Garanti Bankası Genel Müdürü Ali Fuat Erbil, kimsenin karamsar olmamasını ekonominin ilkbaharda canlanacağını söyledi. Erbil 2017 için umutlu konuştu.
Garanti Bankası Genel Müdürü Ali Fuat Erbil, Türkiye’de başanan ekonomik sıkıntılar1 ve 2017 yılına yönelik beklentilerini Dünya Gazetesi’nden Ece Ceyhun’a anlattı:
Türkiye ekonomisinin 2016 yılında çok büyük sınavları atlattığını vurgulayan Garanti Bankası Genel Müdürü Ali Fuat Erbil, “Karamsar olmak trend gibi geliyor ama bu trene binmemek lazım. Bu yıl özellikle Mart-Nisan sonrasında ikinci çeyrekte ekonomik aktivitenin yeniden canlanmasını bekliyoruz” dedi.
Garanti Bankası Genel Müdürü Ali Fuat Erbil, “2016 sadece Türkiye’de değil, dünyada da küresel çapta tüm ekonomileri ve sektörleri etkileyen sürprizlerin olduğu bir yıl oldu. Ancak Türk bankacılık sektörü baktığınızda çok sağlam temeller üzerine oturmuş ve birçok küresel çapta krizi başarıyla atlatmış, bu anlamda kendini ispatlamış bir sektör. Düzenleme, denetleme kuruluşları ve ekonomi yönetimi ile açık iletişim ve ileri koordinasyonun önemi bu yıl oldukça ön plana çıktı. Yaşanan gelişmelere karşı alınan hızlı ve yerinde aksiyonlara sektör de tam desteğini verdi” yorumunu yaparken, 2017’den umutlu olduklarını şu sözlerle aktardı: “2017’nin ilk ayları bir önceki senenin tortusunu taşıyacak. Paralel seviyelerde başlayacağız ama 2017 daha hızlı olacak. İlk çeyreğin ardından Türkiye ekonomisine yeniden hareket gelecek.”
Ali Fuat Erbil ile konuşmaya önce dünya ekonomisi ile başladık. Erbil, “Dünya düzeni değişiyor. Yeni ABD Başkanı görevi devralıyor” dedi ve ekledi: “Belli senaryolar yazılıyor ama yeni Başkan’ın getireceği yeni düzenle ilgili daha tam ve net bir bilgimiz yok. Amerikan ekonomisinin geleceği nokta Çin’den Avrupa’ya kadar dünyanın her yerini etkileyecek.”
Hesabı kitabı Fed’e göre yapan kazanır
ABD’de Trump’ın göreve başlaması beklenirken bir başka beklenen ‘Fed’in hareketi de başladı. Erbil’e Fed’e ilişkin açıklamaları hatırlattığımızda ise şunları söyledi: “2013 Mayıs’ında Bernanke’nin demeci ile başlayan süreçte nihayet aksiyonu görmeye başladık. Artık ‘ABD’de faizler yükselecek’ cümlesini daha net kuruyoruz. Bu likiditenin de göreceli anlamda azalacağı anlamına geliyor. Fed’in faiz artırımına ilişkin beklentiler önce yıl içinde 1 ya da 2 faiz artırımı yapacağı yönündeydi; şimdi bu 2 veya 3 artırım yapılacağı yönünde ağırlık kazanmaya başladı. Bizim de beklentimiz Fed’in yıl içinde 3 kez artırım yapacağı yönünde. Hesabı kitabı buna göre yapmak da fayda var. ABD tarafında faizlerin artış hızı Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelere olan sermaye akımları açısından önemli. Fed’in harekete geçmesi demek gelişmekte olan ülkeler için de yabancı para borçlanmanın maliyetinin artacağını gösterir. 2017 yılında küresel açıdan, merkez bankaları temkinli seyrini sürdürebilir ve faiz oranı dinamiklerinde önemli değişiklikler yaratabilir.”
İşi pozitife çevirecek esneklik genlerimizde var
Söz Türkiye ekonomisine geldiğinde ise Garanti Bankası Genel Müdürü Ali Fuat Erbil, 2017 için daha umutlu olduğunu aktarıyor. Erbil, “çok büyük travmalar” yaşandığını belirtirken başta hükümet olmak üzere gösterilen çabaların değerine işaret ediyor. Bankacılık sektöründe 2 yıl önce ile bugün arasında kredi iştahı anlamında hiçbir fark olmadığının altını çizerken harekete geçirilmesi gereken tarafın iç talep olduğunu söyledi. Türkiye’nin bugüne kadar müthiş bir bütçe disiplini ile geldiğine de işaret eden Erbil, “Türkiye’nin genç nüfusu, demografisi ve dinamizmi… Bu hikayeyi kaybetmemeliyiz. Ekonomi herkes tarafından sahiplenilmiş durumda. Uzun zamandır görmediğim kadar iletişim halindeyiz ve müthiş bir koordinasyon ifadelerini kullandı.
