Birçok ekonomist Avrupa’nın ve Euro Bölgesi’nin 2008’de girdiği krizi atlatamadığı ve ortak para birimi Euro’nun yeniden tehlikeye girebileceği tahmininde birleşiyor
Yeni yılla birlikte Litvanya 19’uncu üye olarak Euro Bölgesi’ne dâhil oldu. Üç milyon nüfuslu Baltık ülkesi on yıl önce Avrupa Birliği’ne katılmıştı. Litvanya’nın Euro Bölgesi’ne katılımıyla Euro’yu kullanan AB vatandaşlarının sayısı 337 milyona ulaştı. Euro bundan tam 13 yıl önce 1 Ocak 2002 tarihinde Almanya ve Fransa başta olmak üzere AB’nin 12 ülkesinde ortak para birimi olarak kullanıma girdi.
Daha sonraki yıllarda 6 AB ülkesi daha Euro’yu kabul edince, Euro bölgesi içinde bulunan ülkelerin sayısı 18 oldu. Ancak Litvanya’nın üyeliğiyle Euro Bölgesi’nin daha da genişlemesi başta Almanya olmak üzere AB’nin diğer ülkelerinde de pek büyük sevinç yaratmadı.
Bunun nedeni Yunanistan’da cumhurbaşkanlığı seçiminin başarısızlıkla sonuçlanmasının ardından erken seçime gidilecek olmasının yanı sıra, Avrupa ülkelerinde genel olarak konjonktürle ilgili rakamların hayal kırıklığı yaratması, borsa endekslerinin erimesi ve işsizliğin artması. Birçok ekonomist Avrupa’nın ve Euro Bölgesi’nin 2008’de girdiği krizi atlatamadığı ve ortak para birimi Euro’nun yeniden tehlikeye girebileceği tahmininde birleşiyor.
Alman iktisatçılar Euro’nun dolar karşısında değer kaybetmeyi sürdürmesini tehlikeli bir gelişme olarak tanımlıyor. En çok tedirginlik yaratan ise, Yunanistan’da seçim sonrası oluşabilecek yeni durum. Tüm kamuoyu araştırmaları 25 Ocak’daki seçimde sosyalist Syriza partisinin iktidara geleceğini ortaya koyuyor. Partinin lideri Tsprias bu durumda AB ve Uluslararası Para Fonu IMF ile imzalanan anlaşmaları feshedeceğini, özelleştirme, maaş kesintileri ve diğer tasarruf önlemlerinin iptal edileceğini ve son dört yılda alınan kredileri ödemeyeceklerini duyurmuştu.
Yunanistan 2008 sonrası girdiği ekonomik krizde kurtarma programı çerçevesinde şu ana kadar 240 milyar Euro destek aldı. Almanya Federal Maliye Bakanı Wolfgang Schäuble, Yunanistan’ın, şimdiye kadarki tasarruf politikasını kabul etmekten ve krediyi geri ödemekten başka alternatifi olmadığını söylemişti. Ancak Syriza partisinin tehdidini hayata geçirme ihtimalinin Alman ekonomisini büyük bir riske attığı ve Alman bankalarının alacaklarını tahsil edememesi durumunda Euro Bölgesi’nin sarsılacağını söyleyen iktisatçılar da çoğunlukta. Almanya’daki en başarılı işadamları arasında yer alan Kemal Şahin de Euro krizinin bitmediğini, bunun nedeninin ise Euro Bölgesi’ndeki dengesiz durum olduğunu belirtiyor.
Konuyla ilgili siyasi değerlendirmelerde ise Euro krizinin yeniden parlaması durumunda, Almanya’daki Euro karşıtı Almanya için Alternatif Partisi AfD’nin oy oranının daha da artacağı tahmini yapılıyor. AfD, ortak para birimi Euronun ve Euro Bölgesi’nin Alman halkının çıkarlarına aykırı olduğunu savunuyor ve Euro Bölgesi’ni düzenleyen kurallarda radikal değişikliklere gidilmesini ve Yunanistan’ın Eurodan çıkarılmasını istiyor.
Almanya’da 2013’de kurulan AfD, Euro’nun yanısıra göçmen karşıtı söylemiyle hızla artan bir destek bulmuş, birçok eyalette yüzde 5’lik seçim barajını aşabilecek güce ulaşmıştı. AfD’nin ‘Batı’nın İslamlaşmasına Karşı Vatansever Avrupalılar Pegida’ adlı grubun başlattığı İslam karşıtı gösterilere sempati ile yaklaştığı biliniyor.
KAYNAK:bbc