Yılın son 3 iş gününde yine bankacı katliamı yapıldı. Sahnede yine aynı banka. Yine aynı Genel Müdür.
AKP iktidarının bu ülkeye yaptığı en büyük kötülük bankaların kontrolünün yabancılara geçmesine izin vermesidir.
Türkiye’nin en köklü bankaları bir gecede yabancılara teslim edildi.
Sonuç: 15 yıllık bir talan ortada.
Türkiye’de bazı bankalar maalesef Türkiye’yi adeta sömürmüştür.
Vatandaşın hesabında duran paradan kafalarına göre saçma sapan isimlerle masraf adı altında soygun yapmadılar mı?
Bankacılık hizmet gelir, istihbarat ücreti, dosya masrafı, ATM sorgulama masrafı, hesap özeti parası, kasa ziyaret parası, fiş parası, telefon ücreti ve daha adını bile hatırlayamadığımız onlarca kalem ücret adı altında vatandaşın hesabından tırtıklandı.
Yabancı bankalar kazandıkça kazandı. Sonuç olarak ortaya doymak bilmeyen aç bir sektör çıktı. Aslında sektör demek biraz haksızlık olur. Çünkü bu işi adam gibi yapan bankalar da var bu ülkede. Ancak yapan da o kadar çok ki.
En son hükümetin sıkışık esnafı rahatlatmak için devreye soktuğu KGF kredisi. Tam anlamı ile bazı bankaların vurgununa neden oldu. 50 kez yazdım ama KGF’nin değerli yöneticileri hiç dikkate almadı. Belgelerini yayınladım yine sesleri çıkmadı.
KGF kredilerinde alınan hizmet ücreti ve sigortalar şirketleri mahvetti. 10 bin liralık krediye alınan 10 bin liralık hayat sigortaları ve masraflar esnafı değil bankaları kurtardı.
Hükümet KGF’nin varlığını sorgulamak zorunda. En azından bankaların bu kontrolsüz vurgununa ses çıkartmayan yöneticileri sorgulamalı.
KGF’yi fırsat olarak gören iki bankadan bahsettim. Biri körfez diğeri Avrupalı. Bu iki bankanın son 2 bilançosunun kaynağı KGF kredilerinden aldığı masraf ve sigorta poliçeleri.
Eğer KGF yöneticileri bu ülkeye hizmet ettiklerini söylüyorlarsa bu iki bankayı onlar çok iyi biliyor. Bu iki bankada KGF kredisi kullanılan hesaplarda alınan masrafları ve sigortaları incelesinler. “Ben sadece kefilim. Banka ile kredi kullananların arasındaki anlaşmaya karışmam” diyorsan o başka.
Normal bir ülkede bunu söyleyemezsin. Ticaretin bir kuralı vardır. Bankalar Türkiye’de ticareti kuralı ile yapmamıştır.
Eskisini at yenisini al
Bankacılık sektöründe çirkin olaylar da yaşanıyor. Yılların tecrübeli bankacıları işten atılıyor. Hem de 40 yaşına bile gelmeden. Hepsi tecrübeli bu insanların ortak özellikleri maaşlarının yüksek olması. Yüksek derken öyle 10 bin lira filan değil. 4 ile 5 bin lira arasında. İşte bu sektör yılın son ayında adeta yüksek maaşlı(?) personel katliamı yaptı.
Katliam geçen hafta anket skandalı ile gündeme gelen Türk bayan genel müdürün olduğu bankada yaşandı. 200’ün üzerinde yetişmiş personel 2017’nin son haftasında işsiz kaldı. Acı olan ise bu bayan genel müdürün tavırları. Basın karşısında hep kadın haklarını savunan ve kadınların çalışma koşullarının iyileştirilmesi için çaba harcayan ancak bankasında gerçek hayatta tam tersini yapan bir yönetici. Kendi koltuğunu sağlamlaştırmak için yabancı patronun yaptığı personel memnuniyet anketine müdahale eden yöneticilere ödül veren bir genel müdür.
Elin yabancısı milyon dolarlık anket yaptırıyor personel memnuniyeti ile ilgili ama uyanık yöneticiler personeli yazılı olarak uyarıyor. Pozitif şeyleri görün diye.
Konu benim yazımdan sonra Avrupalı hissedara ulaştı. Top şimdi Avrupa’daki CEO’da. Türkiye’de yaşanan bu gayri ahlaki davranışlara nasıl tepki verecek göreceğiz. Hiçbir şey yokmuş gibi “devam edin çocuklar yeter ki para kazandırın” mı diyecek yoksa kendi krallığını korumak için süt izni kullanan anneleri işten attığı mahkemece tespit edilmiş bu bayan yöneticiye “dur” mu diyecek göreceğiz.
Bu arada Hollanda’ya gidecek olan bazı bankacıları buradan uyarayım; hava sıcaklığı eksi 1 derecede. Sakın üşütmeyin. Ona göre kıyafet alın yanınıza.
Kaynak Yeniçağ: Bankacılıkta ucuz işçilik – Remzi ÖZDEMİR
Akbank’tan Diş Hekimlerine Özel Kampanya
Akbank, Diş Hekimleri Günü kapsamında özel bir kampanya başlattı. Akbanklı diş hekimleri, 18 Kasım – 18 Aralık 2024 tarihleri arasında,...