Ali Fuat Erbil, aralık ayında elde edilen perakende ciroları, öncü göstergeler ve kredi talebi değerlendirildiğinde bugün bankacılık sektöründe yaşanan gelişmeleri “Kredide arz tarafında değil talep tarafında zayıfl ama var” sözleriyle özetledi. Erbil, beklentilerini şu ifadelerle aktardı: “Tabii ki temkinliyiz ama çok canlı bölgeler de var, çok canlı sektörler de. Ama tam tersini yaşadığımız şehirler ve sektörler de var. Bir takım sıkıntılar yaşanıyor mu? Yaşanıyor. Fakat bunu 3. çeyrekteki gelişmelere bakarak değerlendirmek lazım, büyük bir travmadan geçtik. Karamsar olmak trend gibi geliyor ama bu trene binmemek lazım. Evet, ticari aktivitenin hızlanması lazım. Ekonomiyi hızlandırmak için çok ciddi bir efor var. Eksik olan moral ve motivasyon. Bunun için de zamana ihtiyacımız var. Türk reel sektörünün işleri tersine çevirmek için gereken esneklik genlerinde var. Sektör spesifik değil ama ilk çeyrekte aktivite yavaş olabilir. Ondan sonra ise canlanma artacaktır. Reel kesim, yani KOBİ’ler ve ticari taraftan kredi talebinin artacağını düşünüyorum.”
Ali Fuat Erbil, ilk çeyreğin ardından bahar aylarında ekonomik aktivitenin canlanmasını beklediğini anlatırken talebin nereden gelmesini öngördüğünü sorduğumuzda ise “Hizmet, üretici herkesten talep gelir. Tüketimdeki yavaşlama yerini artışa bırakacak. Kamu ve kamuyla ilgili yatırımda ciddi istek ve çaba var. Kamu yatırımları da artacak. Daha dengeli bir büyüme kompozisyonu olur. Turizm sektörü 2016’dan daha iyi olacak. 2016 yılı tarım sektörü için de iyi değildi. 2017’ye tarımın katkısı da olur. Bu yıl 1-2 sektörün bayrağı taşımasından ziyade kamu yatırımlarının da arttığı, daha yaygın bir büyüme bekleriz” değerlendirmesini yaptı.
YENİ DÖNEMİN YENİ BORÇLANMA ARAÇLARI OLMALI
Aralık ayında sektörün son sendikasyon işlemlerinden birine imza atan Garanti Bankası Genel Müdürü Ali Fuat Erbil’e ne olacak bu dış borçlanmaların hali diye de sorduk. Erbil, şöyle konuştu:
► Bankaların göreceli olarak dolar borçlanma talebi azalacak. Son 5 seneye baktığınızda Türk bankalarının eurobond ve sermaye benzeri kredi ihraçları ciddi anlamda azalıyor. Bunun en büyük sebebi proje finansmanı talebinin azalmış olması. Bir dönem proje finansmanı kredi talebi çok geliyordu. Bankalar da bu talepleri yurtdışından farklı enstrümanlarla fonluyordu. Son 1-1,5 yıla baktığınızda bu tip kredi taleplerinde azalma var.
► Sendikasyon işini ise ayrı değerlendirmek lazım. Sendikasyon, Türk bankaların muhabir bankalarla yaptığı işlerin karşılığında sağladıkları ucuz maliyetli bir kredidir. Ne kadar iş yaratırsak o kadar iş gönderir. Burada seküritizasyonun altını çizmek gerekir. Çünkü önümüzdeki dönemde teminatlı bir borçlanma aracı olan seküritizasyonlar artacak. Eurobond gibi teminatsız borçlanma araçlarının maliyetleri artacak, dolayısıyla eurobond ihraçları çok hızlı olmayacak.
► Fakat nereden bakarsanız bakın bankaların yurtdışı borçlanmalarının toplam bilançolarındaki payının azaldığını göreceksiniz. Bu oran 7-8 sene evvel yüzde 10’du. Ardından yüzde 20’ye kadar çıktı. Artık yavaş yavaş azaldığını göreceğiz.
► Aslında ekonominin daha hızlı bir şekilde TL’leşmeye başladığı süreçte araçlar değişecek. Türkiye ekonomisinin ve bankaların bilançosunu değiştirmek için iç ürünlere ve yeni finansman yöntemlerine ihtiyaç olacak. TL kredi talebi artacak diyoruz ama mevduat ile kredi vadesi örtüşmüyor. Uzun vadeli TL fonlama araçları yaratmamız lazım.
► Yeni dönemin yeni finansman kaynakları olmalı. Menkulleştirebileceğimiz bir sürü aktifimiz var. Mortgage piyasası büyüdü. TCMB ve SPK ön ayak olursa teminatlı ihraçlarla yaratacağımız ekosistem yeni bir soluk getirir. Bu ihraçları da yeni kredilerin kaldıracı olarak kullanmalıyız. Şimdiden bu piyasaları yavaş yavaş oluşturmak lazım.
