Nadide Kısa’yı öldüren kendisini biliyor. Bir insanın vebali ve o geride kalan 3 öksüz çocuğun ahı, eminim ki, son nefeslerinde bile bu kişi veya kişilerin karşısına çıkacaktır.
Nadide Kısa.
Daha henüz 43 yaşında 15 yıllık bankacı ve 3 çocuk annesi.
Nadide Kısa dün toprağa verildi.
Bankacı arkadaşlarının bazıları cenazeye gelmişti. Bazıları içi kan ağlasa da gelememişti. Çünkü izin alamamışlardı.
Kimine müdürü izin vermedi, kiminin gerçekleştirmesi gereken hedefleri vardı.
Bankacı Nadide sesiz sedasız toprağa verildi.
Geride gözü yaşlı bir eş ve annesiz, onun sevgisinden mahrum 3 öksüz çocuk.
Nadide Kısa beyin kanamasından öldü.
Bu, ölüm nedeni. Peki, buna ne yol açtı?
Son 3 ay öncesine döndüğümüzde binlerce psikolojik şiddete maruz kalan bankacılardan biri olduğunu görüyoruz Nadide’nin.
Nadide’nin bankası, yabancı ve yerli ortaklı banka. Bu banka Türkiye’nin en eski bankası. İtibarlı ve bir süre öncesine kadar herkesin çalışmak için can attığı bir kurum. Bankanın yarısı Avrupalı bir bankaya satılıyor.
Her şey ondan sonra değişiyor. Çalışan mutluluğu zirvede olan bu kurum bir anda adeta mobbingin merkezi haline geliyor.
Daha çok kâr için dayatılan hedef baskısı adeta şiddetli bir mobbinge yani psikolojik tacize dönüşüyor.
Özellikle bölge müdürlükleri arasındaki yarış, şube personeli üzerinde acımasızca baskıya neden oluyor.
Üst yönetim ise çalışanı kobay haline getiren yeni formüller peşindeydi. Sürekli şube statülerini değiştiriyor, personele farklı görevler veriyordu. Bireysel müşterilere bakan bankacı bir anda KOBİ’ye geçiriliyor, KOBİ’deki bireysele.
Tam bir iş bilmezlik ve personeli deney aracı olarak kullanmaktan başka bir şey değil.
Tüm bunlar yapılırken de en büyük silah olarak da işten atma kullanılıyordu.
İşte Nadide Kısa da bu korku ve gerginlikle son 6 ayını geçirdi.
Yılların tecrübeli bankacısı yeni işe başlamış gibi gişeye oturtturulmuş. Nadide Kısa, arkadaşlarının anlattığına göre işsiz kalmamak ve çocuklarına daha iyi bir gelecek için bu göreve itiraz etmeden başlamış. Ancak bu göreve bir de eski hedefleri eklenince artık kırılma noktasına gelmiş.
Sürekli olarak baskı ve psikolojik şiddet vefat ettiği güne kadar devam etmiş.
Sonrası akşam beyin kanaması geçirip hakkın rahmetine kavuşmuş.
3 küçük evladının feryatları arasında ruhunu teslim etmiş.
Şimdi soruyorum;
Nadide’yi kim öldürdü?
Türkiye’yi adeta sömürmek için gelen yabancı ortak mı? Yoksa yabancı ortak gitmesin diye taleplerine ses çıkartmayan Türkiye’nin en saygın ailesi yerli ortak mı?
Yoksa koltuğumu bir yıl daha koruyayım diye genel müdür yardımcılarına baskı yapan genel müdür mü?
Sahayı bilmeden oturduğu koltuğa yapışmak için bölgelere baskı yapan o acımasız genel müdür yardımcıları mı? Yoksa genel müdür yardımcılarına hiç itiraz etmeden “evet efendim yaparız, başarırız” dedikten sonra şube müdürlerini “ya yapılacak ya yapılacak” diye tehdit eden bölge müdürü mü?
Ya da üç günlük dünyada banka müdürü unvanlı, araba ve üç kuruş daha fazla maaş için personeline insanlığa sığmayan psikolojik şiddet uygulayan bazı şube müdürleri mi?
Bankalardaki insanlık dışı baskılara sesini çıkartmayan Çalışma Bakanlığı olabilir mi acaba?
Binlerce mobbing şikâyetine kulak tıkayan bu bakanlık öldürmüş olabilir mi Nadide Kısa’yı?
Yoksa sadece aidat alan ve patronları kızdırmamak için ortalıklarda görünmeyen sendika olabilir mi?
Nadide Kısa’yı öldüren kendisini biliyor.
Bir insanın vebali ve o geride kalan 3 öksüz çocuğun ahı, eminim ki, son nefeslerinde bile bu kişi veya kişilerin karşısına çıkacaktır.
Kaynak: Bankacı Nadide’yi kim öldürdü? – Remzi ÖZDEMİR-YENİÇAĞ GAZETESİ
Akbank’tan Diş Hekimlerine Özel Kampanya
Akbank, Diş Hekimleri Günü kapsamında özel bir kampanya başlattı. Akbanklı diş hekimleri, 18 Kasım – 18 Aralık 2024 tarihleri arasında,...