Bu yazıyı uzun uzadıya yazmayacağım.
Çünkü olay tüm mecralarda eğrisiyle doğrusuyla konuşuldu, yazıldı.
Ve itimat ettiğim bakış açıları anlamında,
Bankacılık duayenleri Remzi ÖZDEMİR ve Hanife FİŞEK Paramedya TV YouTube kanalında olayı enine boyuna konuştu. İzlemediyseniz izleyin.
Dijital finans alanında tartışmasız Türkiye’nin en önemli ismi Doç. Dr. Burak ÖZDOĞAN konuya ilişkin düşüncelerini Paramedya’da yazdı. Okumadıysanız okuyun.
Ben ise size maddeler halinde olayın kendi penceremden görünüşünü aktarayım.
Akbank, yıllardır dijital bankacılık üzerine pazarlama konumlandırması yapıyor. Kendisine yönelik ithamlara ilişkin yapmış olduğu basın açıklamaları bence son derece amatörce.
Akbank doğrudan değil ama dolaylı olarak sorumlu. Yani müşterilerin dijital akıllı cihazlarını (Android) maddi şekilde takip ve kontrol edemez. Lakin gerekli siber güvenlik önlemlerini almalıydı. Şayet aldıysa, yetersiz basın metni yerine detaylıca açıklama yapmalıydı.
Türkiye finans ekosistemi bankacılık üzerine kuruludur. Bu bahisle, fenomenlerin insanları banka hesaplarını kapatmaya teşvik etmesi bankacılık sektörü açısından kabul edilemez. Yaptırım uygulanmalıdır. Bu tür davranış şekilleri, zincirleme reaksiyonlar doğurabilir ki; bunun sonuçları çok ciddi geri döndürülemez problemlere yol açar.
Her ne kadar Akbank dolaylı sorumlu olsa da gelecekte Neo bankacılığın zeminini hazırlayan yapay zekaya ve tam dijitalleşmeye dayalı bir hizmet sunmaktadır. Tekrar edeyim, müşterilerin işini kolaylaştırmaya yönelik bir hizmet. Sonuçta bu hizmetin teşkili için risk almıştır. Ancak müşterilerin dijital okuryazarlık düzeyi eş değildir. Gördüğüm kadarıyla bu hizmet, dijital okuryazarlığı düşük olan ve dolandırıcılar için biçilmiş kaftan görünümlü müşterilere uygun değildir.
Teknolojinin her an geliştiği yüzyılımız içerisinde, BDDK dijital bankacılık ve finans uygulamaları çerçevesinde müşteri koruma stratejik çerçevesini oluşturmalıdır. İki yol vardır. Birincisi dijital okuryazarlık eğitimi. Lakin bu özellikle belirli bir kesim (orta ve ileri yaştakiler, teknolojiye uzak olanlar) için pek mümkün değildir. O halde en makul yol ayrıştırmaktır. Yani belirli bir uygunluk testi ve sözleşmesi yordamıyla ileri dijital bankacılık uygulamaları kullanımının onay verilen müşterilere açılması gerekmektedir.
Kredi süreçlerinde insan halen olmazsa olmazdır. Her ne kadar dijital olarak yapay zekâ destekli kredi onayı verilse de bu muhakkak en nihayetinde yani en son aşamada insan onayı gerektirmelidir. İnsanın yerine yazılım koymanın neticeleri işbu olaydaki gibi ağır olabilir.
Unutulmamalıdır, bu durum Akbank’ın başına gelmiştir lakin her bankanın başına gelebilir.
Günah keçisi yaratmaktan ve suçlu aramaktan ziyade, esas olan çözüm üretmektir.
Dijital ekosistem yani metaverse içerisinde yer alacak finans unsurları ile sanal dünya finansmanında neler olacak kim bilir?
BDDK bankaları (ilerideki adıyla dijital varlık saklama kuruluşlarını)ve bankacılık sistemini geleceğe hazırlayacak stratejik planlamaları geliştirmelidir.
Sevgi ve vicdanla kalın…
Prof. Dr. Soner GÖKTEN