Bolu Kartalkaya’da meydana gelen, 78 kişinin öldüğü ve 51 kişinin yaralandığı yangın Türkiye’de büyük bir üzüntü yarattı. Üzüntüyü daha da artıran faktör otel yönetiminin yangına karşı önlem almamış olması ve bu önlemleri denetlemekle görevli kurumların görevlerini yapmamasıydı. İlgili kurumların hesap verebilirlik ve şeffaflık prensipleri çerçevesinde olaya açıklık getirmeleri beklenirken karşılıklı suçlamalar başladı. Artık, bu aşamada yargı sürecinin ve meclis araştırmasının sonuçlarını beklemek zorundayız. Bununla birlikte, Türkiye’de kurumların kapasitelerinin çok gerilemiş olması buralardan da kamu vicdanını bir nebze rahatlatabilecek, sağlıklı sonuçlar alınabilmesine yönelik beklentileri olumsuz etkiliyor.
Diğer tarafta ise iki kurumun sessiz sedasız hazırlandığı önemli bir sempozyum gelecek için moral veriyor. İstanbul Teknik Üniversitesi ve Yapı Fiziği Derneği birlikte 8-9 Mayıs 2025 tarihlerinde üniversitenin Taşkışla Kampüsünde “Mimarlık ve Yangın Sempozyumu” gerçekleştirecek. Sempozyumun Düzenleme Kurulu’nun başkanlığını “Mimarlıkta Yangın Güvenliği” konusunda uzman olan Doç. Dr. Nuri Serteser, sekreterliğini ise yine aynı konuda uzman olan Şafak Beşiroğlu yapıyor.
Sempozyumun amacı binaların yangın emniyetiyle ilgili çalışmalar yapan bilim insanlarını, uygulamacıları, yapı eleman ve malzeme üreticileri ile ithalatçılarını, yasa ve standart yapıcıları, kontrol ve ruhsat vermeye yetkili birimleri ve çıkan yangınların söndürülmesinde rol alan ekiplerin çalışanlarını bir araya getirerek yeni yapılacak ve/veya mevcut binalarda yangın risklerinin nasıl sınırlandırılacağını tartışmak. Bu, gerçekten çok önemli bir konu. Kartalkaya’da böyle bir yaklaşımla yangın riskinin değerlendirilmemesi ve önlem alınmaması faciayı yarattı. Bazı medya kuruluşları 1 milyon TL. (otel odası başına 6 bin TL.) harcanarak alınabilecek önlemlerle bu felaketin engellenebileceğini ileri sürdüler.
Doğal olarak, binaların yangına karşı güvenli bir şekilde tasarlanmasının ve hem aktif hem de pasif yollarla korunmasının bir maliyeti var. Aktif yangın önlemleri yangını tespit eder ve durdurur. Bu önlemler gaz ve duman dedektörü, yağmurlama sistemi gibi yangın başladığında devreye girmesi planlanan sistemler olarak ifade edilebilir. Pasif yangın önlemleri ise yangını hapseder, yalıtır ve yangının yayılma hızını azaltır. Bunlar, dış cephenin yangına dayanıklı malzeme ile yapılması, kaçış koridoru ve yangın merdivenindeki kapının yangına dayanıklı olması, baca etrafındaki tesisatların yangın yalıtımlı olması gibi önlemler olarak açıklanabilir. Yangın ve Güvenlik Dergisi’ne demeç veren Isı, Ses ve Yangın Yalıtımcıları Derneği (İZODER) Başkanı Emrullah Eruslu’ya göre pasif önlemlerin maliyeti toplam bina yapım maliyetinin yaklaşık sadece binde 3’ü ila binde 5’ini oluşturuyor.
