Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulunun (PPK) faiz kararı, TL vadeli mevduat faizlerini, doğal olarak, etkileyecektir.
Çünkü politika faizi, piyasadaki TL mevduat faizlerinin ortalamasının belirleyicisidir.
Diğer bir ifadeyle, politika faizi artıkça piyasadaki TL mevduat faizlerinin ortalaması artar; tersi durumda azalır.
Neden ortalamayı esas alıyorum?
Çünkü politika faizi özellikle sıkılaşma dönemlerinde genel bir belirleyici işlevi görür.
Yüksek politika faizi nedeniyle, bankalar arasındaki TL mevduat faizleri yadsınamayacak farklılıklar gösterebilmektedir.
O halde, bundan sonra cevaplanması gereken HANGİ BANKANIN MEVDUAT FAİZİNİN göreceli olarak YÜKSEK olacağı sorusudur?
Paramedya’daki bankacılık sektörü yazılarımda esasen bunun şifresini verdim, veriyorum.
Ve sıkı para politikasına geçildiğinden beri söylediğimi tekrar edeyim: BANKALARIN FİNANSAL PERFORMANSLARI dipte.
Mevduat bankacılığının temeli, para toplamak (mevduat) ve bu parayı üzerine faiz marjı koyarak satmaktır (kredi ve finansal yatırım).
En basit şekliyle, bu temel mevduat bankacılığı faaliyetinin finansal sonucunu, satılan paranın geliri yani alınan faiz ile toplanan paranın maliyeti yani ödenen faiz arasındaki fark oluşturur.
Alınan faiz, ödenen faizden yüksekse KAR; ödenen faiz alınan faizden yüksekse ZARAR ortaya çıkar.
İlk bakışta, bu ilişkinin tahakkuk esaslı gelir tablosu üzerinden gözlemlenebilir durumda olduğu düşünülebilir.
Lakin, Türkiye’de bankaların enflasyon muhasebesi uygulamaması ve kredileri yapılandırmak suretiyle alınan faizi tahakkuk esasına dayalı olarak raporlamaları; alınan faiz ile ödenen faiz ilişkisinde fiktif kar raporlamasına neden olabilmekte; gerçek durumu ve reel kazanç/kaybı gizleyebilmektedir.
Bu nedenle, kısa vadeli finansal performans değerlendirmesi adına doğru olan; nakit akış tablosundaki alınan faiz ve ödenen faiz arasındaki ilişkiye bakmaktır.
Bu sayede, genellikle 30 ila 90 günlük vadelerin söz konusu olduğu Türkiye gibi ülkelerde; bankaların sıkılaşma dönemlerindeki temel mevduat bankacılığı faaliyetlerinden kar ya da zarar yaratma potansiyelleri; nakit tahsil edilen (alınan) faiz ile nakit ödenen faiz arasındaki ilişkiden net olarak görülebilecektir.
Sıkılaşma dönemlerinde; TL vadeli mevduata nakit ödenen faiz tutarı (nakit gider) artmakta; yüksek getirili menkul kıymet arz kısıtı ve yüksek temerrüt riski nedeniyle yüksek faizli kredi verme olanağının azalması nedeniyle de nakit tahsil edilen (alınan) faiz tutarı (nakit gelir) azalmaktadır.
Hal böyle olunca da; bankaların bir kısmında nakit alınan faiz ile nakit ödenen faiz farkı ZARAR yazmakta veya bankaların genelinde nakit ödenen faizinin nakit alınan faize oranı yani MALİYET ARTMAKTADIR.
İşte bu nedenle; zarar yazan ya da yüksek maliyete katlanan bankalar müşterilerine göreceli olarak daha düşük TL vadeli mevduat faizi önermek zorunda kalırken; kısmen göreceli olarak nakit ödenen faizin nakit alınan faize oranı düşük olan banklar daha yüksek TL vadeli mevduat faizi teklif edebilmektedir.
Mevduat müşterileri için banka seçiminde kısa vadede dikkat edecekleri temel gösterge budur.
Sevgi ve vicdanla kalın…
Prof. Dr. Soner GÖKTEN