Serbest piyasada 2.74 TL’li seviyeleri görerek tarihi zirveyi gören dolar kuru, ABD Merkez Bankası’ndan (Fed) beklenen faiz artışının geç geleceği yönündeki beklentiler ile kâr satışlarının etkisiyle dün 2.70’in aşağısına geriledi.2.65 TL görüldü.
piyasaların ve vatandaşın merak ettiği konu ise net: dolar düşmeye devam edecek mi, yoksa seçimin veya FED’in etkisiyle yeniden çıkışa geçerek tarihi rekorları yeniden aşacak mı?Ekonomistlerle bu sorunun yanıtını aradık…
Lira içeriden etkileniyor…
İbrahim Aksoy HSBC Türkiye Stratejisti
Gerektiğinde Merkez Bankası’nın lirayı savunmak için tedbir alıp alamayacağına dair kaygılar, liradaki negatif ayrışmanın devam etmesine neden oluyor.TL yılbaşından beri dolar karşısında yüzde 15 değer kaybetti. Bunda küresel faktörler etkili olsa da ana faktör yurt içi. MB’in bağımsızlığı algısını güçlendirebilecek adımlar ve politik istikrarın süreceğine dair algı yaratabilecek anket sonuçları, liranın bir miktar toparlanmasını sağlayabilecek unsurlar olarak görülüyor.
Seçimlere gidilirken politik belirsizlik algısı, liradaki değer kaybının devam etmesi ve enflasyon beklentilerinin bozulması tahvil faizlerindeki yükselişin sürmesine neden oluyor. Para politikası bağımsızlığı algısını artırabilecek adımlar atılması ve piyasalardaki politik risk algısının gerilemesi durumunda tahvil piyasasına giriş için faiz oranları uygun seviyelerde bulunuyor.
Her şey ‘Fed’ ile ‘Merkez’e bağlı
Gülay Elif Girgin Şeker Yatırım BaşEkonomisti
Fed’in para politikasında önümüzdeki dönemde görülecek değişikliklerin baskısı açık şekilde gözlenebiliyor. Fakat TL’nin dolar karşısındaki seyrine baktığımızda diğer gelişmekte olan ülkelerden negatif yönde ayrıştığını görüyoruz. Özellikle baskının 14 Nisan itibariyle artmaya başladığını ve 22 Nisan toplantısı sonrasında belirginleştiğini görüyoruz.
Burada piyasanın Para Politikası Kurulu’ndan almayı umduğu, gerektiğinde sıkılaştırma yapılacağına yönelik sinyalin verilmemiş olması etkili olmuş ve bu duruş, önümüzdeki dönemde Fed’in para politikasında beklenen değişikliklerin yaratacağı baskıya karşın öncelikle makro ihtiyati adımlarla önlem alınacağı şeklinde yorumlandı. Başka bir deyişle, makro ihtiyati tedbirler faiz artırımlarına tercih edilecektir algısı oluşmuştur. Bu bağlamda, önümüzdeki dönemde Merkez’in, makro ihtiyati tedbirlerin sağlayacağı kısa dönemli rahatlığın üzerine özellikle küresel likidite koşullarına bağlı olarak faizlere yön vereceğini düşünüyoruz.
Piyasa aslında biraz fazla abartıyor
Gizem Öztok Garanti Yatırım Başekonomisti
Yılbaşından bu yana baktığımızda gelişen piyasalar içinde hisse, para birimi ve faizlerde en kötü performans gösteren ülke Türkiye. Para birimi de en çok değer kaybeden gene biziz. Üstelik Türkiye 2015’e en iyi başlayan piyasa iken bu noktaya geldik. TL, dolara karşı yılbaşından bu yana yüzde 15 değer kaybederken, bunun sadece yüzde 7’si doların global tarafta değer kazancından kaynaklanıyor. Gerisi Türkiye’ye has sebepler. Bunlardan ilki seçim sürecinde olmamız ve önceki seçimlerin aksine bu sefer çok farklı senaryoların gündeme geliyor olması. Piyasalar da bu belirsizliğin yarattığı bir fiyatlama var. İkincisi de Merkez Bankası’nın karar alma sürecine dair inanılırlığını bir miktar yitirmiş olması.
Merkez Bankası’nın TL’de yaşanan baskıya karşı herhangi bir önlem almıyor olması bir tur daha güvensizlikle sonuçlanıp tekrar TL’nin değer kaybetmesine sebep oluyor. Seçimlerin ardından daha da belirsiz bir ortama girmezsek bir rahatlama yaşanır. Elbette ki riskler var fakat piyasadaki belirsizliğin hem kur hem faizde fazla abartıldığını düşünüyorum.
Kimsede satış isteği kalmadı
Sengül Dağdeviren Ekonomist
İçerde ve dışarıda doların satılması konusunda fazla bir istek bırakmamış görünüyor. Kimse doların değerlendiği dönemlerde dolar satmak istemiyor. Son yükselişte sadece doların değil euro ve dolardan oluşan döviz sepetinin de hızlı yükseldiğini gördük. Akla gelen ilk açıklama yaklaşan seçimlerle yeni pozisyon alımlarından kaçınılıyor olması. Kısa vadeli sermaye çıkışı ile karşı karşıya olabiliriz. Yurtdışında Yunanistan konusundaki belirsizlik küresel risk iştahını fazla etkilemedi ama yakın dönemde doların seyri açısından yukarı yönde hareket potansiyelini beslediğini düşünüyorum. Kurlarda hızlı bir gevşeme olmazsa faizlerin yüksek kalacağını söyleyebiliriz. Türkiye’de kurlarda baskı sürdüğü sürece faizlerin yüksek kalması beklenmeli. Önümüzdeki iki, üç ayın bu şekilde geçebileceğini tahmin ediyorum.