YARGITAY’DAN 18 MADDE AYARI

Bankacıların  neredeyse tamamının işten çıkartılmasına gerekçe olarak gösterilen İş Kanunu’nun 17 ve 18 maddelerine Yargıtay’dan fren geldi. Yargıtay, hedeflerin makul olması gerektiğini hükmetti.
İş kanununun 17 ve 18 maddesi Türkiye’de iş verenin istediği gibi işçi çıkartmasına neden oluyor. Verilen hedeflerin gerçekleşmemesini gerekçe gösteren işveren 17 ve 18 maddeye göre rahatlıkla işten çıkartıyordu. Ancak Yargıtay’ın verdiği bir karar Türkiye’de çalışan ve bu maddeden işsiz kalan binlerce kişiye umut oldu. 
Yargıtay, bir işçinin performans düşüklüğü nedeniyle işten çıkarılabilmesi için bunun süreklilik arz etmesi ve işverence ispatlanması gerektiğine karar verdi.
EMSAL TEŞKİL EDECEK
Uşak’ta  bir işçi, performansı düşük olduğu gerekçesiyle işten çıkarıldı. İşçi, feshin geçersizliği ve işe iadesine karar verilmesi istemiyle dava açtı.
Uşak 1. İş Mahkemesi, işçiyi haksız bularak davayı reddetti.
İşçinin kararı temyiz etmesi üzerine dosya Yargıtay 22. Hukuk Dairesine geldi. Daire, yerel mahkemenin kararını bozdu. 
Bozma kararında, İş Kanunu’nun 18. maddesine göre, 30 veya daha fazla işçi çalıştıran iş yerlerinde en az 6 aylık kıdemi olan işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesini fesheden işverenin, bu işlemi yaparken geçerli bir sebebe dayanması gerektiği belirtildi.
Performansın iş sürecinde yer alan emeğin bir boyutu, verimliliğin ise birim zamanda harcanan emeğin sonucu olduğu değerlendirilen kararda, buna göre performansı yüksek işçinin verimlilik düzeyinin de aynı doğrultuda olmasının bekleneceği kaydedildi.
“STANDARTLAR GERÇEKÇİ VE MAKUL OLMALI”
Kararda, objektiflik ölçütünün o iş yerinde aynı işi yapanların aynı kurallara bağlı olması şeklinde uygulanması, performans ve verimlilik standartlarının gerçekçi ve makul olması gerektiği vurgulanarak, şu değerlendirmelere yer verildi:

“Performans ve verimlilik sonuçlarına dayalı geçerli bir sebebin varlığı için süreklilik gösteren düşük veya düşme eğilimli sonuçlar olmalıdır. Şartlara göre değişen, süreklilik göstermeyen sonuçlar, geçerli sebep için yeterli kabul edilmeyebilir. Ayrıca performans ve verimliliğin yükseltilmesine dönük hedeflere ulaşılamaması tek başına geçerli sebep olmamalıdır. İşçinin kapasitesi, yüksek hedefler için yeterliyse ancak işçi o hedefler için gereken gayreti göstermiyorsa geçerli sebep söz konusu olabilir. Performans değerlendirmesinde objektif olabilmek ve geçerli sebebi kabul edebilmek için performans değerlendirme kriterleri önceden saptanmalı, işçiye tebliğ edilmeli, işin gerektirdiği bilgi, beceri, deneyim gibi yetkinlikler, iş yerine uygun davranışlar ve çalışandan gerçekleştirmesi beklenen iş ve kişisel gelişim hedeflerinde bu kriterler esas alınmalıdır.”

İşçinin çalışma standartları ve mesleki özelliklerinin, daha sonraki performans ve verimlilik ölçütü bakımından işverenin kabul ettiği sınırlar olarak dikkate alınacağı aktarılan kararda, ancak bu sınırların altına düşülmesi ve bunun süreklilik göstermesi halinde geçerli sebebin doğabileceği bildirildi. 
Kararda, somut olayda, davacının tüm sözlü ve yazılı uyarılara rağmen mesleki beceri ve niteliklerini kullanma konusunda yetersizlik gösterdiği, yetersizliklerini giderme konusunda sorunlar yaşadığı, mevcut hedefleri yerine getireceğini dile getirmesine rağmen bu konuda herhangi bir iyileştirme göstermediği ve bu nedenle iş akışını olumsuz etkilediği gerekçeleriyle iş akdinin feshedildiği anlatıldı.

Feshin geçerli sebebe dayandığının ispat yükünün işverende olduğuna işaret edilen kararda, “İşveren, işçinin performans düşüklüğü gösterdiğini, bu düşüklüğün süreklilik arz ettiğini, davacının performansını geliştirmesi yönünde işçiye eğitim verildiğini ve işçinin performansını artırmak için bir çaba harcamadığını yeterli ve inandırıcı delillerle ispatlayamamıştır. Bu durumda davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle reddedilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir” ifadeleri kullanıldı.

Exit mobile version