38 Numaralı Türkiye Muhasebe Standardı-TMS 38 araştırma giderlerinin, kuruluş ve örgütlenme giderlerinin, reklam ile eğitim harcamalarının ve özellikle işletme içi yaratılan maddi olmayan duran varlıkların bilançoya (finansal durum tablosuna) alınmasına izin vermemektedir.
Diğer bir ifadeyle maddi olmayan duran varlıklar arasında en çok bilindiği şekliyle MARKA DEĞERİ işletmelerin bilançosunda yer almaz.
Bunun gerek teorik gerekse de pratik olarak en önemli nedeni; marka değeri gibi maddi olmayan duran varlıkların değerlemesinin son derece sübjektif oluşudur. Teknik detayda boğulmadan okuyucuların anlaması adına şöyle düşünülebilir: Örneğin ‘A işletmesinin’ marka değeri kime ve neye göre ne kadardır? Bu değeri herkes için kabul edilebilir yani objektif kılan görünür faktörler söz konusu değildir.
Teorik olarak çok sayıda yöntem geliştirilse de; marka değeri gibi maddi olmayan duran varlıkların değerlemesinde iş dönüp dolaşıp çok sayıda varsayıma gereksinim duymaktadır.
Bu bahisle, marka değerinin hesaplanışında literatürdeki diğer yöntemlere kıyasla görünür faktörlere dayalı olarak daha az sübjektiflik içeren ‘Piyasa Değeri Defter Değeri Farkı: PD-DD’ tercih edilmektedir.
Nedir bu yöntem?
Bilançoda raporlanan öz kaynak tutarı ‘firmanın defter değeridir’. Örneğin raporlanan öz kaynak tutarı 1 Milyar TL ise ve şirketin 100 milyon adet hisse senedi var ise; hisse senedinin defter değeri (1.000.000.000 TL ÷ 100.000.000 adet) 10 TL olacaktır.
Eğer bu şirket halka açık ve borsada işlem görüyorsa, hisse senedinin borsadaki kapanış fiyatı ‘firmanın piyasa değerini’ oluşturur. Örneğin hisse senedinin fiyatı borsada 15 TL ise; 10 milyon adet hisse senedi olan şirketin piyasa değeri (15 TL × 100.000.000 adet) 1,5 Milyar TL olacaktır.
Marka değeri TMS 38 gereği bilançoda raporlanamadığı için; ‘Piyasa Değeri Defter Değeri Farkı’ yani 500 Milyon TL; şirketin marka değeri olarak kabul edilir.
Görünürde objektif gibi duran bu hesaplamanın, özellikle manipülasyona ve spekülasyona açık yani düşük etkin borsalarda (piyasalarda) gerçeğe uygunluğu literatürde sıklıkla tartışılmakta ve nihayetinde bu yöntemin marka değeri hesaplaması için genel geçer kabul edilebilirliği sorgulanmaktadır.
Çünkü hisse fiyatının borsada SUNİ OLARAK artırılması MARKA DEĞERİNİN SUNİ OLARAK artırılması sonucunu doğuracaktır.
Şunu sorabilirsiniz: Bir şirket neden marka değerini artırmak için hisse fiyatını yükseltme ihtiyacı duysun ki?
SPK ilke kararı uyarınca, negatif Özkaynak sorunuyla karşı karşıya kalan işletmeler, Türk Ticaret Kanunu-TTK 376. Madde kapsamında ara bilanço çıkararak normalde raporlanmasına izin verilmeyen marka değerini aktiflerinde raporlayabilirler.
Bir an için anlamamış olabilirsiniz, izah edeyim.
Negatif Özkaynak ne anlama geliyor?
Finansal adıyla ‘TEKNİK İFLAS’, hukuksal adıyla ‘BORCA BATIKLIK’ demek.
Yani, şirketin defter değerinin sıfırlanması demek.
Yani, şirketin mevcut varlıklarıyla borçlarını (yükümlülüklerini) ödeyememesi demek.
İşte, SPK ve TTK 376 şirketlerin ‘teknik iflasta’ yani ‘borca batıklıkta’ olmadıklarını kanıtlamak için onlara imkan tanıyor.
Diyor ki; bir ara bilanço çıkarın, orada TMS 38 gereği raporlanmasına izin verilmeyen marka değeri ve diğer maddi olmayan duran varlıkları piyasa değerleriyle raporlayın.
