Türkiye İhracatçılar Meclisi Başkanı Gültepe konuştu;
Dedi ki: Döviz yani Dolar karpuzdan da ucuz!
Baştan söyleyeyim,
SKANDAL bir açıklama!
Lakin gelin öncelikle Gültepe daha önce de neler demiş bir bakalım.
Siz de Google’dan arayabilirsiniz.
İki temel söylemini vurgulayayım.
BİR: Cirodan vergi alınmasın!
İKİ: İhracatçılar kurumlar vergisinden muaf olsun!
İyi de neden?
Emekli iflas etti,
Dolaylı vergi veriyor.
Asgari ücretli iflas etti,
Dolaylı vergi veriyor.
Beyaz yakalı ücretiler,
Doktor,
Öğretmen,
Mühendis,
Akademisyen iflas etti, dar gelirli oldu, yoksulluk sınırının altında yaşıyor ve dolaylı vergi veriyor.
Bunlar varken TİM Başkanı çıkmış vergi vermeyelim diyor.
Olacak iş mi?
Ve son olarak, istekleri yetmemiş;
Şimdide “Kur artsın”!
UCUZ olup satabilelim diyor!
Siz zenginleşin,
Halk iyice fakirleşsin öyle mi?
Halbuki,
Türkiye’de katma değerli ürün üreten müthiş sanayi işletmeleri var,
Diğerleri elense de olur.
Zira katma değerleri yok.
Kaldı ki,
İktisadi bakış açısı şudur.
Katma değerli ürün üreten işletmeler düşük değil yüksek değerli ulusal para birimi isterler.
Çünkü tasarıma, bilgi yoğun teknolojiye yönelirler.
Küresel ele geçirme, tedarik ve ülke dışı üretim peşinde koşarlar.
Sattıkları günün sonunda MARKALARIDIR!
Don, gömlek satanın ise tek silahı yüksek kurla UCUZ olmaktır!
Tüm araştırmalar ve veriler,
Türkiye’nin yüksek kur ile ihracata dayalı büyüme stratejisinin çalışmayarak başarısız olduğunu ortaya koyarken,
Hala aynı mantıkla açıklama yapılıyor olması, bende, Türkiye İhracatçılar Meclisi’nin de kendini yenilemesi gerekliliği izlenimini uyandırıyor.
Değişin, değişemiyorsanız değişime izin verin.
2020’leri geçtik, dünya değişti.
Bilmeliyiz ki,
Bu halk,
Yani 10 milyon kaymak tabakayı bir kenara koyarsak 70 milyon kişi,
KURLA UCUZCU OLMAK İSTEYEN ihracatçıya çalışmaktan bunaldı, sıkıldı!
Umarım, bu açıklamanın yersizliği anlaşılır.
Umarım katma değerli üretim dönüşümü desteklenir.
Açık söyleyeyim pek umudum yok!
Çünkü bugün, Türkiye’nin İhracatçılar Meclisi’nin Başkanı, maalesef Dolar’ı karpuzla mukayese etmiştir.
Sevgi ve vicdanla kalın…
Prof. Dr. Soner GÖKTEN