Her şey , ölen kızının cenazesini kaldırmak için kredi almaya gelen müşterisine şube müdürünün çapraz satış yap demesiyle başladı. Bankacılığı bıraktı ve çiftçilik yapmaya başladı.İşte bankacılığın dışında da hayat var denilen bir başarı hikayesi:
Ben Gökhan Onay.
Eski bankacı şimdi ise yeni çiftçi.
Doğduğumdan beri şehir hayatından kopmamış bir birey olarak her zaman kurumsal firmalarda çalıştım en son çalıştığım Firma X Bankada tam tamına 5 senemi geçirdim bu hayatımın en patinajlı ve anlamsız beş senesi olmuş.
Aslında her şey çok güzel başlamıştı fakat dünya ve ülke ekonomisi ve yapısı değiştikçe sektör ve yöneticilerde enteresan bir hal almaya başladı ve bu beni çok güzel ama önemli bir noktaya itti.
Artık bağımsızlık arayışı ve egosu olmayan insanlar aramaya başladım, buldum da tabi hem çalıştığım kurumda çok güzel dostluklarım oldu hemde çevresinde..
Fakat bağımlılık hala devam etmekteydi. Çalışıyor, çalıştığını harcıyor ve üstüne borçlanıyorsun ve tabi ki de yönetimsel açıdan çok ama çok mutsuzdum. 15 aralık 2016 istifamı verdim ve kurumdan ayrıldım. Bu süre zarfında yaşadıklarımı elbette ki sizlerle paylaşmak isterim ama merak etmeyin sizinkilerden eksik olabilir ama fazlası yoktur.
BAY EGO
Bankadan ayrılmamla hemen kendi kişisel öz güvenimi topladım, bir anda gözümdeki o perde kalktı ve hayatın içinde olduğumu keşfettim.
Neden 15 gün tatil yapmak için 350 günümü feda edeyim ki zaten o 15 gün benim sevdiğim şeyleri yapmama bile yetmiyor hangi hobimi 15 güne sığdırabilirim ki ?
Bu evreye gelmemdeki en büyük tetikleyici olay 2015 te bankanın laleli şubesinde çalışırken yaşamıştım kısa bir sektör hikayesi olsun:
Sabah şubemdeki yerimi aldım ve yöneticim “bay ego” ile toplantılarımızı yaptık. Kendisi ondan daha da büyük bay egolardan talimatları almış ve bize bildirmişti.
Neyse ben masama geçtim ve bir müşteri aradı. Maaş müşterim, ” Gökhan bey telefonunuzu filanca kişiden aldım bana kredi çıkar mı ?” diye sordu. “buyurun gelin yakınsanız” dedim.
Neyse ki, ön onaylı bir
kredisi vardı.
Müşteri geldi, sohbet ettik , bir çay ikram ettim ama adamın suratında bir mutsuzluk karamsarlık, değişik inanın anlayamadığım bir ifade vardı.
Sohbet ederken sordum, “meblağı nerede kullanacaksınız ?” diye… ” kızımı kaybettim cenaze işlemlerimde kullanacağım …” dedi. 14 yaşında engelli bir kızı varmış ve vefat etmişti. Tabii ben bunu duyunca ön onaylı kredilerde indirim filan olmaz ama aradım iş kolunu ve destek istedim, sağ olsun, dedim ya güzel insanlar da tanıdık diye…
Bize indirim için izin verdiler, biz imzaları almaya başladık o sırada masa telefonum çaldı açtım -bay ego hatta…
– Adam neden o kadar uzun oturdu o kim ?
– Tabii müdür bey maaş müşterimiz x firmadan kredi kullandırıyorum ..
– he tamam o zaman bes yapmayı unutma..
– tamam müdürüm teklif eder anlatırım.. dedim ve teli kapadık.
Neyse.. imzaları bitirdik havada soğuktu “abi dedim “sen bir çay daha iç şurada kenarda meblağı al öyle git bir daha git gel yapma“, müşteri de tamam dedi ve beklemeye başladı.
Ondan sonra aşağıdan yazışmalar başladı bay ego ile ilk mesaj şuydu
-(?????????)
Evet, yanlış görmediniz, sadece soru işaretleri . Ben de doğal olarak cevap verdim – efendim müdürüm, anlamadım ?
– soruyorum işte, bes yaptın mı ? diye yazdı.. bende
– Yapamadım konuşuruz adam zor durumda işini gördüm gidecek… dedim. Kendisİ tekrardan yazdı
– Peki sen zor durumda kalmayacak mısın satmayınca?
– Evet kalacağım müdür bey ama hallederim
-Peki hiç çapraz ürün satmadın mı ? diye sordu..
Ben de o gün kafamdan cidden adama başka ürün satabilir miyim diye düşündüm ve akşam müdür beyle tartışmamızdan sonra eve gittim uzun uzun düşündüm:
VİCDAN MUHAKEMESİ
“ben bunu Nasıl yapabildim ? Yani çocuğu ölmüş bir adama ve mezar parası için kredi çeken bir insana başka şeyler satmayı düşünecek kadar aşağılık nasıl olabildim?”
O anda anladım, bu benlik bir iş olmaktan çıkmıştı ve çıkış yolu aramaya hemen ertesi günü başladım.
İşte 2 yıla yakın bir süre zarfından sonra paçamı bu kapital düzenin en köhne yerinden kurtardım
ve şimdi hiç bilmediğim toplasan hayatımda 20 kere gelmediğim bir köyde çiftçilik yaparak yaşamımı geçindiriyorum, minimalist yaşamaya başlayınca daha da bir mutlu oluyorum ve daha da insani duygularımın artığını düşünüyorum.
Şu anda 2 yılı devireceğim bu yaşamda. Emin olun o kadar zor ama bir o kadar da eğlenceli ve üretken..
Şimdi köpeğim (bronz) ve ben mutlu ve üretken bir yaşam içinde istediğimiz zaman istediğimiz şeyi yaparak yaşamaktayız.
Benim bu yaşamımı sosyal medyadan rahatlıkla takip edebilir, istediğiniz zaman yanıma gelebilirsiniz 🙂 Bu ufacık köyde herkesin mutluluğuna yetecek kadar yer var.
İşte GO’nun hayatı tam olarak da bu şekilde başladı.
Umarım bir gün sevdiğiniz şeyleri yaparak mutlu olacağınız bir işiniz olur 🙂
Saygılarla.
GÖKHAN
http://www.gonunciftligi.com/go-nun-hayati
https://www.facebook.com/gonunciftligi/
https://www.instagram.com/gonunhayati/
https://www.instagram.com/gonunciftligi/
CarrefourSA Bayilik Buluşmaları Antalya ile Devam Ediyor
Sabancı Holding ve Carrefour Grup iştiraki, Türkiye perakende sektörünün öncü markası CarrefourSA 70 ilde 1200 mağazası ve bayileri dahil olmak...