Merkez Bankası Şubat 2025 ‘Sektörel Enflasyon Beklentileri’ çalışmasını açıkladı.
12 ay sonrası için, yıllık enflasyon beklentileri piyasa katılımcıları için yüzde 25,3’e, reel sektör için yüzde 41,9’a gerilerken, hane halkı için yüzde 59,2’ye yükseldi.
Neymiş efendim?
Piyasa katılımcıları ile hane halkı enflasyon beklentisi arasındaki MAKAS açılmış!
Hadi ya; gerçekten mi? Yemin edin…
Anlamsız bir göstergedir bu artık.
Üzerinde konuşmaya, tartışmaya dahi değmez…
Neden mi?
Gelin izah edeyim.
Basitçe ve herkesin anlayacağı tarzda…
Kimdir piyasa katılımcıları?
Finans dünyası.
Yani servetini maksimize etme sevdasında olanlar.
İlgilendikleri şey PARADAN PARA kazanmaktır.
Ve tabi haliyle düşünceleri TEKTİR: Faiz indirim döngüsüne girilmesi!
Nema bellidir: Önce TAHVİL sonra BORSA.
Kimdir reel sektör?
Gelişmiş ülkelerde ağırlıklı sanayi, know-how, Türkiye’de ağırlık hizmet, perakende, inşaat ve azıcık sanayi…
Hepsinin gayesi kar marjı maksimizasyonu.
Ve dertleri ENFLASYON BELİRSİZLİĞİ!
Yani satılan ürünün (mal ya da hizmet) yerine koyacağının ileride olası (bilinmez, kestirilemez) artan maliyetini talep edenlere yüklemek…
Haklılar mı ayrı bir mevzu, lakin gerçek olan yüzdürdükleri gemileri ve azalan rekabet ile sektör bazında hane halkına yükledikleri (istisnaları tenzih ederim) fahiş fiyatlamalar.
Kimdir hane halkı?
Sen, ben, biz, siz…
Emekli Ahmet Amca, asgari ücretli Harun, öğretmen Melek, akademisyen Celal, mühendis Ahmet, hemşire Ayşe…
Yani, NAS deneyi sonrası dar gelirli ve fakir haline gelen 70 milyon kişi.
İşte EKONOMİ BURADADIR: Gerçek olan husus yaşam kalitesinin artırılmasıdır.
Ne durumdalar?
Kira bir dert, kırmızı ete hasret…
Yumurta, domates, patlıcan… Pazara gitmek korkulu rüya!
Ne bekleselerdi?
Zira ARTIK ONLARIN ENFLASYONU FARKLI!
16 milyon kaymak tabakada değiller.
Yaşamsal geçim derdindeler.
İşte bu yüzden, ENFLASYON denilen endeks bugün hane halkının ENFLASYONUNU yansıtmıyor.
Kısacası TÜFE ÖLDÜ!
Doğması gereken ise; hane halkının enflasyonunu ortaya koyacak YENİ BİR ENDEKS!
Adını bi zahmet Merkez Bankası veya TÜİK bulsun…
Ve bi zahmet bu işe el atsın.
Gerçeklerle herkes yüzleşsin…
Sorasında ise bu saçma makas tartışması sonra ersin!
Sevgi ve vicdanla kalın…
Prof. Dr. Soner GÖKTEN