SAHA İstanbul, 300”den fazla üyesinin savunma ve havacılık sanayisine ilişkin görüş ve önerilerini içeren raporu Savunma Sanayii Zirvesi”ne taşıyacak.
Savunma ve havacılık sanayisinde imkan ile kabiliyetleri artan yerli firmalar, büyüyen hedeflerine ulaşmak için ham madde, üretim, pazarlama, ihracat konularında çeşitli taleplerde bulunuyor.
Türkiye”nin en büyük sanayi kümelenmesi SAHA İstanbul, Savunma, Havacılık ve Uzay Kümelenmesi Derneği, 100 Günlük İcraat Programı kapsamında yapılacak Savunma Sanayii Zirvesi”ne yönelik bir çalıştay gerçekleştirdi.
Kapsamlı bir rapor hazırlandı
SAHA İstanbul Yönetim Kurulu Başkanı Haluk Bayraktar’ın açılış konuşması yaptığı, KOSGEB ve TÜBİTAK”ın savunma sanayisini ilgilendiren teşvikler konusunda bilgilendirmelerde bulunduğu çalıştayda, çeşitli başlıklar altında sorunlar ve çözüm önerileri ele alındı.
Aralarında ASELSAN, THY Teknik, Kale Kalıp, Baykar, BMC, STM, Kordsa, Dowaksa, Petlas, TAİS, Meteksan, Ermaksan, Durmazlar, Tümosan, Türk Loydu, Türk Standartları Enstitüsü, Aspilsan, CES İleri Kompozit ve Savunma, BİTES, FİGES gibi sektörün önemli oyuncuları bulunduğu 300”den fazla üyeye sahip SAHA İstanbul, çalıştay sonunda ortaya çıkan görüş ve önerileri zirveye sunulmak üzere kapsamlı bir rapor haline getirdi.
Raporda, sektörün çözüm beklediği konular arasında ihale karar süreçlerinin kısaltılarak firmaların ticari ve kur risklerinin azaltılması önerisinde bulunuldu.
Yerli kabiliyetlerin geldiği nokta itibarıyla savunma sanayisi alımlarında yerlilik şartının üretim altyapısı, ekipman, yazılım altyapısı da dahil edilerek artırılması ve teknolojiyi tabana yayacak tedbirlerin ihale şartnamelerine dahil edilmesi talebi gündeme getirildi.
Öneriler arasında, yerli üreticiye daha önce ve ilk defa yaptırılan bir işin, ikinci kez alımında yabancı rakipler karşısında avantaj sağlanması da yer aldı. Böylece ilk defa verildiğinde karşı karşıya kalınan yüksek maliyetlerin sonraki siparişlerle ortadan kalkmasına olanak sağlanacağı belirtildi.
Tersine beyin göçü de sektörün gündeme getirdiği konular arasında yer aldı. Bu kapsamda, başta malzeme, ileri mühendislik uygulamaları, yazılım ve elektronik konular olmak üzere yurt dışında yetişmiş mühendislerin ya da başka milletlerden bilim ve teknoloji insanlarının Türkiye”deki sistemlerin geliştirilmesinde görev alabilmelerini sağlayacak cazibenin ve altyapının oluşturulması önerildi.
İnsan kaynağı ihtiyacına yönelik öğrencilere pratik yetkinlik kazandıracak uzun süreli staj gibi programlar geliştirilmesi, teknik personel yetiştirilmesinin teşvik edilmesi, nitelikli personel sayısının artırılması amacıyla proje, yarışma, Teknofest gibi etkinliklerin desteklenmesi istendi.
Üniversitelerdeki akademik çalışmaların, programların sanayiye hizmet eder hale getirilmesi, kritik teknolojilerin önceliklendirilmesi, sanayinin sorunlarını çözmeye yönelik akademik çalışma ve yayınların puanlarının yükseltilmesi, temel bilimlerde bilim insanı yetiştirecek altyapının oluşturulması gibi bir dizi öneri de raporda sıralandı.
"Firmalar test ve sertifikasyon yükünden kurtarılmalı"
Test ve sertifikasyon alanında da Havacılık Test ve Sertifikasyon Yüksek Lisans Programı açılması, test ve sertifikasyon ihtiyacının yerel imkanlarla karşılanması talepleri paylaşıldı.
Geliştirmeye dayalı tedarik projelerinde sertifikasyon ve belgelendirme konusunda küçük ve orta ölçekli firmalara mentörlük, sertifikalandırma süreçleriyle ilgili danışmanlık hizmeti verilmesi, belgelendirme maliyetlerinin proje bütçesinde yer alarak firmaların bu yükten kurtarılması önerildi.
