Bireysel pazarlama elemanlarının korkulu rüyası olan SAHTE KREDİ başvuruları tarih oluyor. Bankacıları rahatlatacak yeni düzenleme devreye giriyor. İşte bahkacıları rahatlatacak o yöntem:
Kredi Kayıt Bürosu (KKB) Genel Müdürü Kasım Akdeniz, yaz döneminde hayata geçecek Ulusal Sahtecilik Veritabanı’nın bankacılık sektöründe birden fazla kurumda gerçekleştirilen ya da teşebbüs edilen organize sahtecilik ve dolandırıcılık uygulamalarını ortaya çıkaracağını söyledi.
Kasım Akdeniz, Operasyonel Risk Enstitüsü tarafından düzenlenen “Risk Yönetimi Türkiye 2015 Konferansı”nda, KKB’nin yaşadığı dönüşümü anlattı.
KKB’nin 2011’de 102 olan üye sayısının bugün 187’ye ulaştığını aktaran Akdeniz, gelinen noktada bankalara, reel sektöre ve bireylere 31 farklı ürün ve hizmet sunduklarını, 2015 sonunda bu sayının 40 civarında olacağını söyledi.
Finans sektörü, reel sektör ve bireyler açısından risklerin doğru yönetiminin önemine işaret eden Akdeniz, “Aslında genel olarak ekonomi bir risk network’ü. Bir yerde bir risk realize olduğunda diğerlerini de etkiliyor. Ülke kaynaklarının etkin kullanımı bu paydaşların risklerinin etkin yönetimine bağlı” dedi.
Bu alandaki en büyük iki riskin, kredi riski ve operasyonel risk olduğunu belirten Akdeniz, bankacılık sektörünün risk yönetim anlayışının yüksek seviyelerde olduğunu dile getirdi.
Akdeniz, 2000’li yılların başında bankacılık sektörünün KKB’den yaptığı sorgulama sayısı 3 milyon civarında iken, geçen yıl itibariyle bu sayının 387 milyona çıktığını belirterek, “Bu sayı bizi Avrupa’nın en çok sorgulanan kredi kayıt bürosu haline getirdi. Bu iyi bir şey. Çünkü risk yönetimi sistemlerinin etkin çalıştığını gösteriyor. Kredi kayıt bürolarının başarıları sorgulama sayılarıyla ölçülür. 30 milyon civarında müşteri olduğu düşünüldüğünde bankacılık sektörü tarafından her bir müşteri 2014’te 12-13 kere sorgulanmış” diye konuştu.
Geçen yıl sonu itibariyle 317 milyonun üzerinde kredi notu ürettikleri bilgisini veren Akdeniz, “2009 ile 2014 karşılaştırıldığında bankacılık sektörünün kredi hacmi 3 kat artarken, gecikmiş alacak tutarı 2 kattan daha az artmış. İşte, gecikmiş alacakları belirli bir seviyede tutabilmenin adı kredi riskinin etkin yönetimidir. Bu etkin yönetiminin en önemli destekçilerinden biri KKB’dir, diğeri de bankacılık sektörünün geldiği kredi riski yönetim yeteneğidir” ifadelerini kullandı.
Kasım Akdeniz, hem finansal sektör hem de reel sektör için sunmaya başlayacakları yeni uygulamalardan birinin de Ticari Sicil Paylaşım Sistemi olduğunu anlattı.
‘Ulusal Sahtecilik Veritabanı organize çeteleri ortaya çıkaracak’
Bankacılık sektörü açısından bakıldığında en önemli risk alanlarından birinin sahtecilik ve dolandırıcılık olduğunu belirten Akdeniz, şunları kaydetti:
“Bankalar her biri ayrı ayrı yüksek miktarlarda yatırımlar yapıyorlar ve bireysel olarak bununla savaşmaya çalışıyorlar. Bireysel tarafta sahtecilik ve dolandırıcılığın kredi başvuru sahteciliği, ödeme sistemleriyle ilgili sahtecilikler ve internet üzerinden yapılan sahtecilikler olmak üzere 3 temel alanı var. Kredi başvurularıyla ilgili sahtecilik ve dolandırıcılık da iki farklı şekilde yapılıyor; birinci yöntem mevcut bilgilerini farklılaştırmak, ikinci yöntem de sahte kimlikle kredi başvurusu.
Bankalarda bununla ilgili ortak bir terminoloji yok. Sahte kredi başvurusuyla verilen bir kredi bazı bankalarda ‘dolandırıcılık’, bazı bankalarda ‘ödenmeyen kredi’ olarak tanımlanıyor. Biz bununla ilgili ‘Ulusal Sahtecilik Veritabanı’nın üzerinde çalışıyoruz. Bu sistem ağustos, eylül döneminde hayata geçecek. Burada hem bankacılık sektörünün kendi içinden hem de farklı sektörlerden beslenerek merkezi bir sahtecilik veri tabanı oluşturulacak.”
Kasım Akdeniz, Ulusal Sahtecilik Veritabanı’nın özellikle organize bir takım çeteleri ortaya çıkaracağına işaret ederek, “Sistem içerdiği bilgileri birbirleriyle bağlantılayarak, birden fazla kurumda gerçekleştirilen ya da teşebbüs edilen organize sahtecilik ve dolandırıcılık uygulamalarını ortaya çıkarmaya yarayacak. Bu dolandırıcılığı yapanlar kapkaççı değil. Bunlar akıllı adamlar. Bankacılık sektöründen daha organize çalışıyorlar. Bizim bunlarla daha etkin bir şekilde savaşabilmemiz için onlardan daha akıllı olmamız ve onlardan daha organize olmamız gerekiyor. İşte KKB, finansal sektöre ve reel sektöre bu platformu sunacak” değerlendirmesinde bulundu.
Akdeniz, hem reel sektöre hem de bireylere yönelik finansal hizmet platformu olan Findeks’te kredi notu, kredi risk raporu, çek raporu, çek endeksi, teminat mektubu ve çek durum sorgulama yapılabildiğini söyledi.
Şu anda her 100 çekten 3,2’sinin ödenmediğini belirten Akdeniz, “Çek endeksi dünyanın başka hiçbir yerinde yok. Bize özgü ve bizim yarattığımız bir şey. Dünyanın başka bir yerinde olmamasının sebebi başkasının aklına gelmemesi değil. Dünyada çeki bizim gibi kullanan başka bir ülke yok” dedi.
‘100 KOBİ’den sadece 1’i Kredi Garanti Fonu’nun kefaletinden yararlanıyor’
Kredi Garanti Fonu Genel Müdürü Hikmet Kurnaz ise hedef kitlesi KOBİ’ler olan kredi garanti fonlarının kredi veren değil bankaların kredi riskini paylaşan kuruluşlar olduğunu söyledi.
Avrupa Birliği’nde (AB) kredi garanti fonlarının kefaletiyle 2014 sonunda yaratılan kredi hacminin 113 milyar avro olduğuna dikkati çeken Akdeniz, “AB’de her 10 KOBİ’den biri kredi garanti fonlarının kefaletinden yararlanırken, Türkiye’de bu henüz bankalarımız ve KOBİ’lerimiz tarafından yeterince benimsenemedi. Türk bankacılık sisteminde kredilendirilen KOBİ sayısı yaklaşık 1 milyon 700 bin civarındayken şu anda Kredi Garanti Fonu’nun kefaletinden yaralanan KOBİ sayısı 18 bin civarında seyrediyor. Yani her 100 KOBİ’den sadece 1’i Kredi Garanti Fonu’nun kefaletinden yararlanıyor” dedi.