Geçen hafta, binalarda yangın önlemlerine yönelik yatırımların maliyetleri üzerine de haberler yapıldı. Söz konusu haberlerde maliyetlerin olası can ve mal kaybı riskleri karşısında oldukça önemsiz kaldığına dikkat çekildi. Buna göre 12 kiloluk bir yangın tüpünün maliyeti en fazla 1.200 TL. 50 odalı bir otel için uyku sırasında yangını algılayan sistemler 50 bin TL ile 100 bin TL arasında bir fiyat aralığına sahip. 150 oda ve üzeri otellerde bu maliyet 250 bin TL’ye kadar çıkabiliyor. Yağmurlama sistemlerinin metrekare başına maliyeti 300 TL ile 600 TL arasında değişiyor. Küçük oteller için toplam maliyet 75 bin TL, büyük oteller için ise 150 bin TL’ye ulaşıyor. Yangın merdivenleri ise, 2025 yılı itibarıyla metrekare başına 4 bin 500 TL’ye mal olacak.
Yangın önleme maliyetleri sadece aktif ve pasif önlemlerle sınırlı değil
Yangın önleme maliyetlerine eğitim ve tatbikatların da dahil edilmesi gerekir. Kartalkaya’daki yangının bu konuda eğitimsiz olan mutfak personelinin kızgın yağın tutuşmasının ardından alevlerin üzerine su atmasıyla çıktığı ileri sürülüyor. Personelin kızgın yağ taneciklerinin sudaki oksijenle karşılaşınca yangının daha da büyüyeceğini çok iyi bilmeleri gerekiyordu. Bu konuda eğitilmiş olsalardı can ve mal kaybı bu seviyelere gelmeyebilirdi. Türkiye’de yangın eğitim ve tatbikatı alanında küçümsenmeyecek bir piyasa mevcut. Farklı fiyatlar, uygulamalar ve seçenekler değerlendirilerek bu hizmet satın alınabilir.
Satın alınan tüketim malları (elektrikli ev aletleri, mobilyalar, taşıt araçları, jeneratör, temizlik malzemeleri vb.) genel olarak yangın güvenliğine ilişkin teknik standartlarla uyumlu ve yasal düzenlemelere uygun olarak üretilmişlerdir. Bu ürünler, doğal olarak, yangına dayanıklılık testlerinin, yanmayı geciktiren unsurların, daha pahalı ama daha az yanıcı materyallerin kullanımının maliyetlerini de içerirler. Bu maliyetler de ürünün fiyatına eklenerek tüketicinin veya firmanın maliyeti haline gelirler.
Bir diğer yangın önleme maliyeti ise sigorta. Yangın sigortası temel olarak; ev ya da iş yerleri gibi günlük yaşamda çok sık kullanılan mekânlarda farklı gerekçelerle çıkabilecek yangınlara karşı fiziki hasarları karşılayan sigorta türünü ifade eder. Bu sigortanın genel şartları, büyük oranda doğrudan yangın sonucunda ortaya çıkan hasarları kapar. Özel ve ticari amaçla kullanılan binalara, yerleşim alanlarına yangın sigortası yaptırılabilir. Grand Kartal Otel’in de bina, içindeki eşyalar ve misafirlerle birlikte sigortalanmış olduğu medyaya yansıdı.
Kundaklama riski de dikkate alınması gereken riskler ve maliyetler arasında. Bu riskin aşağı seviyelere çekilebilmesi için hırsız alarmı ve kamera sistemlerinin kurulması, bina girişlerine ve hassas noktalara özel güvenlik görevlilerinin yerleştirilmesi önlemlerinin hayata geçirilmesi gerekiyor. Bunlar da yangın önleme maliyetleri içinde önemli tutarlar oluşturabilir.
Yangın ve Güvenlik Dergisi’nde geçen hafta çıkan bir habere göre Türkiye’de yılda ortalama 80 bin yangın çıkıyor. 2024 yılında itfaiye sadece İstanbul’da 25 bine yakın yangına müdahale etti. Bu verilere karşın, Türkiye yangın sonucu ölümlerin en az olduğu ülkeler arasında. Ama son olay hepimizi allak bullak etti. Bir daha böyle bir felaketin yaşanmaması için, düşünmek, araştırmak, tartışmak, nihayet gerekli önlemleri almak zorundayız. Belki böyle yaparak da Kartalkaya yangınında kaybettiklerimizin hatırasına saygımızı göstermiş olabiliriz.