Önce ABD’de Bitcoin’e dayalı fonlar yani ETF’lerin ABD’deki sermaye piyasaları otoristesi SEC’ten onay alması arkasından Bitcoin’in üretim hızını yarıya düşüren “halving” ile birlikte Bitcoin’in dolar karşısındaki değerine yönelik beklentilerimiz epey yükselmişti.
Sonrasında bir ileri bir geri hareket eden Bitcoin değeriyle birlikte altcoinlerde de ciddi bir beklenti oluşmamasıyla birlikte piyasaları sessizlik kapladı. Üstelik Bitcoin’in ardından gelen Ethereum ETF’i de bu durumu değiştiremedi.
Peki Gerçekten Kriptoya İlgi Durdu mu?
Durmadı.
Her ne kadar yeni gündem yapay zeka olsa da blokzinciri ve kripto varlıklar tarafında şirketlerin güçlü adımları aslında devam ediyor. Örneğin bu alanın en etkin şirketlerinden Blackrock sessiz sedasız yeni bir stablecoin’i desteklemeye başladı. Şirket UStb adlı stablecoini Ethereum ağında kurduğu BUIDL fonu ile destekliyor. Yani dolara alternatif çıkarma yarışında ben de varım diyor. Bildiğiniz üzere o pazarın lideri tam 120 milyar dolarlık pazar payı ile Tether.
Blackrock geçtiğimiz günlerde Brezilya’da bir konferansta yaptığı sunumda Bitcoin’in finansal piyasalardaki rolünü giderek sağlamlaştırdığını açıklamış ve artık kurumsal portföylerde daha sık görüldüğünü verilerle ortaya koymuştu.
Bir başka gelişme, Visa tarafından gerçekleştirilen bir araştırmanın sonuç raporuydu. Rapora göre; dünya genelindeki yetişkinlerin yüzde 94’ü genel itibariyle kripto varlıkların farkında ve bu grubun yüzde 32 bir şekilde kripto varlık sahibi. Grubun yüzde 21’i ise bir kripto varlığa henüz sahip değil ancak konuya dair meraklı.
Bu gibi veriler, kripto varlıkların sürekli değişen değerleriyle, uçan kaçan fiyatlarla gündemimizde olmasından çok daha değerli bir şeyi ortaya koyuyor.
Bu varlıklar giderek, sessiz sedasız biçimde hayatımıza entegre oluyor. Zira araştırma katılımcılarının yüzde 60’ı finansal kurumların kripto varlık hizmeti sunmasını istiyor. Zira Visa da kripto bağlantılı kart programları başlatmak üzere çalıştığını raporda söylüyor.
İyi mi kötü bilemediğim bir gelişme olarak, merkezi kripto varlık hizmet sağlayıcısı Binance’in “devrik lideri” CZ hapisten çıktı. Binance’in kara parayı aklama ile mücadelede yetersiz kaldığı ve illegal faaliyetlere aracılık ettiği gerekçesiyle kendisi bir süredir hapisteydi. İlerleyen günlerde yaklaşık 57 milyar dolarlık servetiyle yeni işlere kalkışır mı göreceğiz, ama o süreçte en büyük hissedarı olduğu Binance’in ABD pazarındaki vaziyeti zor duruma girdi.
Hep söylüyorum, nerede kurulduğu belli olmayan, hiçbir yasal düzenlemeye tabi olmayan kripto varlık hizmet sağlayıcılarından uzak durulmalı. En güvenli kripto saklama alanı kendi cüzdanlarımızdır.
Geleneksel finans da geleneği bozmuyor
Kripto tarafında bu sessiz ama önemli gelişmeler olurken Financial Times gazetesinin 25 Eylül’deki sayısında sonrasında pek de tartışıldığını görmediğim bir haber dikkatimi çekti. İki dev bankanın; HSBC ve JPMorgan, Rus Wagner grubunun Afrika’daki faaliyetlerini desteklemek amacıyla gerçekleştirdiği para transferlerine aracılık ettiği ortaya çıkmış. Bankalar da “Aa öyle miymiş, vallahi bilmiyorduk” demiş. Oysaki transferlerin gerçekleştiği tarihlerde Prigozhin ABD’nin yaptırım listesindeydi.
Düşünmeden edemedim, ABD’nin yaptırımlarını bu dev geleneksel finans kuruluşları değil de hasbelkader bir kripto varlık platformu delseydi neler olurdu acaba?