Örneğin, mevcut durumda ‘X şirketinin’ raporlanan varlık toplamı 100 Milyon TL ve raporlanan borç toplamı 120 Milyon TL olsun. Bu durumda şirketin özkaynakları toplamı negatif yani -20 Milyon TL olur (Varlıklar toplamının borçlar ve öz kaynak toplamına eşit olması gerektiğini hatırlatayım).
Şayet, Şirketin 20 milyon adet hisse senedi var ve hisse senedinin borsa fiyatı 2 TL ise, bu durumda şirketin defter değeri sıfır olduğu için PD-DD farkı yani marka değeri 40 Milyon TL şeklinde hesaplanır.
Haliyle şirket 100 Milyon TL raporlanmış varlıkları arasına 40 milyon TL’lik marka değerini dahil eder ve tablo 140 milyon TL varlıklara karşın 120 milyon TL’lik borç içerir. Özkaynak HOKUS POKUS yapılarak negatiften 20 Milyon TL pozitife döner.
Şirket KAP bildirimi yayınlar ve der ki: BAKIN BEN TEKNİK İFLASTA yani borca batık durumda değilim!
Teknosa bu imkândan iki kez yararlanmış bir şirket!
Teknosa İç ve Dış Ticaret A.Ş. Kamuyu Aydınlatma Platformu nezdinde 30.10.2018 tarihinde TTK 376. Madde kapsamında bildirim yayınlamıştır. Bu bildirimde, işletmenin bilanço dışı varlığı olarak değerlendirilen marka değerinin 315 milyon TL seviyesinde olduğunu ve bu bahisle şirketin finansal tablolarında raporlanan -53 milyon TL düzeyindeki öz kaynağın işletmenin alacaklılarına yükümlülüklerini yerine getirme gücü açısından işletmenin gerçek piyasa değerini yansıtmadığını bildirmiştir (LİNK: https://www.kap.org.tr/tr/BildirimPdf/679561 ).
Bir diğerini ise 31.3.2021 tarihinde yayınlamıştır. Demiştir ki: Bu bilanço TTK 376 maddesi uyarınca Şirket’in marka değerini de içerir olarak hazırlanmıştır. Şirket’in hazırlanan söz konusu TTK 376 bilançosunda Özkaynağı (+) 225.187.676 tam TL olarak tespit edilmiştir (LİNK: https://www.kap.org.tr/tr/BildirimPdf/842027 ).
Kısaca, Teknosa 2018 ve 2021 yıllarında, raporlanan finansalları itibariyle negatif özkaynak yani TEKNİK İFLAS durumuyla karşılaşmıştır.
Ve bu durumdan yasal olarak SPK ilke kararı ve TTK 376’ın kendisine tanıdığını imkanla kurtulmuştur.
Hiç şüphesiz ki bu olgular Teknosa’nın süreklilik gösterir şekilde ÖZKAYNAK ERİMESİ problemiyle karşı karşıya olduğuna işaret etmektedir.
Nitekim Teknosa, 2021 yılının nisan ayında bedelli sermaye artırımına gitmiştir. Yani hem TTK 376 uhdesinde marka değeri raporlamış; bu da yetmemiş bedelli sermaye artırımı ile özkaynaklarını artırmıştır.
2024 tarihli Teknosa bilançosunda yaklaşık 2,2 Milyar TL öz kaynak raporlanmıştır.
2023 tarihli Teknosa bilançosunda raporlanan yaklaşık 3,7 Milyar TL’lik özkaynak, 2024 yılında raporlanan 1,42 Milyar TL’lik REKOR ZARAR ile erimiştir.
Bu durumda, şayet Teknosa 2025 yılında 2 Milyar TL ve üzeri zarar ederse; TEKNİK İFLASLA karşı karşıya kalacaktır.
Paramedya’daki ‘Rekor zarar açıklayan şirketin hissesi bir haftada yüzde 40 yükseldi!’ başlıklı haberi okuyunca sormadan edemiyorum: Acaba bu hisse fiyatı yükselişi yeni bir TTK 376 ara bilançosu hazırlığı mı? (LİNK: https://www.paramedya.com/devami/129298/rekor-zarar-aciklayan-sirketin-hissesi-bir-haftada-yuzde-40-yukseldi/ )
Not: TTK 376 kullanımına ilişkin teorik bilgiye ulaşmak isteyenler ‘Bilanço Dışı Varlıkların Muhasebe Bilgisinin Değer İlgililiği Üzerindeki Etkisi: Türkiye’ye Özgü Bulgular’ başlıklı akademik çalışmamı okuyabilirler (LİNK: https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/675466 ).
Sevgi ve vicdanla kalın…
Prof. Dr. Soner GÖKTEN