Louis’nin taç giyme töreni, Paris’teki ekmek kıtlığının doruğa ulaştığı esnada Reims’de gerçekleşti. Fransa Kraliçesi Marie Antoinette, Paris’teki ekmek kıtlığının doruğa ulaştığı esnada, söylenen halka kızmış ve günümüze kadar gelen o meşhur sözünü söylemiştir:
Ekmek bulamıyorlarsa pasta yesinler!
Bugün Türkiye’de yaşananlar o dönemdeki gibi değil. Ortada bir kıtlık yok.
Çok şükür ekmek de var makarna da hatta et de var.
Ama hayat o kadar pahalı ki, milyonlarca insan gıdaya erişemiyor.
Daha ilk ayda patlayan beklenti enflasyonuna göre zam politikası ile yapılar maaş artışları milyonlarca çalışanı adeta fukaralık kuyusuna attı.
1 ekmeğin 12.5, 1 kilo etin 700 ve 1 litre sütün 60 lira olduğu Türkiye’de bu gıda maddelerine 22 bin lira asgari ücretle erişmek gerçekten zor.
Türkiye büyük bir gelir adaletsizliği yaşıyor.
Kasaptan 100 gram kıyma alanı da var aynı zamanda 5 kilo birden antirkot da alan.
12,5 lira verip fırından ekmek almamayıp halk ekmek önünde karda kışta kuyruğa girende var. Aynı şehirde 4 kişilik yemeğe 19 bin lira hesap verede….
İşte böyle bir ülkede bir ekonomi kanalında bir müteahhit ekrana çıkıp milyonlarca insana akıl veriyor.
Ev almak için zamanınız daralıyor. Her saniye sizin için kayıp fiyatlar katlayacak. Düşünmeyin ev alın!
Soruyorum size bu söz Marie Antoinette’nın ekmek bulamıyorlarsa pasta yesinler sözünden ne farkı var?
Millet aç, gıdaya erişemiyor adam çıkmış ev alın pahalanacak diyor.
Zaten parası olan son 5 aydır krizi fırsat bilip bir tane değil 3 tane birden aldı.
Satılan konutlara baktığınızda 15-20 milyonluk evler.
Kasaptan 1 kilo et alamayan emekli, asgari ücretli ve açlık sınırından bir tık üstü maaş alan öğretmen ve polis mi ev alacak?
Bugün bu ülkede bir profesörün maaşı 85 bin lira.
İstanbul’da en düşük ev 5.5 milyon lira. 2 milyon kredi almaya kalkarsa bunun aylık taksidi bile 75 bin lira.
Evi 14 bin lira maaş alan emekli mi alacak?
Yoksa çalışanların yüzde 52’sini oluşturan ve 22 bin lira alan asgari ücretli mi?
Gerçekten ayıp ya!