SPK Kripto Düzenlemelerini Netleştiriyor

SPK’nın 4 ana başlıkta açıkladığı ilke ve esaslar değerli olmakla birlikte daha atılması gereken çokça adım olduğunu gösteriyor.

Doç.Dr. Burak Özdoğan

Doç.Dr. Burak Özdoğan

SPK merakla beklenen kripto varlık alım satım platformlarına yönelik ilke kararlarını son bülteninde açıkladı.

SPK’nın 4 ana başlıkta açıkladığı ilke ve esaslar değerli olmakla birlikte daha atılması gereken çokça adım olduğunu gösteriyor.

Bir defa 50 milyon TL kuruluş sermayesi bu platformların kripto varlıkların doğası gereği ortaya çıkabilecek riskler yanında çok çok ufak kaldığını söylemeliyim. Zaten geçtiğimiz hafta ön başvuru yaptığı SPK tarafından açıklanan 47 platformun çoğu hali hazırda faaliyet gösteriyor. Herhalde bu platformların işlem hacimlerini SPK biliyordur. Asgari sermaye koşulu belirlenirken ortalama hacim ve riskler göz önünde bulundurulamaz mıydı diye merak ediyorum.

Ç bendinin 4 numaralı maddesinde ise önemli üç veriyi talep ediyor SPK. Bunlar;
– Kripto varlıkların ve müşterilerin nakit varlıklarına ilişkin saklama sisteminin işleyişine,
– Kripto varlıkların saklanması için Şirket dışından hizmet alınıp alınmadığına,
– Kripto varlıkların saklanmasının hangi cüzdan teknolojileri kullanılarak yapıldığına
yönelik açıklamalar ile ilgili belgeler.

Diğer ilke ve esaslar SPK’nın finansal aracı kuruluşlar için uyguladığı genel kurallara benzer nitelik taşıyor.

Şimdi gelelim atılmasını umduğum, ilerleyen süreçte elzem olduğuna inandığım hususlara. Bir önceki yazımda da söylemiştim. Merkezi kripto varlık platformları her ne kadar çeşitli yasal düzenlemeler çerçevesinde faaliyet gösterse de kullanıcı varlıklarına yönelik risklerde bir devlet güvencesi bulunmuyor. Blokzincirinin doğası gereği bu riskler oldukça yüksek ve gerçekleştiğinde ortaya çıkan kayıplar çok ciddi boyutlarda oluyor.

Daha kısa bir süre önce BTCTurk 55 milyon dolarlık bir kayıpla karşı karşıya kaldı, neyse ki sermaye gücü sayesinde bu kaybı kullanıcılarına yansıtmadığını beyan ederek durumu aştı. Ancak çok daha büyük vakaların yaşanma ihtimali her zaman var. Yine daha geçenlerde Hindistan’daki bir kripto varlık platformunun 150 milyon dolarlık kaybını yazmış ve değerlendirmelerimi paylaşmıştım.
Peki SPK ne yapabilir?

Bu riskleri minimize etmek kolay olmamakla birlikte asla imkânsız değil. En basitinden yapılması gereken şey, bu platformları üst düzey şeffaflıkla çalışmaya sevk edecek düzenlemeler getirmektir.

Mesela şu büyük muhasebe denetim şirketlerinden aldıkları “uyduruk” raporlara bir son verilmelidir. Bu raporları web sitelerinde “denetim” raporu edasıyla paylaşarak kullanıcılarına güven vermeyi amaçlayan platformlar “gerçek” denetim yaptırmalıdır.

Yapılacak denetim hem muhasebe finans çerçevesindeki “bağımsız denetim” olmalı hem de blokzinciri işlemleri ve teknik riskleri açığa çıkaracak ve önlem alınmasını sağlayacak “teknik denetim” olmalıdır. Platformların akıllı sözleşmeleri ve teknik altyapıları denetlenmelidir.

Her iki denetim raporu da şeffaf biçimde platformların web sitelerinde paylaşılmalı ve platformlar denetim sonuçları çerçevesinde aldıkları önlemleri açıklamalıdır.

Bir diğer şeffaflık noktası rezervler olmalıdır. Merkezi blokzinciri platformları, dünyadaki iyi emsallerinin yaptığı gibi rezerv yapısını şeffaf biçimde düzenli olarak açıklamalı ve elbette denetletmelidir.

Dünya çapında bu işi layıkıyla yapan kurumlar var. SPK’nın bu kurumlarla iletişime geçerek bilgilendirme alması ve düzenleme süreçlerinde bu geri bildirimlerden yararlanması faydalı olacaktır.

Tekrar tekrar söyleyeceğim, bu şeffaflık bir lüks değil bu platformlar için mecburiyettir.
Çünkü bu borsalardaki kullanıcı varlıklarına dair devlet güvencesi yok! Yani tüm sorumluluk günün sonunda kullanıcılarda.

O zaman o kullanıcılara kendi risk değerlendirmelerini yapabilmeye yetecek makul bilginin sunulması gerekiyor.

Exit mobile version