Dünyanın hangi ülkesinde bir banka personelini hapis ve adli para cezası ile korkutur? Tabii ki Türkiye’de olacak.
Türk bankacılık tarihinde ilk kez banka çalışanları bu kadar zulüm görüyor.
Binlerce bankacı daha fazla kazanma arzusundaki bankaların baskısı ile bunalmış durumda. Çok sayıda banka çalışanı bu baskı altında psikolojisi bozulmuş ve psikiyatrik tedaviye başlamış durumda.
Dedim ya Türkiye tarihinde böyle bir baskı ne görüldü ne duyuldu.
Bankacılar homurdanıyor. Çünkü bankalar tarafından hiçbir gerekçe gösterilmeden kapı önüne konuluyor.
İşten atılan ve tazminat isteyene ise kendi aralarında kurdukları bir istihbarat teşkilatı gibi sistemle vebalı muamelesi görüyor. İşten çıkartacakları personeli çağırıp başarısız olduğunu eğer kendi rızası ile istifa ederse hakkında olumlu görüş vereceklerini ve başka bankada iş bulabileceğini söylüyorlar. Yok itiraz ettin yıllarca yaptığın emeğin karşılığını mı istiyorsun işte o zaman hangi bankaya başvurursan bulun senin hakkında kötü görüş veriyorlar. Ve yılların tecrübesi işsiz güçsüz ortada kalıyor.
Tüm bunlar Türkiye’de oluyor.
Bankacıya tehdit
Yüzlerce personelini kapının önüne koyan bir banka geçtiğimiz günlerde tüm çalışanlarına tehdit dolu bir uyarıda bulundu.
Banka, çalışanlarına gönderdiği elektronik postada çalışanlarının bankanın itibarını bozacak eylem ve konuşmalardan kaçınmasını belirterek, “aksi takdirde 5187 sayılı kanun 74. madde gereği bir yıldan üç yıla kadar hapis 2000 gün adli para cezası ile cazalandırılırsınız” diye uyarıda bulundu.
Ben buradan bu bankanın Türk yöneticisini tebrik ediyorum.
Görevini en iyi şekilde yapıyorsun. Personelini çok iyi korkuttun.
Dünyanın hangi ülkesinde bir banka personelini hapis ve adli para cezası ile korkutur?
Tabii ki Türkiye’de olacak.
5187 sayılı bankacılık kanununun 74. maddesi başka hangi ülkede var ki?
Bu yasaya göre bankaların itibarını zedeleyecek her şey yasaklanıyor. Yani siz bir bankanın adını vererek”tuvaleti kirliydi” dediğiniz an 3 yıl hapis 2000 gün adli para cezası alırsınız. Adamlar kafasına göre bir iktidar bulmuşlar. Son bir ayda 2 bine yakın bankacı işinden oldu. Bu ülkenin Çalışma Bakanlığı bankalara, neden bu işçi kıyımı, diye sordu mu?
Tutturmuşlar bir hedef diye.
Türkiye yüzde 3 büyümeyi hedeflerken bankaların personeline verdiği hedefler bir önceki yıla göre yüzde 110 daha fazla. Bankaların büyüme hedefi yüzde 50. Nitekim 6 aylık bilançolarında bir çok bankanın kârı bir önceki yıla göre yüzde 20 ile 40 arasında arttı. Oysa dünyanın neresinde olursanız olun bu hedefler o ülkenin resmi büyümesinin yüzde 5’ini geçmez.
Çalışanı kim koruyacak?
Bu kadar kontrolsüz bir sektör bu hükümetten istediğini alıyor. 75 milyonluk ülkenin üçte ikisi borç batağında. Bankalar borçluya biraz daha borç vermek için kredi vadesini uzattırmak istiyor.
BDDK ise bu görüşte çalışma yapıyor. Büyük bir ihtimalle bankalar istediklerini bir iki hafta içinde alacaklar.
Hükümet bankalar ne istediler de vermedi ki?
Böyle bir ülkede bankalar elbette personeline tehdit postaları gönderir.
Gerekçesi ise bankanın itibarının korunması.
Koltuğunu korumak amacıyla kendi vatandaşını hapse attırmakla tehdit eden sayın genel müdür; peki çalışanının itibarı ne olacak?
Son beş yıldır bu insanların itibarı ile oynadınız. Bankacıyı sokak satıcısına çevirdiniz, sigorta satışı için millete yalvartıp itibarını yerle bir ettiniz. İki tane konut kredisi gelecek diye bayan müdürleri cumartesi sabahı emlakçılara gönderip birlikte resim çektirmesini istediniz. Bankacılar sokaklarda tacize uğradı. Alay edildi.
Peki bu çalışanların itibarı ne olacak?
Haklısınız onları yasalar korumuyor. Onları koruyan bir yasa yok. Onları koruyan bir Çalışma Bakanlığı da yok.
O halde yine vicdanlı davranıp 3 yıl hapis ve 2 bin gün adli para cezası ile tehdit ettiniz.
Vicdansız olsaydınız ömür boyu hapis cezası isterdiniz.
Kaynak: Yeniçağ Gazetesi