İş Yatırım Uluslararası Piyasalar Müdürü Şant Manukyan, Fed’in faiz artırımının altın fiyatını düşürebileceğini söyledi. Manukyan, bunun da uzun süredir bekleyen altın yatırımcısı için bir alım fırsatı yaratacağını belirtti.
Tüm dünya Amerikan Merkez Bankası FED’in aralıkta faiz artırmasını bekliyor. Banka, 2008’de patlak veren global krizin ülke ekonomisi üzedindeki izleri yok etmeye çalışırken dünya ekonomisini de peşinden sürüklüyor. Ekonomistlerin büyük çoğunluğu Fed’ten faiz artışı beklerken dünyada terör de tırmanış gösteriyor. Bu kaotik ortamda ülke ekonomilerinin politalarını belirlemeleri zorlaşıyor.
İş Yatırım Baş ekonomisti, global stratejit Şant Manukyan’a Fed’in beklenen faiz artımına ilişkin sorularımızı yanıtladı.
Manukyan, Fed’in faiz artımının uzun süredir bekleyen altın yatırımcısını alım yönünde etkileyeceğini söyledi. Manukyan, “Altını nominal değil reel faizler ve yatırımcıların paraya/devletlere olan güveni etkiler. 2004-07 döneminde Fed faizleri yüzde 1.00’den yüzde 5.25’e yükseltti ancak altın 370 dolarlardan 750 dolara kadar yükseldi. Altında son bir satış daha olacağını, 1000 seviyesinin altına kayacağını düşünüyorum. Ancak bu çok kritik bir alım fırsatı olacaktır” dedi.
Altın uluslararası piyasada 1.064,77 dolar seviyesinden işlem görüyor.
-Faiz artırımının ertesi günü ne olacak? Dünyada ve hayatımızda ne değişecek? İnsanlar neden bu kadar endişeli?
Hiç bir şey olmayacak zira faiz artışı o kadar uzun süredir tartışılıyor ki çoktan fiyatlandı. Artık kritik olan Fed’in nasıl bir patika izleyeceği. Yani ne sıklık ve büyüklükte faiz artışı yapacağı. Şu anda piyasa fiyatlaması 2016 yılında faizlerin yüzde 1 civarında olmasına işaret ediyor.
-Genel beklentiniz nedir, Fed ne yapacak?
Son veri ve Fed açıklamaları ışında Aralık ayı faizin artacağı bir ay gibi görünüyor. Ancak olası bir terör saldırısı dalgası veya ABD imalat endeksi ISM’de 50’nin altına net bir gerileme olması gibi kritik bir gelişme Fed’i bu niyetinden caydırabilir.
-Fed’in faiz artırımı Türkiye için şans mı? Yoksa felaket mi? Bazı ekonomistler şans olduğunu düşünüyor. Bu düşünceye katılıyor musunuz?
Ekonomik döngünün doğası içinde bulunan bu gibi konuları değerlendirirken şans veya felaket gibi kavramlar söz konusu değildir. Tüm gelişmekte olan ülkeler geride bıraktığımız dönemde ucuza borçlanabilme imkanına sahipti. Verimli yatırımları yapabilen, nakit akışlarını dengede tutabilen ülkeler bu dönemden hasarsız çıkacaktır.
‘Fed’e karşı tek reçete varlık alımı’
-Faiz artışı dünyayı kısa, orta ve uzun vadede nasıl etkiler?
Kısa vadede fazla etkisi olmaz. Orta vadede özellikle gelişmekte olan ülkeleri zorlayacaktır. Uzun vadede ise faiz artışları değil faizlerin bir sonraki resesyona girdiğimizde yeterince artamamış olması nedeni ile büyük sorunlar yaşayacağız. Pek çok merkez bankası 2008 krizi ile mücadelede elindeki silahların çoğunu yoğun şekilde kullandı. Sadece Fed faizleri yüzde 5.25’ten yüzde 0’a indirirken bilançosunu 800 milyar dolardan 4.5 trilyon dolara çıkardı. ECB eksi depo faizleri uygularken Japonya yıllardır sıfır faiz ve varlık alımı programları uyguluyor.
Bir sonraki resesyona daha öncekiler gibi yüksek faizler ve küçük merkez bankası bilançolarım ile girmeyeceğimiz neredeyse kesin gibi. O halde yeni bir krize yeni bir enstrümanla müdahale edilmesi gerekecek. Şu anda varlık alımından öteye kimsenin aklında böyle bir reçete olduğunu sanmıyorum. Asıl büyük tehlike de tıpkı antibiyotik direnci gibi finansal krizlerin de varlık alımlarına direnç geliştirmesi olacak.‘Kimse değişken faiz ile borçlanmasın’
-Gelişmekte olan ülkelerden para çıkışı olur mu?
Gelişmekte olan ülkelerde hem büyümenin yavaşlaması hem de faiz makasının ABD lehinde kapanması durumunda 2015’de görülen çıkışlar devam edecek. Bir noktada bu ülkeler daha yüksek reel faiz vaad ederse yeniden akımları çekebilir. Sorun 2009-214 döneminde yapılan borçlanmada bir sorun yaşanıp yaşanmayacağı olacak.
-ABD’nin yarattığı likidite bolluğunun boşluğunu kim dolduracak?
Hiçbir merkez bankası Fed’in etkinliğine sahip olmadığından boşluk dolmayacaktır. ECB ve BOJ teselli ikramiyesi olarak görülebilir ancak halen en önemli likidite dolar likiditesidir.
-Bireyler ve şirketler açısından uyarılanınız nedir?
Bu noktada söylenebilecek fazla bir şey yok. 2015’de testi zaten kırıldı şu noktada değişken faizlerle borçlanmamalarını ve kazandıkları kur üzerinden borçlanmalarını önerebiliriz
kAYNAK: KADİFE ŞAHİN
Altın 45 yılın rekorunu kırıyor
Güvenli liman varlıkları arasında gösterilen altın hem jeopolitik riskler hem de dünya genelinde faiz oranlarının düşürülmesine yönelik sürecin başlamasıyla yükseliş...