Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, “Türkiye, Ar-Ge ve yenilikçiliğin önderliğinde katma değer üreterek büyüyecek.” dedi.
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, yaptığı yazılı açıklamada, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından dün yayımlanan "Ar-Ge Faaliyetleri Araştırması-2017" verilerini değerlendirdi.
Geçen yıl Ar-Ge harcamalarının bir önceki seneye göre yüzde 21,2”lik artışla 29 milyar 855 milyon liraya yükseldiğini belirten Varank, Ar-Ge harcamalarının gayrisafi yurt içi hasıla (GSYH) içindeki oranının yüzde 0,96”ya çıktığını bildirdi. Varank, 2013”ten bu yana gözlenen istikrarlı artış eğiliminin sürdüğüne dikkati çekti.
Ar-Ge harcamalarına özel sektörün öncülük ettiğini vurgulayan Varank, "Bu durum hedeflerimizin karşılanması açısından son derece dikkat çekici. TÜİK tarafından dün açıklanan verilere göre en fazla Ar-Ge harcaması yüzde 56,9”luk payla şirketler tarafından gerçekleştirildi. Şirketleri yüzde 33,5”lik payla üniversiteler ve yüzde 9,6”lık payla genel devlet izledi." ifadesini kullandı.
Sevindirici bir başka gelişmenin ise Ar-Ge personeli sayısındaki artış olduğuna işaret eden Varank, tam zamanlı Ar-Ge personeli sayısının yüzde 12”lik artışla 153 bin 552 kişiye ulaştığını, kadınların payının da yüzde 32”ye çıkarak artış eğilimini sürdürdüğünü bildirdi.
“Türkiye katma değer üreterek büyüyecek”
Varank, bu olumlu gelişmelerde Bakanlığın öncelikli faaliyetleri arasında yer alan teknoparklar ve Ar-Ge merkezlerinin önemli bir rol oynadığını belirterek, şunları kaydetti:
"Türkiye, Ar-Ge ve yenilikçiliğin önderliğinde katma değer üreterek büyüyecek. Ülkemizin Ar-Ge önderliğinde yüksek katma değerli üretim yapısına kavuşma hedefi doğrultusunda, girişimcilere ve teknoloji tabanlı işletmelere çok çeşitli destekler sunuyoruz.
Teknoparklarda yer alacak firmalara altyapı, idare binası ve kuluçka merkezi inşaatları kapsamında 14 yılda 750 milyon lira hibe desteği verdik. Halihazırda 60 teknoparkta teknoloji ve yenilik faaliyetleri tüm hızıyla devam ediyor.
Teknoparklardaki firma sayısı 2017”de yüzde 6,7 artışla 4 bin 624”e, Ar-Ge personeli sayısı ise yüzde 9,9 artışla 36 bin 943”e ulaştı. Bu gelişmeler sonucundaysa teknoparklardaki toplam satış tutarı yüzde 22,7 artışla 53 milyar liraya çıkarken, toplam ihracat 3,6 milyar dolara ulaştı."
Üretimde yapısal dönüşüm hedefi
Teknoparklarda geliştirilen ürün ve teknolojilerin diğer sektörlerde oluşturduğu çarpan etkisi de dikkate alındığında, istihdama ve ülke ekonomisine olan katkısının bu rakamların çok daha ötesinde gerçekleşeceğinin aşikar olduğunu vurgulayan Varank, Ar-Ge ve yenilikçilik ekosisteminin diğer önemli aktörlerinden olan Ar-Ge ve tasarım merkezlerinin de Bakanlık tarafından desteklendiğini anımsattı.
Varank, 44 ilde faaliyet gösteren Ar-Ge merkezi sayısının bin 52”ye, 22 ilde faaliyet gösteren tasarım merkezi sayısının 291”e yükseldiğini, bu merkezlerde 60 bin nitelikli kişinin istihdam edildiğini belirterek, üretimde yapısal dönüşümü Ar-Ge ve yenilikçilik önderliğinde hayata geçirmeye devam edeceklerini bildirdi.
“33 üniversitenin iş birliği projesi desteklenmeye hak kazandı”
Yapısal reformların en öncelikli gündem olduğunu aktaran Varank, bu kapsamda son dönemde çok önemli politikaları hayata geçirdiklerini, bunlardan birinin de "Sanayi-Doktora Programı" olduğunu kaydetti.
Varank, açtıkları çağrının sonuçlandığını hatırlatarak şu ifadeleri kullandı:
"Yüksek ilgi ve taleple karşılaştık. 33 üniversitenin, 77 farklı firmayla yaptığı iş birliği projesi desteklenmeye hak kazandı. 120 proje aracılığıyla sanayinin ihtiyaçları doğrultusunda 517 doktora öğrencisi yetiştirilecek. Bu öğrencilere doktoraları bittikten sonra sanayi sektöründe istihdamları için 3 yıl boyunca istihdam desteği sağlayacağız. Böylelikle sanayide nitelikli bilginin üretim süreçlerinde kullanımını mümkün hale getireceğiz."
Bugün yaşanan bir diğer güzel gelişmenin de ekonomiye güven beklentilerinden geldiğini belirten Varank, TÜİK verilerine göre 3 aydır düşme eğiliminde olan Ekonomik Güven Endeksi”nin kasımda yüzde 9,1”lik iyileşmeye işaret ettiğini vurguladı.
Varank, endeksin alt bileşenlerine bakıldığında, bu iyileşmede en etkin faktörün reel kesim güveni olduğunun altını çizerek, bunun yanı sıra tüketici güveni, ticaret ve hizmet sektörlerindeki yukarı yönlü hareketlerin de ekonomik güvenin iyileşmesine katkı sağladığını belirtti.
Hedeflerinin reel sektör güvenine ilişkin bu artışın gelecek dönemlerde daha da güçlenmesi ve devamının sağlanması olduğunu ifade eden Varank, yatırımların teşviki yoluyla üretim öncülüğünde büyümeyi gerçekleştirmek istediklerini kaydetti.