2024 yılı itibariyle Türkiye’nin toplam dış borç stokunun GSYH‘ya oranı yüzde 60’tir. Bu oran 2016 yılında başkanlık sistemi öncesinde yüzde 47,4 idi.
1- Yüzde 60 dış borç oranı yüksek değil. Ancak mesele yalnızca dış borç stokunun GSYH’ ya oranı değil, aynı zamanda ve daha önemlisi ekonominin borç ödeme kapasitesi, dış borç ödeme kabiliyetidir.
Cari fazla veren ülkelerin dış borç ödeme kapasitesi yüksektir. Türkiye ise cari açık veriyor ve bu nedenle dış borç ödeme kapasitesi düşüktür. Cari açığı finanse etmek için en doğru yol Türkiye ye gelen ve uzun süreli kalacak olan doğrudan yabancı yatırım sermayesi girişidir. Ne var ki, Türkiye ye 2016 yılından sonra, doğrudan yabancı yatırım sermayesi girişi azaldı ve şimdilerde yok seviyesindendir.
Türkiye 2003 yılından bugüne kadar 730 milyar dolar cari açık verdi. Bunun önemli bir kısmını dış borçla kapadı. Bu nedenle 2003 yılında 130 milyar dolar olan Türkiye’nin dış borç stoku, 2024 yılında 550 milyar dolara yükseldi.
2- Merkez Bankası rezervleri de kısa vadeli dış borç ödeme kapasitesi için bir göstergedir.
Türkiye’nin bir yıl içinde ödemesi gereken dış borçları, 2016 yılında 172,6 milyar dolar iken, 2024 yılında 232,7 milyar dolara yükseldi.
Türkiye’ye son iki yılda sıcak para girişi arttı, bu nedenle MB net rezervleri de artıya geçti. (Aşağıdaki tablo ve grafikte sıcak para girişi olduğu 2023 ve 2024 sonrası MB swap hariç net rezervleri de artmıştır.)
Not: Portföy yatırımlarında eksi değerler net girişi gösteriyor.
En büyük riskte sıcak para riskidir. Başka yazılarımda da ifade ettiğim gibi Türkiye’de demokratik, hukuki altyapının erozyonu ekonomide kırılganlığı ve güven sorununu artırmıştır. Bu nedenle sıcak paranın aniden çıkma riski de yüksektir. Sıcak para çıkarsa, Türkiye döviz sorunu yaşar, girdi ithal edemez, üretimde düşme olur ve dış borçlarda temerrüt riski artar.
Türkiye’nin dış ticaret politikası değişmeli, doğrudan yabancı yatırım sermayesi teşvik edilmeli ve sıcak para kontrol edilmelidir.
2018 kriz öncesinde de bunları söyledik. Ekonomi yönetimi sıcak para serabına kapılıyor ve her zamanda olan millete oluyor.
3- Dış borç temerrüt risk priminin (CDS) dünyada en yüksek olduğu ikinci ülkeyiz.
‘’“CDS” (Credit Default Swap), kredi teminat takası anlamına gelen bir finansal terimdir. Bir tür türev ürünü olan CDS, bir borç verenin (bir miktar, belge veya bir şirket) borcunu ödememesi (temerrüde düşme) riskine karşı sigorta ücretini öder.’’
Türkiye dış borç alınca, piyasa faizi artı CDS oranı kadar faiz veriyor. Pahalı borçlanıyor.
Arjantin ve Rusya temerrüte düştüğü için, CDS oranları yayınlanmıyor. Diğer ülkeler için de Dünyada en riskli ülke Mısır, ikinci sırada Türkiye geliyor.
4- 2024 Kasım ayı itibariyle, Türkiye’nin 296,7 milyar dolar uluslararası yatırım pozisyon açığı var.
‘’Uluslararası Yatırım Pozisyonu (UYP) bir ekonomideki yerleşik kişilerin yurt dışı yerleşik kişilerden olan finansal alacakları ile rezerv varlık olarak tutulan altın ve döviz şeklindeki finansal varlıklarının ve yerleşiklerin yurt dışı yerleşik kişilere olan finansal yükümlülüklerinin belli bir tarihteki stok değerini göstermektedir.’’
Halkın ve işletmelerin yastık altındaki veya bankadaki döviz, altın gibi tasarrufları finansal sistem dışındadır. Bu nedenle yatırım pozisyon açığı farklıdır. Bir şirket dış veya döviz cinsi iç borcunu ödemek için yastık altındaki dövizini veya altınını finansal sisteme sokarak ya da gayrimenkulünü dövizle satar dış ve iç borcunu öder. Biri tasarruf-servet, diğeri finansal sistem içinde stoktur.
Bütün göstergeler, Türkiye’de dış borçlarda temerrüt riskinin devam ettiğini gösteriyor.