Herkesin parası kıymetlidir.
Hele ki yüksek faiz dönemlerinde, tasarruf sahiplerinin satın alma güçlerini korumaları için; nakit fonlarını nemalandırmaları şarttır.
Sıkılaşma döneminde mevduat bankalarının maliyetleri, yani tasarruf sahiplerine ödedikleri faiz artar.
Buna karşın, yüksek temerrüt riskiyle daralan kredi hacmi ve yüksek getirili menkul kıymet arz kısıtı nedeniyle de tahsil ettikleri faiz geliri azalır.
Sonuç olarak; bankalar, yüksek faiz dönemlerinde temel mevduat bankacılığı faaliyetleri itibariyle reel olarak kayba uğrar.
Bunun acısını ise ‘ücret ve komisyon gelirleri’ adı altında, ben buna ‘şubeye ayakbastı parası diyorum’, müşterilerinden çıkarırlar.
Amaçları faiz indirim döngüsü meyvelerini verene kadar, müşterilerinin ceplerinden aldıkları parayla gemilerini yüzdürmektir.
Şubeye ayakbastı parasının adeta cılkı çıkmış vaziyette.
Ne var ki bu da yetmedi…
Uzun süredir bankalar ‘VADESİZ OYUNLARI’ döndürüyorlar!
Ne demek istiyorum?
Eğer bankalar, müşteriden topladıkları paraları bir veya iki gün veya başka isimlerle mevduat vadesi süresince vadesiz şekilde uhdelerinde tutabilirlerse; para toplamanın yani temel mevduat bankacılığı faaliyetinin maliyetini azaltabilirler.
İşte bu nedenle ve hırsla şubelere vadesiz hedefleri veriliyor.
Mesela, ‘KUTSAL CUMA’nın yaşandığı bankalar var.
Öyle ki Cuma günleri bazı bankalarda şubeler işi gücü bırakıyor, müşterileri arıyor ve tasarruflarının hafta sonu vadesiz de kalması için adeta ricacı oluyorlar veya türlü türlü taklalar atıyorlar.
Diyorlar ki mesela, ‘Cuma günü itibariyle vadeli faizi %43 ama eğer pazartesi bağlarsak %47’.
Veya başka yollar bulmuşlar.
Mesela saat 16:00’dan sonra hesaba para gelirse, özellikle mobilden işlem kapandığı için müşteriye ‘yarını beklememiz lazım’ deniliyor.
Hâlbuki saat 18:00’a kadar bölge ve genel müdürlük onayıyla para bağlanabilir, belirli fonlar alınabilir.
Vadesizde bırakma işini daha kurumsal şekilde ÜRÜNLEŞTİRENLER de var.
Vadeli hesaba SÜSLÜ BİR İSİM takıyorlar.
Örneğin diyorlar ki; ‘paranızın tamamını vadeli mevduata bağlarsak faiz oranı %44; lakin SÜSLÜ HESABA bağlarsak %46. Ancak bir şart var; hesaptaki toplam tutarın %20’si vadesizde duracak!’.
Finansal okuryazarlığı düşük olan tasarruf sahibi ise hemen faiz oranlarındaki farklılığa konsantre olarak yüksek faiz görünümlü SÜSLÜ hesaba atlıyor.
Hâlbuki yüksek faiz dönemlerinde yapılan VADESİZ OYUNLARI, müşterinin tasarrufunu GASP ETMEKTİR.
Etik değildir.
Bankacılık hizmetlerinde yeri yoktur.
Hep diyorum ya, ne ala memleket diye…
BDDK’nın artık bu işe el atması gerekmektedir.
Müşterinin tasarrufu yasal olarak BOŞTA DURMAMALI, NEMALANDIRILMALIDIR.
Sevgi ve vicdanla kalın…
Prof. Dr. Soner GÖKTEN