AKP’yi oyları ile iktidara taşıyan fakir fukaradır.
Yıllarca fakirin daha fakir, zenginin daha zengin olduğu iktidarlardan bıkan fakir ve fukara içinde adalet ve kalkınma kelimelerinin olduğu siyasi partiyi umut olarak gördü.
Krizlerden bıkan artık açlık sınırında yaşayan bu kesim AKP’nin iktidara gelmesiyle dağıtmaya başladığı makarna ve kömürü gelecek için büyük umut olarak gördü.
AKP’ye oy veren bu kesim yıllarca adaletli kalkınmayı bekledi durdu. Son 10 yıldan itibaren ise yaşadığı krizi geçmiş hiçbir iktidarda görmedi.
Tam umudunu kesmiş iken NAS geldi.
Yani düşük faiz dönemi.
Merkez Bankası faizleri yüzde 8,5’a düşürdü.
Bu kesim bir kez daha umutlandı.
Ama olmadı.
NAS ’da zenginler ultra zengin oldu. Bu program büyük şirketlerin ve zenginlerin bankadan ucuz kredi almasına ve devasa servet yapmalarına neden oldu. Tabii ki bu arada fakir de kredi kartından düşük faizli avans çekerek, AVM’lere gitmeye başladı.
Sonra gördüler ki, kendilerinin 50 bin liralık düşük faizli kredi ile mutlu oldukları o dönem, birileri bankadan 50-60 milyon kredi çekmiş yüzde 80 enflasyonda bu parayı eve, arabaya ve altına yatırmışlar.
Sonrası malum!
NAS’ın faturası Türkiye’nin tarihin en büyük krize girmesine neden oldu.
Fakir daha fakir, zengin daha zengin. Çünkü Nas döneminde yüzde 13 ile alıp cebe indirdikleri parayı yine aynı bankalara yüzde 60 faizle mevduata yatırdılar.
Açlık sınırında yaşarken altına düşen 60 milyon insan.
Gelir adaletsizliği ile yok olan orta sınıf. 50 bin lira ile geçinmeye çalışan polis, öğretmen ve beyaz yakalı.
Asgari ücret 22 bin lira…
Türkiye şimdi yeni bir sorunla boğuşuyor.
Barınma krizi. Bırakın ev almayı kirasını bile ödeyemiyor.
İşte barınma krizinin zirvesinde iktidar bu kesim için öldürücü darbeyi vurdu:
Düşük faizli konut kredisi.
Bu bakanın ağzından çıktıktan yaklaşık 1,5 dakika sonra satılık konutlar bir anda yüzde 20 zamlandı.
Yani fakirlerin konut hayali üzerinden yine manipülasyon yapıldı.
Özetle ortada kredi bile yok iken fakirin başını sokacağı evin hayalleri de elinden alındı.
Fahiş fiyata Rekabet Kurumu neden müdahale etmiyor?
TFRS 13 ve Uluslararası Değerleme Standartlarında ‘makul fiyat’ tanımı şu şekildedir: Piyasa katılımcıları arasında ölçüm tarihinde gerçekleşecek olağan bir işlemde...