecenin karanlığında gölgeler kayboluyor. Ay ve Yıldızlar parlıyor tekrar. Sonra yine sabah oluyor. Hayat devam ediyor. Güven olsa da olmasa da.
Faiz indiriminin kokusunu alan yabancı tahvile saldırdı
Yurt dışı yerleşikler 15 Kasım haftasında güçlü tahvil alımı yaptı. 1,6 milyar dolarlık tahvil alan yabancının tahvil alımı dokuz haftanın...