Özince: Bankacılık sektörü cazibesini kaybetti

Bankacılık sisteminin en tepesindeki isimden Ersin Özince’den sektöre yönelik eleştiriler geldi. Bankacılık sektörü sermayedar için artık cazip olmaktan çıktığını söyledi.
İş Bankası Yönetim Kurulu Başkanı Ersin Özince, bankacılık sektörünün ‘kârın transfer edilemediği’ bir alan olduğu için yatırımcılar için cazibesini kaybettiğini, ancak sektörün yine de yüzde 10’arın üzerinde büyüme potansiyeli taşıdığını söyledi.                  

Katıldığı “CEO Club” toplantısında soruları yanıtlayan Özince, “Türk bankacılık sektöründe giderek sermayedar, özellikle özel sermayedar yavaşlamaya başlıyor. Yavaşlamanın da bana göre nedenleri Türkiye’nin istikrarsızlıkları, belirsizlikleri… Seçimleri geçelim, yeni parlamenter aritmetiği görelim, ekonomi yönetimini görelim, ondan sonra sanıyorum doğru değerlendirmeler yapmak mümkün olacak” dedi ve ekledi:

“Ama sonuç itibariyle bankacılık sektörü, girenlerin dahi kârını transfer edemediği bir alan olduğu için, yani ne kadar çok para kazandı diye yazsanız da, yatırımcısı için o kadar cazip bir sektör olmaya devam etmiyor.”

Özince, Türkiye’de bankacılık sektörünün yine de uluslararası emsallerine nazaran reel anlamda daha iyi büyüdüğünü belirterek, geçen yıllardaki gibi iki haneli rakamlar olmasa da sektörün yüzde 10’arın üzerinde büyüyebileceğini kaydetti.

Özince, bankacılık sektörünün üzerine çok fazla gidilmemesi gerektiğini belirterek, “… Bankacılık sektörünün de hataları olmuştur muhakkak. Ama serbest piyasa ekonomisinin uygulandığı ülkelerde bir sektöre çok fazla vurursanız bunun arkasında sadece iktisadi değil, siyasi nedenler de arıyorum ben artık” diye konuştu.

Başbakan Yardımcısı Ali Babacan geçen haftalarda finans sektörünü zafiyete uğratacak hiçbir adım ve kararın olmaması gerektiğini belirtirken, Maliye Bakanı Mehmet Şimşekde “Son dönemde bankalara vurmak moda oldu, bu son derece yanlış” açıklamasını yapmıştı.

KURUMSAL KREDİLERE KAYIŞ YOK, TL BAZINDA TÜKETİCİ FİNANSMANI ARTIYOR
Özince, bankacılık sektöründe kurumsal kredilere bir kayış olduğu yönündeki değerlendirmelere ise şu yanıtı verdi:
“Başta enerji olmak üzere, çok büyük boyutlu altyapı yatırımları, bankacılık sektörünün aktiflerinin büyük bir bölümünün oraya kaymasına neden oldu. Ancak bu zaten aritmetik gereği. Yani bir nükleer santral ya da bir köprü finansmanı herhalde milyon tane tüketici kredisi ya da kredi kartına tekabül eder. Ayrıca biraz tüketimi kısıtlayıcı işlemler de oldu. Yoksa bir yerden bir yere kaydığımız yok, bütün ihtiyaçlar cevaplanmaya çalışılıyor.”
Yabancı döviz kaynağının uzun zaman rahat bulunduğunu belirten Özince, “Bu yüzden belki biraz kurumsal krediler artmış oldu. Yoksa TL bazında bakıldığında tüketici finansmanı yine artarak devam ediyor. Herhangi bir kayış yok” diye konuştu.
Kredilerin kısıtlanmasına yönelik alınan önlemlerin çok sonuç verdiğini düşünmediğini kaydeden Özince, herhangi bir finansman ihtiyacında, bunun bankadan olmasa bile başka bir yolla karşılandığını belirtti.
Kurdaki oynaklığın sektöre ve ekonomiye yansıması ile ilgili de Özince “Uluslararası dalgalanmalara en fazla maruz kalan bir ülke olmak, hele finans alanında, yatırım alanında iş yapanlar açısından çok daha riskli. Ama bunun çaresi de mali sektörün derinleştirilmesi ve tabi ki hepimizin istikrara inanması…” diye konuştu.

Facebook
 

Exit mobile version