Dolarda Kur Riski Devam Ediyor

Prof.Dr. Soner Gökten Yazdı:Dolarda Kur Riski Devam Ediyor, Enflasyonda Para Arzı Endişe Yaratıyor!

Soner Gökten

Soner Gökten

Enflasyonla mücadelenin temelini oluşturan sıkı para politikasının,
Talebi düşürmenin yanında en az onun kadar önemli bir amacı daha vardır.
Para arzındaki, yani toplam para büyüklüğündeki artış trendini kırmak ve para arzını azaltmak.

Çünkü, miktar teorisi kapsamında para arzındaki artış, enflasyonist baskı yaratır.

Türkiye’de özellikle sıkılaşma öncesi para arzı artışının birincil nedeni,
Yerli tasarruf sahibinin TL’ye olan güvenini kaybetmesi ve yabancı para; kısaca DOLAR tutmasıdır.
Biz buna literatürde kısaca DOLARİZASYON diyoruz.

Basit bir mantıkla ve örnekle, finansal okuryazarlık açısından şöyle izah edeyim.
Toplam para arzı TL ile ölçülür.
Para arzı büyüklüğü 100 TL olsun.
Bu büyüklüğe sahip bir ekonomide tanesi 5 TL’den 20 adet hamburgerin üretilebildiğini ve satın alınabildiğini varsayalım.
Bir Dolar 10 TL ve 100 TL içerisinde 6 Dolar var ise 100 TL’nin 60 TL’si Dolar (yabancı para) pozisyonu kaynaklıdır.
Dolar 20 TL olursa; Merkez Bankası para basmadığı halde para arzı otomatikman 160 TL olur. Yani artar.
Bu da enflasyonist baskı yaratır.
Çünkü artık, ekonomideki diğer her şeyin bir önceki durumla birebir aynı olduğu varsayılırsa; bir adet hamburgerin fiyatı 8 TL’ye yükselecektir.

Kısaca, para miktarı artarsa enflasyon artar.

Tabi ki para arzı hesaplamaları değişkenlik gösterir.
En dar tanımlı para arz M1 olarak nitelendirilir.
İçerisinde dolaşımdaki para, vadesiz TL mevduat ve vadesiz yabancı para mevduat vardır.

Bu para arzı ölçümünün bir düzey genişletilmiş şekli ise M2’dir.
M2’de basitçe M1’in üzerine vadeli TL mevduatlar ve vadeli yabancı para mevduatlar eklenir.

Miktar teorisi kapsamında;
Enflasyonla mücadelenin başarıyla ulaşması için özellikle M1’de başarı sağlanması yani M1 artışının durması ve azalışa geçmesi gerekmektedir.
Ve Türkiye’de bunun yapılabilmesi için Dolarizasyonun tersine çevrilmesi, yani tasarruf sahiplerinin Dolar satarak TL’ye geçmesi şarttır.

2022 Ocak ayından 2024 temmuz ayına kadar M1 ve M2 para arzı istatistiklerini derledim.
Aşağıda M1 ve M2 para arzlarının seyrini görebilirsiniz.

Grafikten görülebileceği gibi, özellikle 2024 itibariyle yapılacak kısa çıkarımlar şunlardır. (2023 ve öncesini analiz etmiyorum. Çünkü bu dönemle ilgili daha önce Paramedya’da yazdım)

M2 para arzı artmaktadır. Çünkü, (1) faiz fırsatı kısa dönemli TL vadeli mevduatı kayda değer ölçüde artırmış, (2) vadeli TL mevduat her dönüşünde kartopu misali M2’yi artırmıştır.

Yabancı para vadeli mevduatta kayda değer bir düşüş olmadığı, vadesizdeki yabancı para mevduatın kısmen çok sınırlı şekilde azalarak vadeli TL’ye dönmüş olduğu anlaşılmaktadır.

M1’de son devalüasyon sonrası Dolar’daki sınırlı artış nedeniyle herhangi bir sıçrama yaşanmamıştır.

Dolayısıyla, bu bilgilerden sonra gidişatın teşhisi için ESAS bakmamız gereken GÖSTERGELERİN; M1 ve M2 uhdesindeki dolarizasyon olduğunu anlamalı ve farkında olmalıyız.
Yani, para arzları içerisindeki yabancı para pozisyon oranları GERÇEĞİ SÖYLEYECEKTİR.
Aşağıdaki grafikte söz konusu dolarizasyon seyrini M1 ve M2 açısından görebilirsiniz.

Ocak 2022’de M2 içerisinde yaklaşık %61 olan toplam yabancı para pozisyonu (vadeli ve vadesiz); Temmuz 2022 itibariyle yaklaşık %35’e düşmüştür.

Baktığımız pencere buraysa, lanse edilen algı BÜYÜK BİR başarı olarak karşımızda belirecektir!

Lakin, kazın ayağı öyle değil.

Ocak 2022’de M1 içerisinde yaklaşık %70 olan vadesiz yabancı para pozisyonu; Temmuz 2022’de ancak %63’e inebilmiştir.

Yani DEĞİŞEN BİR ŞEY YOK!

M2’deki dolarizasyon düşüşü yabancı para pozisyonundaki azalıştan değil TL mevduattaki artıştan kaynaklıdır.

M1’deki yüksek dolarizasyon ise halen TL’ye güvenin gelmediğini göstermektedir.

Zira, kayıtlı dolar olarak düşünebileceğimiz M1 dolarizasyonunun azalmaya başlaması; yastık altı Dolar satışının da başlayacağına ilişkin en önemli gösterge ve sinyal olacaktır.

Halen buna yönelik bir sinyal maalesef belirlemiştir.

Sözün özü,

M1’deki dolarizasyon düşmedikçe, para arzı enflasyon üzerinde bir risk olarak kalmaya devam eder.

Bu risk kur baskısı yaratır.

Kur baskısı, faiz indirim sürecini geciktirir, M2’yi yukarı iter ve kısa vadeli vur kaç fonların ekmeğine yağ sürer.

Bir hatırlatma yapayım,

2011 yılında 1 Dolar 1,1 TL iken M1 içerisinde yabancı para pozisyon oranı sadece %20’ydi.

Sevgi ve vicdanla kalın…

Prof. Dr. Soner GÖKTEN

 

Exit mobile version