► Yeni araçlarla fonlama kaynaklarının açılması mevduat tarafında bankaların elini rahatlatır. Türk halkının yatırım araçlarına baktığınızda birincisi mevduat ise ikincisi gayrimenkul. Konut kredilerinin seküritize edip yeniden sisteme katmak çok kritik hale geldi. Böyle bir enstrümanın kullanılması mevduata eşdeğer olur. Vatandaşın tasarruf eğilimi üzerinde belirleyici olmamız zor ama var olan alışkanlıklar üzerinden yeni enstrümanlar yaratabiliriz.
► BES’e otomatik katılımın faydasını ise ileride göreceğiz. Otomatik katılımın zorunlu hale gelmesini de şimdiden düşünmek lazım. Meksika’da borçlanma piyasasına baktığınızda 30 yıllık tahviller var. Meksika da 30 yıllık vadelere ulaşan derin bir borçlanma piyasasının oluşması sosyal güvenlik reformuyla sağlanmış.
EŞ DEĞERLİLİK DAHA FAZLA KAYNAK DEMEK
AB Komisyonu 21 Aralık 2016 tarihinde yayımladığı kararla aralarında Türkiye’nin de olduğu bazı ülkeleri ‘eşdeğer ülke’ olarak kabul etti. Yani, Türk bankacılık sektöründeki düzenleme ve uygulamaların AB ile eşit düzeyde olduğunu teyit etti. Karar, AB bankalarının Türkiye’ye kredi sağlamalarının veya bankacılık yatırımı yapmalarının önündeki maliyet yükü ve sermaye kısıtını kaldırdı. Böylece AB bankaları için, Türkiye ile yapılan kredi işlemlerinde risk ağırlıkları yüzde 0’a kadar indi. AB’nin çok önemli olduğunun altını çizen Ali Fuat Erbil, “Türk bankaları ortakları yabancı olmasa da dışarıdaki bankalarla iş yapıyor. Bu işlemlerin bir risk karşılığı var. Bu hareket onların bilançosunu rahatlattı. Bu daha ucuz, en kötü ihtimalle daha fazla kaynak demek. Bu kararın yurtdışı TL borçlanmalarda kesinlikle faydasını göreceğiz” dedi.
TÜİK, Türkiye’nin kredi notunu pozitif etkiler
Yılın son ayında bir uluslararası uyum kararı da TÜİK’ten gelmişti. Ali Fuat Erbil, TÜİK’in yaptığı milli gelir de metodoloji değişikliğini ‘ayakları yere basan bir değişiklik’ olarak değerlendirerek “Derinlerine indiğiniz zaman günün şartlarına uygun. Eskiden anket bazlı olan büyüme rakamları artık data bazlı olacak. Datanın sistemin içine girmesi Türkiye’nin ratingini pozitif etkiler. Karar vericilerin kararlarını olumlu anlamda etkiler” değerlendirmesini yaptı.
Bankacılıkta tüm denklemler mevduat ile başlıyor
“Türk bankacılık sektöründe bütün denklemler mevduat ile başlıyor” diyen Garanti Bankası Genel Müdürü Ali Fuat Erbil, “Dolayısıyla mevduat rekabeti hep oldu, olmaya da devam edecek. Hem TL hem yabancı para mevduat tarafında rekabetin yüksek olmasını bekliyoruz. TL mevduat bol olmayacak. Merkez Bankası destekleyici ama kontrollü de gidiyor. 2017’de TL limitte olacak” öngörüsünde bulundu.
REKABET, TİCARİ VE KOBİ SEGMENTİNDE TL KREDİDE DÖNER
Erbil, kredi tarafında ise rekabetin TL tarafta yaşanacağını düşünüyor. Erbil, yurtdışı kaynak maliyetinin de arttığı bir ortamda yabancı para kredi talebinin göreceli olarak az olacağına değinerek “Buradaki ana sebeplerden biri de yatırım iştahının azalması. Bu iştahın da bugünden yarına artmasını beklememek lazım. Dolayısıyla talep TL’ye kayacak. TL kredilerde de rekabet ağırlıklı ticari ve KOBİ’de artacaktır. Sonuçta reel sektörü yeniden canlandırma hamlesinin etkilerini de önümüzdeki dönemde göreceğiz. Kredi tarafındaki rekabetin rasyonel olacağını düşünüyorum” dedi.
Garanti çift haneli büyüyecek
Garanti Bankası Genel Müdürü Ali Fuat Erbil, 2017 yılında banka olarak yüzde 15 civarında bir TL kredi büyümesi planladıklarını söylerken yabancı para kredi büyümesinin yüzde 5’ten az olabileceğini düşünüyor. Mevduatta ise TL tarafta çift haneli büyümeyi öngören Erbil, toplam aktifte ise yüzde 10 civarı bir büyüme öngörüyor. Öz kaynak kârlılığını ise 2016 seviyesinde korumayı hedefliyor.