Bankalarda saha personelinin yönlendirilmesi ve motivasyonu son derece önemli.
Bu bağlamda özellikle şube müdürlerine ve bölge kapsamındaki faaliyet-bölüm müdürlerine kayda değer bir liderlik görevi verilmiş vaziyette.
Kimisinde VİZYON var!
Liderliğin hakkını veriyorlar.
Nasıl mı?
Pozitif motivasyonu esas alıyorlar: Yapılmayanları, yapılanların kıymetinin altını çizerek ifade ediyorlar.
Takım olduklarını hissettiriyorlar: Personellerinin başarılı olmaları için şahsi menfaatleri öteleyebiliyorlar.
Mekanik değil sonuç odaklılar: Finansal performansın temelinde karlılık olduğunun farkında olarak, bir tarafta bankaya yazdırılan kar varken skorlamanın basit ürünlerinin eksikliği peşinde kaybolmuyorlar.
Etikler: Müşterileri kandırma gayesinde değil, sürdürülebilir müşteri tesisi gayesindeler.
Kimisi ise VİZYONSUZ!
Hasbel kader liderlik yapma imkanı tanınmış vaziyetteler.
Nasıl mı?
Korkaklar. Bu korku kendi özgüven eksiklikleriyle ilgili…
Kendi menfaatleri için personelini takım olma duygusundan yoksun kılıyorlar.
İyi ile kötüyü ayırmayı bilmiyorlar.
Pozitif motivasyon bir yana azarlamayı, rencide etmeyi yani mobbingi yöneticilik zannediyorlar.
Performans değerlendirmesini sadece kendi performanslarıyla ilişkilendiriyorlar ve personellerini yok sayıyorlar.
Müşterileri kısa vadeli yolunacak kaz görüyorlar.
Ve zannediyorlar ki…
Sürekli böyle devam edecek!
Yaşananlar net şekilde gösteriyor ki öyle sanıldığı gibi devam etmiyor.
Bankalar zaman içerisinde öyle değişikliklerle karşılaşabiliyorlar ki, gün geliyor kıpırdamaz denilen taş bir anda yerinden oynuyor.
İşte tam bu noktada, DEREBEYİ konumundaki BÖLGE MÜDÜRÜLERİNE büyük iş düşüyor.
Cephedeki saha personellerini yönetecek kurmayları doğru seçmek onlar için en önemlisi.
Zira o kurmaylar gün gelip bölge müdürünü kariyerinden edebiliyor.
Etmekle de kalmıyor, VİZYONSUZ iseler kendilerine liderlik görevi veren bölge müdürünün arkasından konuşuyorlar.
Sevgi ve vicdanla kalın…
Prof. Dr. Soner GÖKTEN