Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Kıbrıs Adası etrafında yalnızca sismik çalışma değil, sondaj faaliyetlerine de başlanacağını söyledi.
Girne Amerikan Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Kutsal Öztürk ve Kurucu Rektör Serhat Akpınar, üniversite konferans salonunda düzenlenen fahri doktora tevdi töreninde, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu”na onursal doktora unvanı verdi.
Törene KKTC Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Kudret Özersay, Turizm ve Çevre Bakanı Fikri Ataoğlu, Türkiye”nin Lefkoşa Büyükelçisi Ali Murat Başçeri, akademisyenler ve öğrenciler katıldı.
Çavuşoğlu, burada yaptığı konuşmada, Ada etrafındaki hidrokarbon zenginlikleri ile ilgili Rum tarafının tek taraflı attığı adımlara başından beri karşı olduklarını ve buna bir çözüm bulunması için de Avrupa Birliği (AB) gibi uluslararası camiaya her platformda çağrıda bulunduklarını kaydetti.
Rum tarafının tek taraflı olarak bu adımları atmaya devam ettiğine dikkati çeken Çavuşoğlu, buna karşı gerekli adımların atıldığını söyledi.
Bakan Çavuşoğlu, şöyle devam etti:
"Şu anda Alanya 1 bölgesindeki Fatih Platformumuz önümüzdeki aylar içinde güneye doğru yönlendirilecektir. Şubat ayı içinde ikinci platformumuz gelecek ve KKTC”nin ruhsat verdiği alanlarda ve MEB”de artık biz de sondaj çalışmalarına başlıyoruz. Bunun için gerekli tedbiri aldık. Kıbrıs Türk halkının haklarını kimseye yedirmeyeceğiz. Bu bizim asli görevimizdir."
"Müzakerenin sonuç odaklı olması gerek"
KKTC ziyareti kapsamında Cumhurbaşkanı ve tüm siyasi partilerin genel başkanlarıyla yeni bir müzakere sürecinin başlaması konusunu da değerlendireceklerini söyleyen Çavuşoğlu, "Gerçekleri görmezsek bir yere varamayız. Laf olsun diye bir daha müzakereye başlamak boşuna enerji kaybıdır, zaman kaybıdır, umutların yok edilmesidir." dedi.
Çavuşoğlu, müzakere kapsamında tüm seçeneklerin değerlendirilmesi gerektiğini vurgulayarak, "Tek bir seçeneğe bağlı, dayatmacı bir anlayışla bir yere varılamayacağını gördük." ifadesini kullandı.
Rum tarafının ikircikli bir tutum sergilediğini kaydeden Çavuşoğlu, neyin müzakere edileceğinin önceden belirlenmesi gerektiğinin altını çizdi.
Çavuşoğlu, "Müzakerenin sonuç odaklı olması gerekiyor. Artık uzun yıllara sari müzakerelerle kaybedecek vaktimiz ve enerjimiz yok. Kıbrıs Türk halkını umutlandırıp tekrar hayal kırıklığına uğratmaya kimsenin hakkı yoktur." şeklinde konuştu.
"Gerçekleri göremeden müzakereye başlamak hayal"
"Kıbrıs davası KKTC ve Türkiye Cumhuriyeti”nin ortak davasıdır." diyen Çavuşoğlu, Kıbrıs sorununa kalıcı, adil bir çözüm bulmak için KKTC, Kıbrıs Türk halkı ve Türkiye”nin samimi bir şekilde çaba sarf ettiğini söyledi.
Çavuşoğlu öte yandan Rum tarafının Crans-Montana sürecinde Ada”da hiçbir şeyi Türklerle paylaşmaya hazır olmadığının görüldüğünü belirtti. Çavuşoğlu, "Bu gerçekleri göremeden Kıbrıs”ta yeni bir müzakereye başlamak hayalden öte bir şey değildir." ifadesini kullandı.
Kıbrıs Konferansı”nda yönetim, güç paylaşımı, siyasi eşitlik ve mülkiyet konularında hiçbir gelişme olmadığını hatırlatan Çavuşoğlu, varılan mutabakatlar konusunda Rum tarafının geri adımlar attığını ve mevcut durumda da bu geri adımların devam ettiğini vurguladı.
Çavuşoğlu, Rum tarafının, dönüşümlü başkanlık, "karar mekanizmasında Türk tarafının oyu şart" ilkesi ve yetki paylaşımı gibi alanlarda ağır şartlar koymaya başladığına dikkati çekerek, parametreleri belli olan federal bir çözüm için masaya oturduklarını kaydetti.
"Rum tarafı böyle bir çözüme yanaşmadı ve bundan sonraki süreçte de yanaşmayacak." diyen Çavuşoğlu, bu gerçeğin net bir şekilde Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri, garantör İngiltere ve gözlemci AB tarafından da görüldüğüne işaret etti.
"Kıbrıs davası siyasi ideolojilere kurban edilemez"
Çavuşoğlu, kendisinin belli ilkeler çerçevesinde esneklik gösterdiğini ancak kırmızı çizgileri de net bir şekilde ortaya koyduğunu belirtti.
Kıbrıs davasının büyük bir dava olduğuna vurgu yapan Çavuşoğlu, "Kıbrıs davası birilerinin siyasi ideolojilerine ve siyasi hırslarına kurban edilmeyecek büyük bir davadır. Bunu hiç kimse aklından çıkarmasın." ifadelerini kullandı.
Çavuşoğlu, Türkiye ve KKTC”nin tek bir devlet gibi hareket ettiğini belirterek, "Kıbrıs davasında önümüzdeki süreçte daha güçlü olacağız ve haklı davamızı sonuna kadar savunacağız, sahip çıkacağız." diye konuştu.