Teknolojik ürünlerde milli standartlar
İnsansız hava araçlarının (İHA) sivil hava trafiğine regülasyonu çalışmaları da taleplerde öne çıktı. Yakın zamanda güncel hayatın bir parçası haline gelmesi beklenen bu araçlarla ilgili dünyadaki gelişmelerden geri kalmamak için İHA”ların sivil hava trafiği mevzuatına regülasyonu çalışmalarının hızlandırılması, Avrupa ve ABD ile eş zamanlı ve uyumlu yürütülmesi ihtiyacı ortaya konuldu.
En azından Türkiye”de geliştirilen teknolojik ile stratejik ürünlerde milli standartlar ve yerli platform ve sistemlerde kullanılan alt sistem ve komponentler için eşlenik yerli markalar oluşturulması, yabancılara satışta bu standartların belirleyici kılınması, garanti koşullarında yer alması da öneriler arasında yer aldı.
"İthal ürün yerli markayla satılmasın"
Raporda yer alan diğer öneriler şöyle:
– Yurt dışından (büyük çoğunlukla Uzak Doğu) ithal edilen ürünlerin yerli markayla satılmasının önüne geçilmeli.
– Test ekipmanları, sistem ve yazılım geliştirme altyapılarının da yerli imkanlarla üretimi teşvik edilmeli, bu tür altyapılar bağımsız şekilde geliştirilerek, bu maksatla yurt dışına kaynak çıkışının önüne geçilmeli.
– Havacılık kalite standardı olan AS9100 kalite belgesinin yerli yetkili kuruluşlar tarafından verilebilmesi için gerekli işlemler başlatılmalı.
– Bir ürünün Türkiye”de üretiliyor olması veya yurt dışından ithal edilen ürünün yurt içinde geliştirilebilme altyapısına sahip olunması durumunda, yerli ürünün mutlaka ihtiyaç sahibi makamlar tarafından tercih edilmesini sağlayacak mekanizmalar oluşturulmalı. Türkiye”deki sistemler öncelikle silahlı kuvvetlerce kullanılarak yurt dışında pazar bulma imkanı sağlanmalı.
"İhracat izin süreleri kısalmalı"
– Acil alım yönteminin çok istisnai durumlarda kullanılmasına yönelik mekanizma oluşturulmalı.
– Devlet destekli projeler sonucu ortaya çıkan ürünler devlet tarafından satın alınmalı, üretici firmaya referans kazandırılmalı, böylece ürünlerin pazarlanması kolaylaştırılmalı.
– Devlet teşvik ve desteklerini kullanmadan, tamamen kendi öz sermayeleriyle yatırım yapan firmalar için bir teşvik modeli geliştirilmeli. Kendi öz sermayesiyle yerlileştirme yapan sanayiciler ödüllendirilmeli.
– İhracat potansiyeli olan fakat yurt dışında pazarlama ve onun lojistiğini yönetme yeteneği ve gücü olmayan firmaların (yabancı dil, tecrübe vesaire) desteklenmesi için yeni bir ihracat stratejisi oluşturulmalı.
– Yabancı firmaların Türkiye”de yapılacak tesis ihalelerine girişinde yerli makine, ürün ve komponent kullanma şartı getirilmeli.
– Tesis güvenlik belgesi zorunluluğu KOBİ”ler için esnetilmeli. Ürün ve teknoloji bazlı bir ayrım yapılarak ana yükleniciler ve belli alt ana yüklenicilerin haricinde KOBİ”lerin tesis güvenlik zorunluluğu kaldırılmalı.
"Yenilikçi teknolojiler ve malzeme ihtiyacı"
– Nanoteknoloji, teknik tekstil ve giyilebilir teknolojiler geliştirilerek savunma sanayisi ihtiyaçlarına cevap verebilir hale getirilmeli.
– Gerek askerlerin korunması, gerekse silah, araç ve gereçlerin üretiminde kullanılan çelik zırhların yerine daha hafif, ucuz ve üstün zırh yeteneklerine sahip kompozitlerin geliştirilmesi desteklenmeli.
– Nitelikli ve paslanmaz çelik üretimi hızlandırılmalı.
– 2000, 5000 ve 7000 serisi alüminyum üretebilme yeteneği kazanılmalı.
– Titanyuma, magnezyum, nadir toprak elementleri gibi yüksek teknolojinin ihtiyaç duyduğu konularda özel geliştirme projeleri gerçekleştirilmeli ve ham madde tedariki stratejik stok seviyesi tutularak güvence altına alınmalı.