Yöneticiler, artık mobbing konusunda açık vermiyor. Ama öyle acımasız bir yöntem uyguluyorlar ki! Şubeci, üzerine şube kapısı kilitlenen bankacıları yazdı…
“Mobbing ya da bezdirip, bir grup insanın, bir kimseye veya başka bir gruba sosyal kabadayılık yapması. Latince kökenli sözcük; psikolojik şiddet, baskı, kuşatma, taciz, rahatsız etme veya sıkıntı vermek anlamlarına gelir.”
Ama unutmayın bir insanın bir olayı yaşayacağını bilmesi, ne yaşayacağını tahmin etmesi ile yaşadığı zaman hissettikleri arasında büyük farklılıklar olabiliyor.
Mobing hayatımıza girdi gireli aslında hepimiz bizlere mobbing uygulandığının farkındayız.
Biz farkındayız, yapanlarda farkında ancak bana göre hukuk sistemimiz farkında değil. Bu konuyla ilgili herhangi bir avukata gittiğinizde “Yalnız mobbing başka bir şey. Sana şunu şunu şunu demeleri gerekiyor ve tabii ki bunu ispatlayacaksın “İspatlamayınca yaşamamış da oluyorsun ya …işte buna hastayım.
Yöneticilerimiz de uyandılar buna. Açık vermiyorlar
Odalarına cep telefonu aldırmıyor, mail üzerinden sanki günlük rapor istermişçesine sana dakika başı her kalemde hesap soruyor, watsapp konuşmalarına çok dikkat ediliyor, sosyal medyada tanıyıp tanımadığı herkes eklenip arkadaş olunuyor (ben ne kadar sosyal, barışçıl ve çalışanlarını seven bir yöneticiyim görün da onu ispatlamaya çalışıyor işte ama nafile.) Sayıp sövecekse de odasına çağırıyor ve mümkünse kapı kapanıyor ve yanında biri olmuyor. Olsa da şahit ne fark eder sanki arkadaşın mahkemeye gelip senin yanında duracak: bankaya karşı? Ben size deyim: ihtimal dışı! Kimseye o kadar güvenmeyin. Anında satarlar sizi. Hele bir başınıza gelsin…
Mobbing nasıl mı oluyor?
Birkaç soru cevap yapalım; mesela:
Sizin hiç üzerinize şubenin kapısı kilitlendi mi çıkamayasınız diye?
Gün sonunda bütün gün iş çıkartmaya çalışıp o gün çıkartamadığınızda ” bu nasıl bir şey karşıma ….
Satışla gelmeyin benim. Bunu bunu bunu yapana kadar çıkmıyorsunuz deyip şubeye hapsedildiniz mi? Hem de hiç düşünülmeden evde hasta mı var, yangın mı çıkmış, ölür müsün, hasta mısın?
Gece 23:30 gibi alakasız bir saatte, o an yapacağın hiçbir şey olmamasına rağmen yarın neler var elinde bir say bakalım denildi mi? Gün boyu 6 toplantı yaptığın oldu mu? Hatta toplantı yapmaktan iş yapamadığını söylediğinde sabah 07:15 de yine o gün yapacaklarını konuşmak için şubeye çağrıldın mı ceza niyetine?
Odaya çağrılıp “Sen bunları yapamazsan ne işe yararsın? Bence sen bu işe uygun değilsin (16 senelik personele söylüyor, kendisi 10 senelik belki de değil) başka bir iş düşünür müsün?” denildi mi?
İstenilen tüm sertifika ve eğitim programlarına sahipken, yerine “canım müdürümcülük ” oynayan yalakanın dibi getirilip sana: “Benim zaten bu kadar tecrübeye ihtiyacım yok, satışçı olsun yeter ” denilip, 3 hafta önce başladığın şubenden gönderen oldu mu?
Yaptığın operasyonel bir hatada bunu yöneticine söylerken tir tir titrediğin halde o yönetici seni bin bir türlü hakaretle, bir çocuk gibi ağlattı ve sen içini çekerken ” geri zekâlı gibi zırlama karşımda” dendi mi?
Rakamlarınız çok değil sadece 1 ay kötü oldu diye 1 gün bile alamadığınız ve senin satışların kötü, zaten topun ağzındasın farkında da mı değilsin; ne izni? Saçma saçma gelmeyin karşıma denildi mi?
