Sabit taksitli krediyi geri çağırıyor!

Prof. Dr Soner Gökten bankaların taksitli ticari kredileri geri çağırmasını ve nedenlerini yazdı.

Doç.Dr. Soner Gökten

Prof.Dr. Soner Gökten

Sponsorlu Bağlantılar

17 Haziran 2024 tarihinde Paramedya’daki yazımın başlığı şuydu: Bankaların Nefesi Kalmadı, Süperbono Masada!

Hesap basit.

Artan mevduat faiziyle, yani ortalama %45-50 ile para topla.

Size soruyorum,

Banka yönetsen topladığın bu paraları %65-70 ile kredi verir misin?

Tabi ki hayır.

Sıkılaşmanın en yalın sonucu temerrüt, konkordato ve iflaslardır.

Yani verdiğin borcu geri alamayabilirsin.

Hele hele %70 faizle alınan borcun geri ödenebilmesi için şirketin parayı %150 artacak şekilde çevirebilmesi gerekiyor ki; mümkün değil.

Haliyle kredi veremeyen bankalar,

Kredi notu yüksek bireysellere dadanmış vaziyette.

O da mümkün değilse,

Ellerinde giderlere yetmeyecek kadar ek faiz veren depo alım ihaleleri ve menkul kıymetler kalmış durumda.

Bir şeye yaramıyor tabi ki…

Haliyle, müşteriden ayakbastı parasına yüklendikçe yükleniyorlar.

Lakin o da bir yere kadar.

Emin olun enflasyon muhasebesi olmasaydı REEL ZARARLAR ortaya çıkardı.

Zaten ekonomi yönetimi, MAKYAJLARI AKMASIN diye bankaların enflasyon muhasebesi uygulamasını öteledi.

Lakin unutmayın, bankalarda reel özkaynak karlılığı falan yok!

Esas bankacılık faaliyeti itibariyle durum reel anlamda KÜLLİYEN ZARAR!

İşte bu darboğaz, bankaları ETİK OLMAYAN yollara yöneltiyor.

Bana gelen son bilgi ve belgeler bunu net olarak ortaya koymuş vaziyette.

Türkiye’deki yerel sermayeli bir banka,

NAS döneminde %20 oranın altında verilen krediler için müşterilerine ihtarname yolladı.

Ya kalan taksitlerini 3 gün içerisinde öde, ya da yeni faiz oranı %50 dedi!

Taksitli krediden bahsediyorum.

Rotatiften değil!

İnanılmaz, değil mi?

Tekrar edeyim hiç ETİK DEĞİL!

Hemen şunu belirteyim,

Her yasal olan meşru, her meşru olan ise yasal değildir.

Bu bahisle, sakın bana kimse, genel kredi sözleşmesinde ilgili madde var mazeretini sunmasın.

Düşünün,

Bir galericiden otomobil alıyorsunuz.

Otomobilin fiyatı iki sene sonra 3’ten 5’e çıkıyor.

Sonra galerici müşteriye dönüp, bana aradaki fiyat artış farkını ver diyor!

Hadi oradan demez misiniz?

Peki faiz nedir?

Paranın fiyatıdır!

Fiyat artırımını taksitli kredilere yansıtmak ne anlama gelir?

Maliyeti olduğu gibi müşterinin kucağında bırakmaktır!

Yani hadi oradan dediğiniz örnekteki galericinin yaptığını banka yapmaktadır.

Biri para satıyor, fiyatı faiz.

Biri araba satıyor, fiyatı TL.

Sözün özü,

Bu sözleşme kurnazlığına sığınmanın önü açılırsa; yarın öbür gün taksitli konut kredisi için de bankalar kalan taksitleri öde yoksa faizi yükseltiyorum diyebilir.

İyisi mi siz kredi kullananlar, kredi sözleşmelerinizi açın bir okuyun.

Çünkü, muhtemelen daha önce okumadınız.

Faiz artırımı imkânı veren bir madde bulursanız stres olabilirsiniz.

Ve görünen o ki,

Bankalara artık ayakbastı parası da yetmiyor,

Bankacılık faaliyetinin MALİYETİ DAHİ, eğip bükmeden yani doğrudan müşteriden tahsil edilmeye çalışılıyor.

Sevgi ve vicdanla kalın…

Prof. Dr. Soner GÖKTEN

Sponsorlu Bağlantılar

Exit mobile version