BDDK’nın cep telefonu gibi bazı ürünlere taksit sınırlaması getirmesi bankalara yaradı. Kredi kartı ile 24 ay taksitli telefon alamayanlar ihtiyaç kredisiyle sahip oluyor. BDDK bu düzenlemeyi sanki bankalar için yaptı.
BDDK bu uygulamayı sözde bireysel borçlanmaların önüne geçmek ve lüks tüketimi sınırlamak amacıyla yaptı ancak bu uygulama bankaların ihtiyaç kredi satışlarının patlamasına neden oldu.
Bankalar tarafından kullandırılan ihtiyaç kredisi miktarı ocak 2014 sonu itibariyle 86,7 milyar lira olurken, bu rakam 1 yılda yaklaşık yüzde 74’lük büyük bir artışla 151,3 milyar liraya yükseldi.
Bu rakam bir sonraki yıl yaklaşık 17,9 milyar lira artarak ocak 2014’te 86 milyar 734,49 milyon liraya tırmandı. Ancak bazı ürünlerin kredi kartı ile alınmasına BDDK tarafından taksit sınırlaması getirilmesi ihtiyaç kredilerine olan ilgiyi artırdı.
Taksit sınırlamasının uygulamaya konulduğu 1 Şubat 2014’ten, 1 Şubat 2015’e kadar geçen 1 yıllık süre zarfında kullanılan ihtiyaç kredisi miktarı yüzde 74,4’lük artış gösterdi. Böylece ocak 2015 sonu itibariyle kullanılan ihtiyaç kredisi miktarı 151 milyar 303,81 milyon liraya çıktı.
İstanbul Üniversitesi Bankacılık Araştırma Merkezi Müdürü Doç. Dr. Kadir Tuna, konuyla ilgili AA muhabirine yaptığı açıklamada, tüketicilerin bazı sektörlerdeki kredi kartı harcamaları azalırken, ihtiyaç kredisindeki artış hızının da dikkati çektiğini söyledi. İhtiyaç kredisi kullanım miktarının 2014 ocak ile 2015 ocak sonu arasında yüzde 74,4 arttığını belirten Tuna, tüketicinin ihtiyaç kredisi talebindeki artışta taksitlendirmeye getirilen sınırın önemli bir rol oynadığını kaydetti.
Buna bağlı olarak aynı dönemde takipteki kredi oranındaki artışın ise yüzde 155,5 olduğunu aktaran Doç. Dr. Tuna, “Takipteki kredi oranındaki artışta hem kredi kartlarında taksitlendirmeye gelen sınırlandırmanın, hem de ihtiyaç kredilerinde vadenin 36 ay ile sınırlandırılmasının rolü buluyor. Vadelerin kısalması aylık taksit tutarlarının yükselmesine ve ödeme güçlüğüne neden oluyor” şeklinde konuştu.
BDDK’nın kredi kartı taksitlendirmesine sınır getirmesindeki temel amacın, tüketicinin temel bireysel harcamalardaki iştahını azaltmak olduğuna işaret eden Doç. Dr. Tuna, sözlerine şöyle devam etti:
“Dünyadaki uygulamalara baktığımız zaman kredi kartının bir finansman aracı olarak kullanılmasında birtakım sınırlandırmaların olduğunu görüyoruz. Kredi kartı aslında acil ihtiyaçların dışında bir finansman aracı değildir. Kredi kartının ana fonksiyonu, tüketiciyi yüksek nakit taşıma riskinden kurtarmaktır. Fakat Türkiye’de kredi kartının son yıllarda bir finansman aracı gibi kullanılmaya başlanması, tüketicilerin harcama davranışlarını da buna göre şekillendirmesine neden oldu. Örneğin gıda, yemek ve akaryakıt gibi günlük ihtiyaçların taksitlendirilmesi, tüketiciler için ilk başta avantaj gibi görünse de uzun vadede risk oluşturuyordu.”
Doç. Dr. Kadir Tuna, cep telefonu ve kuyumda taksitlendirme yapılmasında genel olarak bir problem bulunmadığını, ancak cep telefonunda 12 ay yapılan taksitlendirmelerin cep telefonuna talebi artırarak bu ürünün ithalatında inanılmaz boyutta artışa yol açtığını anlattı. Doç. Dr. Tuna, “Kuyum sektöründe taksitlendirmeye sınır getirilmesine neden olan faktör ise maalesef sektörde sayısı çok fazla bazı kuyumcuların bazı müşterileri ile anlaşarak taksitle sattıkları altınları belirli bir komisyon karı ile tekrar alarak müşteriye bir nevi banka gibi kredi sağlamaları oldu. Bir nevi bankaların işini yapmaya soyunan bazı kuyumcular oldu” diye konuştu.
Faiz indiriminin kokusunu alan yabancı tahvile saldırdı
Yurt dışı yerleşikler 15 Kasım haftasında güçlü tahvil alımı yaptı. 1,6 milyar dolarlık tahvil alan yabancının tahvil alımı dokuz haftanın...