Ya da izin aldınız gittiniz geldiğinizin 1. saati dolmadan aldığınız izin döneminde olan tüm aksilikler kesinlikle düzeltilmeye çalışılmamış olarak önünüze atılıp, o kadar izne mi gidilir, gidersen böyle olur (yasal olan izin hakkin senede 1 defa 10 gün blok) bütün sene beklediğin hatta, iple çektiğin tatil burnundan getirildi mi?
İzninde arandın mı mesela ya raporluyken? Kolun, bacağın kırık olsa da raporluyken şubeye getirilip bin bir türlü tehditle çalıştığınız oldu mu?
Müşteri ziyaretine yeni elektronik tasmalarınızla gittiğinizde müşterinin yanından check in yaptırıyorlar mı size de? Size zerre kadar güveni olmayan kurumunuz için alkış… Bir de arıyorlar müşteriyi üstüne, gerçekten yanınıza geldi mi diye…Bir banka personeline bu kadar güvenmezken, biz müşterilerin bize sınırsız güvenmesini bekliyoruz…
Şaka gibi değil mi?
Müşteriyle aranızda bir sorun olduğunda ve müşteri sizi şikâyete müdürünüze gittiğinde odaya çağırılıp “ Özür dile Beyefendi’den Hanımefendi’den ” diye zorlandınız mı? Üstelik hiçbir yanlışın olmamasına ve sadece milletin egosuna mastürbasyon yapmak için…
Müşteri memnuniyeti (!)
Yapman o günkü piyasa koşullarında imkânsız olan hedeflerin her ay artarak arşa erdi ve sen bunların çok yüksek; artık gerçekliğini yitirmiş olduğunu dile getirdiğinde, her konuda bakılan hinterlanda bakılmadan ‘Herkes yapıyor bu hedefleri bak su yapmış, bu yapmış sen yapamıyorsan sende bir sorun var’ denilip zan altında bırakıldın ve dünyada işini tek yapamayan bankacı gibi hissettirildin mı?
Doktora gitmen gerektiğinde yöneticinden izin alamadığın oldu mu şube yoğun diye?
Çocuğun hastayken, aklın ondayken 1 saat görüp gelemediğin, karnesini aldığında yanında olamadığın?
Cenazen olduğunda, sana yasını bile tutturmadıkları oldu mu?”Ayyy yeter ama at şu ölü toprağını artık üzerinden ” denilip, acına saygı duyulmadığı ve hiçbir şey olmamış gibi davranmanı istedikleri?
Aldığın maaşı bildiği halde seni o şehrin en kazık restoranına götürüp “Ben aç değilim” dediğinde’ “Ay yoksa paran mı yetmedi kıyamam, ben doyururum aç karnını, korkma ” denildi mi?
Kendini sürekli ezilmiş, yetersiz, başarısız, sömürülen, hor görülen ve aşırı değersiz hissettirdiler mi sana da?
Bu yaşananları ya da sayısızca çoğaltabileceğimiz bu tarz olayları yaşayınca hissettikleriniz tanımlama yapılan kelimelerden fazlaca farklı olmuyor mu sizce de?
Bunları yaşayan sadece ben değilim, bunları yaşatan sadece benim kurumum da değil. Bunları yaşayan aynı bankada ve farklı bankada olan konuştuğum görüştüğüm arkadaşlarım, meslektaşlarımız. Özetle “biziz”
Demek istediğim; bunlar gerçek ve bunlar yaşandı. Bizler yaşadık …
Avukatlar gibi ispat mı istiyorsunuz? İspatları; konuş(a)mayan “bizlerde gizli..
İçimi acıtan ve tahammül edemediğim bunların hala yaşanıyor olması. Hem de her geçen gün işten çıkarma, görev düşürme gibi tehditlerle taçlanarak, korkunç ve hatta dayanılmaz bir baskı altında.
Kalp krizinden, beyin kanamasından, kanserden ölen arkadaşlarımız olmadı mı bizim? Tek suçları bu sektörde, bu yönetim anlayışındaki bu yöneticilerle çalışıp, bu ülkede bu işe çocukları için, aileleri için, borçları için muhtaç olmalarıydı…
İnsanca çalışmak, emeklerimizin karşılığını almak, “insan” yerine konulmak, takdir edilmek, bir teşekkür onu da demeye diliniz varmıyorsa bir eline sağlık duyabilmek tarafınızdan…Sayın yöneticiler okursanız lütfen üzerinize alının tamam mı?
Çok mu şey istiyoruz sizlerden? Ben size şöyleyim: Hayır.
Bu insanlık dışı mobbing düzenine “DUR” dememiz gerek artık.
“YETER” değil mi?