İstanbul’un en lüks lokantasında 4 kişi kuş sütünün eksik olmadığı bir sofrada yemek yiyor.
İçiyor, şarkı söylüyor eğleniyor.
O sırada siz bu lokantanın karşısındaki küçük bir büfede tavuk döner dürümü yiyorsunuz. Yanında da bir bardak ayran.
Aslında doymuyorsunuz! İkinci dürümü yemek istiyorsunuz ama bütçenizin elvermediği için içinde 100 gram tavuk eti bulunan dürümü ağır ağır, küçük lokmalarla yiyorsunuz ki doyma duyunuzu ikna edesiniz.
Birden o lüks lokantanın şef garsonu geliyor ve size bir hesap pusulası getiriyor. O 4 kişinin yiyip içtiği yemeğin faturasını.
Bunu siz ödeyeceksiniz diyor!
O an ne yaparsınız?
Önce küçük bir şok geçirir sonra itiraz edersiniz:
Bana ne bu yemeği ben mi yedim ki, hesabı da ben ödeyeyim!
Haklısınız!
O yemeği siz yemediniz ki hesabı da siz ödeyesiniz.
Ama o hesabı bugün kuzu gibi ödüyorsunuz.
Mehmet Şimşek, NAS döneminde büyük para kazanan ve zengin olan o ballı 20 milyon kişinin hesabını size yani 65 milyon insana ödetiyor.
Enflasyon yüzde 80 iken, halkın dişinden tırnağından arttırdığı tasarruflarını yüzde 19 oran ile kredi olarak kullanan bu kişilerin faturasını asgari ücretli, emekli ve dar gelirli vatandaş ödeyecek.
2025 yılı için uygulanacak yeniden değerleme oranı 12 ayın enflasyonuna göre belirlendi ve yüzde 43,93 olarak belirlendi.
Yani devletin sizden alacağı vergi ve harçlar son 12 ayın, geçmiş yılın enflasyonuna göre alınacak.
Yani geçmişin faturası!
Peki bu o dönem NAS yağmasından bir kuruş faydalanamayan vatandaşa ne kadar zam yapılacak?
Gelecek yılın enflasyon beklentisine göre!
Yani yüzde 21!
Devlet alacağı vergi ve harçlara yüzde 43,93 zam yapacak ama size yüzde 21 zam verecek.
Peki aradaki yüzde 22,93 nedir?
İşte o başkalarının yani kaymak tabakanın yediği lüks lokantadaki yemeğin faturası.
Hadi daha çok çalışı ki, o faturayı ödeyesiniz.
İbn-i Haldun “Coğrafya kaderdir” demiş.
Haldun bugün yaşasaydı emin olun bunu “sandık kaderdir” diye değiştirirdi.