Sigorta pazarlamalarında promosyon demişken yabancı bir sigorta şirketi tarafından oluşturulan saadet zincirinden bahsetmek istiyorum. Bu saadet zincirinin halkası banka şube müdürlerinden oluşturuluyor
Gerek BDDK gerekse Tüketici Kanunu, kredi alırken hayat sigortası yapmayı zorunlu olmaktan çıkarttı.
Bu konuda yasal düzenlemelere rağmen bankalar bu sigortaları zorunlu tutmaya devam ediyor.
Bankalar kredi almak için kendilerine gelen müşterilere tehdit ile sigorta yaptırıyor.
‘Sigorta yapmazsak kredi vermiyoruz!’
O halde normal bir ülkede olsan başka bankaya gidersin. Ancak neredeyse tüm bankalar böyle yapınca çaresiz en ucuz fiyata sigorta yapana gidiyorsun.
Aslında bankalar hayat sigortasını zorla yaparak Tüketici Kanunu’na göre suç işliyor. 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun’un 5. maddesinde “aksine bir teamül, ticari örf veya adet yoksa, satıcı bir mal veya hizmetin satışını o mal veya hizmetin kendisi tarafından belirlenen miktar, sayı veya ebat gibi koşullara ya da başka bir mal veya hizmetin satın alınmasına bağlı kılamaz” ifadesi yer alıyor.
Yine aynı kanunun 10. maddesinde yer alan konut finansmanı sözleşmeleri ile ilgili ifadelerde de hayat sigortası zorunluluğuna dair herhangi bir ibare bulunmuyor. Yani yapılan hayat sigortasının hukuki bir dayanağı olmadığı gibi kredi satışının hayat sigortası yaptırmaya bağlı kılınması yasalara da aykırı.
Banka bu krediyi verirken satın alınan evi ipotek altına alarak kendine bir güvence zaten sağlıyor. Bu nedenle bankaların sanki ikinci bir güvenceymiş gibi sundukları hayat sigortası, ticari bir vurgundan başka bir şey değildir.
Bu konuda devletin yetkili kurumlarının defalarca müdahalesine rağmen bu sigortanın vatandaşa dayatılması zorbalıktır. Nitekim Gümrük ve Ticaret Bakanlığı bankalara bu ve benzeri konularda defalarca para cezası verdi. Son olarak Cuma günü 4 bankaya daha 110 milyon lira para cezası kesildi.
Bankalar için usulsüz yollardan kazanılan para o kadar büyük ki, bu para cezaları onlar için promosyona harcanan miktarın yarısı bile değil.
Personele baskı, müdüre ödül
Sigorta pazarlamalarında promosyon demişken yabancı bir sigorta şirketi tarafından oluşturulan saadet zincirinden bahsetmek istiyorum. Bu saadet zincirinin halkası banka şube müdürlerinden oluşturuluyor.
Yabancı sermayeli bir sigorta şirketi çalıştığı bankanın 16 bölgesine promosyon hedefi veriyor. Bankanın 16 bölge müdürlüklerine bağlı yaklaşık 700 şubeye hayat sigortası hedefi sunuluyor. Bu hedefi kendi bölgesinde tutturup en çok satışı ile ilk 5’e giren şube müdürü ödül olarak Almanya’ya tatile gönderiliyor.
Yani 16 bölgeden yaklaşık 80 şube müdürü tüm masraflar bu yabancı sigorta şirketinden olmak üzere Almanya’ya gidiyor. Daha önce de bu sigorta şirketi buna benzer promosyonlar düzenledi. İphone, Plazma TV, İtalya gezisi ve benzeri bir çok şeyler satış hedefi ödülü olarak sunuldu.
Olayı ilk bakışta sıradan bir promosyon gibi görebilirsiniz ancak bu gezi için banka çalışanlarına hedef veriliyor. Bu hedefi tutturma zorunluluğu var. Tutturamayan yani vatandaşı ikna edip hayat sigortası satamayan personel, düşük performans notu nedeniyle işinden olabiliyor.
Şube müdürleri de bu sigorta şirketinin ballı tatil fırsatı için çalışanlarına baskı yapıyor.
Tam bir saadet zinciri. Yüzde 40’a varan kâr marjı ile kârına kâr katan bankalar ve vatandaşın sırtından tatil yapan bir avuç insan. Sonuç olarak yabancı bir sigorta şirketi için de yıl sonunda ülkesine yüklü kâr transferi oyunu.
Bu zincirin en altında kalan ise zorunlu olmamasına rağmen zorla sigorta yaptırılan vatandaş.
Bir ay önce Hazine ve BDDK’ya bir suç duyurusunda bulunmuştum.
Bankalar sigorta şirketlerinin saçma sapan, hiç bir zaman riske dönüşmeyecek poliçelerini yüksek kâr marjı ile satıyor diye. Bunun tespiti için de yabancı sigorta şirketleri ile çalışan bazı banka şubelerinde kullandırılan krediler ile yapılan sigorta poliçelerini incelemeleri yeterli demiştim. Hayat sigortası diye satılan eşya, konut ve iflas sigortaları neyin nesi bir inceleyin dedim ama halen ses seda yok.
Yabancı bir sigorta şirketi yine yabancı sermayeli bir banka ile anlaşarak halkın cebinden para alıyor ve bunu da hem Hazine hem de BDDK seyrediyor.
Ne diyelim.
Bu dünyanın bir de öbür tarafı var.
KAYNAK: YENİÇAĞ GAZETESİ