Anayasa Mahkemesi bankacıların kaderini değiştirecek bir yasaya imza attı. Bankacılık sektöründe grevin önü açıldı.
Anayasa Mahkemesi, 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’nun bazı hükümlerini iptal etti.
Mahkeme, işverenin, “fesih dışında” sendikal özgürlüğü güvence altına alan kanun hükümlerine aykırı hareket etmesi halinde sendikal tazminata hükmedilmesini öngören düzenlemedeki “fesih dışında” ibaresini iptal etti.
Sendikal bir nedenle iş sözleşmesinin feshi halinde işçinin, 4857 sayılı Kanun’un “feshin geçerli sebebe dayandırılması”nı düzenleyen 18. madde hükümleri uyarınca dava açma hakkına sahip olduğuna ilişkin kanun hükmü de Anayasa’ya aykırı bulundu.
Yüksek Mahkeme, ayrıca, grup toplu iş sözleşmesine ilişkin uyuşmazlıklarda, grev kararı uyuşmazlık kapsamındaki işyerlerinin bir kısmı için alınsa dahi lokavt kararının uyuşmazlık kapsamındaki başka işyerleri için de alınabilmesini öngören kanun hükmünü iptal etti.
Bankacılık hizmetleri ve şehir içi toplu taşıma hizmetlerinde grev ve lokavt yapılamayacağına ilişkin kanun hükmü de Anayasa’ya aykırı bulundu.
SENDİKA YAYGINLAŞABİLİR
Anayasa Mahkemesi’nin bu kararı bankacılık sekötörü çalışanları için oldukça büyük önem taşıyor. Karar Türk bankacılık sektöründe sendikalaşmayı arttırabilir. Zira şu ana kadar yasal engeller sendikaya olan ilginin yok olmasına neden olmuştu.
Bankacılık sektöründe sendikacılık var ile yok arasında bir çizgide. Sektörde 200 binin üzerinde çalışan var. Ancak bunların yüzde 30’a yakını sendikalı.
Türkiye’de banka sayısı şu an itibariyle 40’ın üzerinde. Ancak sadece 7 bankada sendika bulunuyor.
Türkiye İş Bankası, Yapı Kredi, Arap&Türk Bankası, Bank Mellat ve Şekerbank çalışanları BASİSEN’de, Vakıfbank çalışanları BASS’ta, Akbank çalışanları ise BANKSİS’te örgütlü bulunuyor. BASS ve BANKSİS daha çok işyeri sendikası niteliğinde, sektördeki diğer sendikalar BANK-Sİ-SEN ve BANK-SEN ise yüzde 10 olan işkolu barajının atında kaldığı için toplu iş sözleşmesi yapma yetkileri yok.
Sendikaların toplu iş sözleşmesi yetkisine sahip olabilmesi için o şirketin yarıdan 1 fazlasının (yüzde 50+1’inin) örgütlenmesi gerekiyor.