Hanife Serter bu kez çalmakla çalışmak arasındaki o ince çizgiyi yazdı ..
Geçtiğimiz günlerde tanıştım onunla. Beş yıllık bir bankacı.
Genç, güzel, akıllı.
Evliymiş, çocuğu henüz yokmuş.
“İşten ayrılıyorum “dedi.
Ağzı kulaklarında, Mutlu belli ki. “Neden ?” dedim, “Mobbing mi ?” ” ” Yoo, kimse bana Mobbing yapmadı, Allah için..” dedi.
“Ben ” iyi”lerdenim aslında. Hiç hedef sorunum olmadı . Ne derlerse yaptım. Hatta o kadar iyi yaptım ki..ama ”
Ama derken değişti yüzü. Bir süre önce aldığım mikro mimik eğitiminden tanıdım o bir anlık ifadeyi.
Belki bir saniye sürdü.
Bilinçaltından kontrolsüzce çıkıp gelen o evrensel ifade .
” İğrenme” belirtisi.
O an anladım işine, müşterilerine belki de kendisine karşı gerçek anlamda ne hissettiğini…
“Ne bileyim işte, sevmiyorum, sanki sürekli insanları kandırıyormuşuz gibi geliyor. Yani işimiz bu ama bu iş mi şimdi ?… Ayrılıp mali müşavir olacağım, bir yakınımın ofisinde birlikte çalışacağız, yine evrak, yine müşteri olacak ama kafam daha dinç olacak, daha rahat uyuyacağım, hatta başladım bile..” dedi.
“ En çok da o devre sonu zamanları gelen presten kurtulacağıma seviniyorum. Hele o satışlar, o vadesizde tutulan paralar için gelen kutlama mailleri yok mu ? Sanki ” en iyi kandıran, en başarılı yalan söyleyen sensin..” der gibi. En çok da o kutlama mailleri rahatsız ederdi beni .”
Daha çok genç..
Ama çok mutsuz olmuş, çok yorulmuş, ruhen yıpranmış bu işte, belli.
Tazminatını istemiş çıkarken, sağlık sorunları varmış, anlatmış, “veremeyiz, yok öyle bir uygulamamız , Yönetim Kurulu kararı var.” demişler.
Sendikası yönetime kızmış, türlü yollar göstermiş, sahip çıkmak, arkasında durmak, gerekirse dava açıp uğraşmak istemiş ama o uzatmak istemediği için pek dinlememiş .
“ Bir an önce kurtulmak istiyorum.” dedi. “Kurtulmana sevindim” diyerek ayrıldım yanından.
ÇALIYOR AMA ÇALIŞIYOR!
Son günlerde Paramedya’da okuduğumuz bir haber , müşterileri dolandırıp paraları akrabalarına aktaran “ başarılı satışçı” haberi geldi aklıma.
Onu da çok alkışlamışlar, gaz vermişler, terfi ettirmişler..
Tanıyanlar, bilenler hem kendisi hem üst yönetimleri hakkında çok şey yazdı. Bir yanda ” başarılı ” görüldüğü halde yaptığı işi vicdanen sindiremediği için her şeyi geride bırakıp kurtulmak isteyen, bunun için istifa eden biri, diğer yanda bu ” başarı” dan gözü dönmüş , işi kendi için ” çalmaya” kadar götürmüş vicdansız, ahlaksız biri. Bankacılıkta ikisinin arasında o kadar ince bir çizgi var ki.
Deha ile delilik gibi belki.
Gerçekten çok başarılı bir satışçı iseniz, çıkın dışarda türlü sektörlerde alnınızın akı ile satışınızı yapın.
Satmak ayıp değil , kandırmak ayıp, insanların saflığından, bilgisizliğinden, cahilliğinden faydalanmak, beslenmek ayıp. “Çalıyor ama çalışıyor .” diyen zihniyete müstehak belki ama..
Rahat uyumak gibi bir zenginlik de yok şu dünyada. Siz rahat uyuyanlardan mısınız ?