Uluslararası bir danışmanlık şirketi bankaların teknolojiye yatırım yaparken insandan uzaklaştığını dikkat çekti. Raporda operasyonel modelde ve teknolojik altyapıda yapılacak değişiklikler yeterli olmayacağı, sürdürülebilir bir dönüşüm ancak çalışanlara odaklı bir yaklaşım ile gerçekleşebileceği belirtildi.
Araştırmaya göre iş yapış şekillerini değiştirme, verimliliği artırma ve güveni yeniden sağlamayı hedefleyen bankaların işgücünü gözden geçirmesi gerekiyor. Araştırmada bankaların hali hazırda yüksek kalitede, bankanın ihtiyaçlarına uygun çalışanları bünyelerine katmak için mevcut işe alım süreçlerine ve teşvik edici eğitim programlarına odaklanmaya başlıyor. Ancak bu noktada hem kültürel hem de teknik açılardan doğru yeteneğin doğru pozisyon için çekilmesi, geliştirilmesi ve elde tutulması büyük önem arz ediyor. İş hayatına yeni başlayacak çalışanlar için bankaların çekiciliğinin eskisi kadar yüksek olmadığını belirtilen raporda,dünyada bilgi teknolojileri ve mühendislik mezunlarına en çekici gelen 25 şirket arasında herhangi bir banka bulunmadığı, ilk 50 şirket arasında ise sadece 2 bankanın yer aldığı ifade ediliyor. Ancak bu bölümlerden mezun olan kişiler, gelişen teknolojinin yarattığı ihtiyaçlarla birlikte bankacılığın geleceğinde kritik bir öneme sahip olacak.
Y kuşağının (1981 ile 2000 yılları arasında doğanlar) 2025 yılında küresel iş gücünün %72’sini oluşturacağı tahmin ediliyor ve bu bireylerin kariyer hedefleri geleceğin işgücünün şekillenmesinde belirleyici olacak. EY araştırmasına göre, farklı sektörlerden yöneticilerin %75’i çok kuşaklı ekipleri yönetmenin sorun teşkil ettiğini dile getirirken, %77’si iş beklentilerinde görülen farklılığı karşılaştıkları önemli bir güçlük olarak tanımlıyor. Yöneticilerin %69’u ise organizasyonlarının çok kuşaklı ekiplerin yönetimi ile ilgili zorluklarla mücadele için çaba sarf ettiğini söylüyor. Rapora göre bankaların Y kuşağı yetenekleri çekmesi ve elde tutması; işgücü dolaşımının artırılması, teknolojik yetkinliklerin güçlendirilmesi, girişimcilik ve kritik yetkilendirmelerle desteklenmesinden geçiyor.
Teknoloji, işgücünü kökten değiştiriyor
EY raporuna göre; bankalar öncelikli olarak manuel süreçleri otomatize ederek verimliliklerini artırıyor. Bu teknolojilerin kullanılması ile banka çalışanlarının operasyonel işleri azalıyor ve bu durum bankalara, bu çalışanları başka alanlarda da değerlendirme fırsatı sağlıyor. Bu kapsamda dijital bankacılığın gelişimi ile birlikte operasyonel verimliliğin ve müşteri memnuniyetinin artığını ve şubenin etkisinin azaldığını görüyoruz. Rapora göre bankalar, araştırma analistleri, çağrı merkezi personelleri ve yüksek getirili yatırımlar için kişisel danışmanlar gibi farklı pozisyonları teknolojik gelişmeler ile dengeleyecek şekilde öncelikle gözden geçirmeli. Bununla birlikte inovatif yönü yüksek BT personelleri dâhil olmak üzere bankaların doldurması gereken yeni pozisyonlar tanımlanmalı.
EY araştırması, teknoloji yatırımlarının büyük bir kısmının verimliliği desteklemek, maliyetleri azaltmak, hızı ve hatasızlığı artırmak adına manüel süreçlerin otomatikleştirilmesine yönelik gerçekleştirildiğini ortaya koyuyor. Ancak teknolojinin, bunun yanı sıra üretkenliği artırmaya yarayan bir araç olarak da kullanıldığı görülüyor. Örneğin; danışmanlara tablet sağlanması ile birlikte bankalar yanlış ürün satış riskini asgari seviyelere indirip, danışmanların evrak işleri ile harcadığı zamanı azaltmakta ve müşterilere sunulan ürün-hizmet kalitesini ve çeşidini artırabilmiş oluyor.
Bankalar kurumsal hayatta eşitlikten uzak
EY’nin farklı sektörleri kapsayan araştırmasına göre, sektöründe en yüksek performansı sergileyen şirketler kadınların kurumsal hayatta yükselmesine rakiplerine göre daha fazla yatırım yapıyor. 2005-2014 yılları arasında yönetim ekibinde kadınların oranı ortalamanın üzerinde olan firmalar, ortalamanın altında kalan firmalardan %36 daha yüksek performans göstermiştir. Üst yönetimdeki kadın-erkek dağılımı ile finansal performans arasındaki bu korelasyon düşünüldüğünde, bankacılık sektörünün bu konuda henüz gelişime açık olduğu görülüyor. Dünya genelinde kadınlar, 2013’te kıdemli bankacılık pozisyonlarının sadece %15’ini oluşturdular. Rapora göre iş gücünde eşitliği destekleyen şirketlerin finansal performansı artırma olanağı yükseliş gösteriyor ve kurumsal hayatta eşitliği teşvik eden bir çalışma kültürünün teşvik edilebilmesi için bankaların yetenek havuzlarını genişletmesi gerekiyor.
Ortak Çalışmanın Desteklenmesi
Yayınlanan raporda bankaların yetkinlikleri yüksek çalışanları bünyelerine dâhil etmeleri için bankaların şirket içi girişimleri destekleyen ve çalışanlara yeni fikirler ve projeler yaratmalarına imkan tanıyan alanlar yaratmaları gerektiği öne çıkıyor. Çalışanların ortak çalışma ve yaratma alanlarını desteklemek bankaların uzun vadeli büyüme stratejileri için önemli hale geliyor. Çalışanların profillerinin birbirinden farklılık göstermesi ve çok çeşitli olması avantajlarla birlikte dezavantajlar da getiriyor. Bu dezavantajların ortadan kaldırılması için bankaların ortak bir vizyon, değerler ve amaçlar çerçevesinde hareket etmesi ve çalışmalar düzenlemesi gerekiyor. Bankaların bu yetenekleri en verimli şekilde değerlendirebilmeleri için iş süreçlerini de bu yapıya adapte etmeleri gerekiyor.