İş Bankası Genel Müdürü Adnan Bali, Genel Kurul’da ‘Bankaları vicdansızlar’ diye ağır bir dille eleştiren TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu’na yanıtladı: ‘Bu albüm hep satar, her dönem satar’
Türkiye İş Bankası Genel Müdürü Adnan Bali, TOBB Genel Kurulu’nda bankacılık sektörünün bir kez daha eleştirilerin odağına yerleştiğinin hatırlatılması üzerine “Ben hep söylüyorum. Bu albüm satar” dedi. Bali, çuvaldızı bankalara da batırarak “Dönüp kendine de bakacaksın. O albümü sattırmayacaksın” dedi.
İş Bankası Genel Müdürü Adnan Bali’ye “Bedri Rahmi Eyüboğlu ve Çağdaşlarından Mektuplar – Biz Mektup Yazardık” Sergisi’nin İş Kuleler’deki açılışında gazetecilerin sorularını yanıtladı.
TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, pazar günü yapılan TOBB Genel Kurulu’nda bankaları şu şekilde eleştirmişti:
“Bankalar her fırsatını bulduklarında, üzerimize maliyet yüklüyorlar. Eskiden sadece kredi faizleri ile oynarlardı. Şimdi bir de işlem ücreti belası çıktı. Kamu otoritesi ne kadar sınırlandırmaya çalışsa da bir yolunu buluyorlar. Bankalar! Unutmayın! KOBİ’ler varsa, siz varsınız! Artık bu vicdansızlığı, bu ‘hep bana, hep bana’ anlayışını bırakın.”
Hisarcıklıoğlu’nun bu eleştirisine yanıt veren İş Bankası Genel Müdürü Adnan Bali, “Ben hep söylüyorum. Bu albüm satar. Bankalara yönelik şu ya da bu şekilde söylediğiniz her albüm satar. Her dönemde satar. Bu kadar alıcısı olan bir albümü neden sık sık çıkartmayasınız” dedi.
Çuvaldınız sektöre de batırdı
Bankacılık sektörüne ilişkin eleştirilerin uzun süredir devam ettiğinin belirtilmesi üzerine Bali şunları söyledi:
“İyi bir şey… Çalışıyoruz ki çıkıyor. Burada bize de bir fatura var tabii. Bu albüm neden satıyor. Dönüp kendine de bakacaksın. Bu albümün satmamasından sorumlusun, satmamasını sağlamak zorundasın. O albümü sattırmayacaksın. En küçük bir vaka, en küçük bir yanlış yapmayacaksın. Bu aslında aile kavgası gibi bir şey. Herkes haklıdır. Kimi dinlesen hak verirsin sonra ötekine gittiğinde öyle değilmiş dersin.”
Yapılan eleştireler sonucunda bugün bankacılık sektörüne yönelik kamuoyunda oluşmuş bir algı olduğu belirten Bali, Türkiye Bankalar Birliği nezdinde sektörün kendisini anlatmak için iletişim çalışması yaptığını söyledi. Bali, “Ama daha önemlisi eylemlerinizle, yaptığınız işlerle bunu hep destekleyecek tarzda hareket etmek lazım. Ben algının önemli olduğunu düşünüyorum. Birileri böyle düşünüyorsa biz ‘insanlar toplu halde yanılıyor’ diyemeyiz. Algı gerçek olmasa bile bir şekilde düzeltilmesi gereken bir durumdur. Hele; kendinize yakıştıramıyorsanız. O zaman ikna edici olacaksınız. İzahkar olacaksınız. Gereğini yapacaksınız. Onun için ben, bize görev düştüğünü düşünüyorum. İnsanlar banka uygulamaları konusunda olumsuz kanaatlere sahipse ve bu doğru değilse en büyük sorumluluk yine bankalara düşer” diye konuştu.
‘Öz kaynak faizi 2.9 milyar TL’
Bankacılık sektöründe son dönemde konuşulan gündem maddelerinden biri de öz sermaye karlılığının düşmesi. Adnan Bali, öz sermaye karlığının düşmesiyle ilgili görüşünü kendi bankası üzerinden verdiği bir örnekle açıkladı. İş Bankası’nın 29 milyar TL civarında öz kaynağı olduğunu belirten Bali, “1.370 şubemizi kapatsak, 24 bin insanın istihdamından vazgeçsek. Teknoloji dahil tüm alt yapı yatırımlarını tasfiye etsek. Öz kaynaklarımızı da yüzde 10 üzerinden Hazine faizine yatarsak 2.9 milyar TL kar ederiz. Karımızda 3.3 milyar TL. Üstü sadece 400 milyon TL. Bankalar dev gibi karlar etti deniyor ama yatırdığımız öz kaynağa bakın” dedi.
Bankacılık sisteminin karlılık sorununun sadece bankaların değil Türkiye’nin sorunu olduğunu anlatan Adnan Bali, “Bankacılık sisteminin karlılığı iş yapabilecek seviyelerden aşağıya doğru gitme eğilimi gösterirse o zaman tartıştığımız konu bankaların fonksiyon görüp göremediğidir. Ve o fonksiyon herkese lazımdır. Bugün yüzde 13’lere inmiş bir öz kaynak karlılığı var. Son dönem olarak bakarsanız daha da düşük. Net faiz marjı 3.5’lar seviyesine gelmiş vaziyette. Sermaye yeterliliği büyükler dahil yüzde 14’ler seviyesinde” dedi.
‘Karlar ülkenin ihtiyacını karşılasın’
Sektörde öz kaynak karlılığı ve net faiz marjı düşüşünün de kötü aktif yaratarak değil kredileri artırarak oluştuğuna değinen Bali, şöyle devam etti: “Aslında etkinlik anlamında iyiydik ama çıtaları daha fazla zorlamamak lazım. Bankacılık sistemi zaten kısıtlı kar dağıtıyor. Kısıtlı dağıttığı kar bir yandan hissedarları tatmin etmeli. Dağıtıldıktan sonra öz kaynağa eklenen kısım bütün Türkiye’nin ihtiyaçlarına yetecek kapasiteleri oluşturabilmeli. Karlılık bunun için mühim. Yoksa bankacılık sistemi kar etmiş etmemiş… Dağıttığı yok zaten. Kar, yeni iş kapasitesi, alt yapı yatırımı, işletme sermayesi, KOBİ’si, ticarisi ve hane halkının ihtiyaçları için lazım. Siz bu kapasiteyi yaratamazsanız, hissedarda memnun olmazsa, bankacılık sisteminin gördüğü fonksiyon tehdit almış olur. Bu da hiç iyi bir şey değil.”
Faiz indiriminin kokusunu alan yabancı tahvile saldırdı
Yurt dışı yerleşikler 15 Kasım haftasında güçlü tahvil alımı yaptı. 1,6 milyar dolarlık tahvil alan yabancının tahvil alımı dokuz haftanın...