Yine aynı banka yine aynı soygun. Son dakikada binlerce hesaptan kesilen 650 lira ile 2 bin lira arasındaki masraf bankacı ile müşterileri karşı karşıya getirdi.
Artık roller değişti. Banka vatandaşı soymaya başladı. Üstelik bunu yaparken de öyle yüzüne maske de geçirmiyor.
Hem de yasalara sırtını dayamış. BDDK’ya güveniyor, Ak Parti hükümetine güveniyor.
Bu soygun nasıl mı oluyor?
BBDK, halkın isyanından sonra bankaların bireysel işlemlerde alınan masraf kalemlerine sınırlama getirdi. Aslında bu da tartışılır ama en azından kafasına göre para, masraf almıyor. Fakat ticari hesaplarda her şeyi serbest bırakmış. Esnaf tamamen bankanın olmayan vicdanına terk edilmiş.
Küçük esnaf banka tarafından onlarca kalem masrafla soyuluyor.
Bugün bir tanesine değineceğim. En çok can yakan masraf. Bankaların keyfi uygulaması. Bankacılar buna “kafa koparma diyor” resmi adı ise Limit Tahsis Ücreti.
Banka 3 yıl önce bir kredi kullandırıyor ve bundan dolayı taksitini düzenli ödese ve son iki taksit kalsa bile bu ücreti alıyor.
Bu tanımlanan 5-10 bin liralık kağıt üzerindeki limit esnafın başına bela oluyor adeta.
İster kullan ister kullanma bunun yıllık 650 lira ile 3 bin lira arasında bir masrafını otomatikman kesiyor. Mesela, bakkal Ahmet Efendi’ye banka 10 bin lira limit tahsis ediyor. Ahmet Efendi bu parayı hiç kullanmıyor ve banka hesabını da hiç işletmiyor. Fakat bu bankanın kredi kartını veya kredili mevduat hesabından 100 lira kullanıyor. İşte o an yandı! Bir gün senedini veya çekini ödemek için hesabına bin lira para gönderiyor. 1 dakika sonra bakıyor ki para yok. Adeta buharlaşmış. Hemen banka şubesine gidiyor soruyor:
Bankacı utanarak olayı anlatıyor:
-Masraf kestik!
-İyi de ben sizinle bir yıldır hiç çalışmadım ve hesabımı hiç kullanmadım?
-Genel müdürlük bir yazılım yüklemiş hesaba para girince otomatikman kesiyor.
-İyi de bu hırsızlık değil mi?
Evet bu hırsızlık değil mi? Canı yanan BDDK’ya koşuyor. Çünkü tek şikayet mercisi o.
BDDK ben karışmam diyor.
İyi de bu haksızlık!
Ticari olduğu için banka her şeyi yapabilir.
İşte böyle bir ülkede yaşıyoruz.
Geçen hafta Körfez sermayeli banka bir anda on binlerce hesaptan ne bulduysa limit tahsis ücreti diye kesti.
Vatandaş 2 yıl önce 20 bin lira krediyi kullanmış ve 7 bin lira borcu kalmış. Kredi taksitini yatırıyor. Bir hafta sonra banka arıyor, “taksitini ödemedin” diyor. Vatandaş yatırdığını ispat ediyor. Banka ise pişkin pişkin onu masraf olarak aldığını söylüyor. Üstelik bir de adama icra götürmekle tehdit ediyor.
Son dönemde “kafasına göre bankacılık” yapması ile tanınan bu Körfez sermayeli banka, on binlerce hesabı bu yöntemle boşalttı.
BDDK yetkilileri ile görüştüm. “Bir şey yapamayız” dediler. Çünkü onlar esnafı korumakla yükümlü olmadıklarını söylüyorlar. Yani bir esnaf, bankanın kapısından içeri giriyorsa banka ona her şeyi yapabilir.
Böyle bir ülkeyi elbette çok sever yabancı.
Her gün televizyon ekranlarında bankaları eleştiren politikacılar eğer samimiyse önce bu soyguna, dahası ticari ahlaksızlığa son versinler.
Yapılacak bir düzenleme ile bankaların esnaftan da hangi kalemlerden ücret alacağı belirlenebilir.
Bankaların aç gözlülüğü yüzünden şube personelleri insan içine çıkamaz oldu. Çünkü esnaf bunu genel müdürlükteki bir kaç aç gözlünün yaptığını değil şube çalışanının yaptığını sanıyor.
BDDK’nın bu yazıdan dolayı beni arayıp detay almasına gerek yok. Nasıl olsa bu bankanın Körfez sermayeli olduğunu öğrenince kem-küm yapacaklar.
Kaynak: Eyvah! Banka beni soyuyor! – Remzi ÖZDEMİR