Veznedar, bankacılık tarihinin en çok tartışılan ve eleştirilen GMY’sini yazdı: Onun hatalarını yazmadan bir de cenaze namazı kıldırdı. Her GMY’nin ibret için okuması gereken bir yorum:
Hoca sordu cemaate
‘maktulü nasıl bilirdiniz?
Her zaman ki gibi sıradan bir cenaze namazının olmazsa olmaz sorusuydu ve aynı soruyla başladı yine törene…
Kim mi öldü dostlarım? Tabi ki ‘o adam’
Madem öfkeli ve sessiz bir kalabalık hakim bu cenazede…
Kim cevaplamak ister bu soruyu?
Hadi gelin, yakını olarak ve çok iyi tanıdığım ve arkadaşım olan o adamı nasıl bildiğimi size ben anlatayım…
Körfez bankasının gelmiş geçmiş en akılda kalan, bankanın tarihini, itibarını, marka değerini bitiren o meşhur icatçıların en üst versiyonuydu.
Mevduat bankacılığı geçmişi sebebiyle anlık ve kısa vadeli düşünürdü. Bir vadeli mevduatının temdit süresince hemen sonuç almak isterdi ve kısacası çok aceleciydi. Uzun vadeli hiç düşünmeyi bir türlü becereme
Tüzel hayatı bilmeyen bir adamdı o…bireysel kökenli olması da ben ve sadece benim koltuğum demesinin de bir kanıtı gibiydi.
Ne başarıyı ne de başarısızlığı ölçebilir ne iyiyi ne de kötüyü ayırt edebilirdi kurduğu aptalca atında matematiğin çalıştığı kurguyla…
Hedef performans matematiğiyle iyi olan müdürleri, personeli sırasıyla kaybetti, kof kalitesiz satışları yapanları da istihdam etmesini sağladı.
Başarı modellemesi tam bir fiyaskoydu. Tam bir çalışan katliamının yapılmasına öncülük etti. Doğru işlemediğini bir türlü kabul etmedi.
Çalışanların Kurum bağlılığını zedeledi, çalıştığı kuruma saygısını yitirtti.
Müşterilerin cebinden alınan dönemsel komisyon, limit tahsis ücreti ile kul hakkına girdi.
Aldığı ücretlerle personelinin hakarete onurunun kırılmasına sebep verdi(kartlar, pos cihazları bazen çalışanlarının masalarına fırlatıldı. Bazen ağır hakaretlere maruz kalındı.( O adamın sayesinde)
Personelini adeta koşmaktan çatlatırcasına psikolojisini bozdu.
Verdiği hedefi yeterli bulmayıp garip kampanyalarla çalışanlarını bezdirdi. Kampanyadan kampanyaya o hep koşardı.
Limit tahsis ücretleriyle ciddi bir soyguna imza attı. Ama emin olun bu soygunu müşteriler hiç mi unutmayacaktı.
Dönemsel hizmet komisyonu ile çılgın karlar elde edilmesine öncülük etti. Bir o kadar da çalıştığı kuruma maddi açıdan alına cezalarla zarar verdi.
El kol simgeleriyle istediği kar rakamını anlatmaya çalışırdı. Ortam sirke dönüşürdü bundan hiç haberi olmadı.
Her ay hps kurgusunu değiştirerek çalışanlarına eziyet etti. 10 bilinmeyenli denklemle çalışanların uykularını kaçırdı.
Gözü dönmüş bir şekilde kendi koltuğunu korumak için rüştünü ispat etmek için daha çok daha çok baskı yapılmasında öncü idi.
En çok da bankanın bu günlerine gelmesi için bu itibar kazanımına hizmet eden personelin emeğini hiçe sayarak sadece bilançosunu düşündü.
Sahadaki personeli Çöp data atayarak ziyarete zorlayarak dilenciliğe teşvik ederdi.
Ama bunun yanında çok espirili, zeki ve çok hırslı bir adamdı.
Sunum yeteneği yüksek, proaktif, tam bir sahne adamıydı ve içi dolu standart yönetici cv ye de sahipti.
Sahanın yanında görünüp sempatik havası sebebiyle saha da sevenleri bile mevcuttu…
İşte cenazenin sonuna geldik.
İşte her ölümlü gibi onu da bugün aramızdan uğurluyoruz. Malın da mülkünde, krallığın da kartvizitlerin de ne kadar fani olduğunu musalla taşında yatan adamı görünce anladık.
Sahayı bilmeden sahadaki personeli ile çok iyi fotoğraf veren biriydi, sadece fotoğrafta anı olarak kaldı.
Hadi hep birlikte el Fatiha.
Seni unutmayacağız
Allah taksiratını affetsin psikolojisini bozduğu çalışanların vebali boynuna…
Hadi şunu gömün işimize bakalım, Bu biten itibar tekrar nasıl kazanılır onu düşünelim!
Veznedar.