17 Temmuz 2024 tarihli ‘Demisaş’ın Muhasebe Hilesinde Güreli Denetimin Kabahati Yok Mu?’ başlıklı yazım üzerine;
Güreli Yeminli Mali Müşsavirlik ve Bağımsız Denetim Hizmetleri A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Sn. Hüsnü Güreli beni aradı ve uzunca bir görüşme gerçekleştirdik.
Öncelikle yazımda şöyle demiştim: Güreli Denetim şayet Demisaş muhasebe hilesi konusuyla ilgili açıklama yaparsa, alkışlarım.
Okuyucularım hatırlarlar;
Gen İlaç bilanço manipülasyonu ve denetim skandalında, Eren Bağımsız Denetim (Grant Thornton) tatmin edici açıklama yapmak yerine; finansal okuryazarlıktan son derece uzak bir avukat hanımefendi aracılığıyla tekzip göndermiş ben de tekzibe karşı gerekli cevabı vermiştim.
Güreli Denetim ise Eren Bağımsız Denetim (Grant Thornton) gibi sessizliğe bürünmedi.
Hüsnü Bey beni aradı ve konuyla ilgili eleştirilerime içtenlikle cevap verdi.
Bu bahisle de Güreli Denetimi alkışlıyorum.
Ben de bu yazıyı, kendisiyle konuştuklarımı aktarmak ve gerekli açıklamanın ilgili paydaşlara ulaştırılması için kaleme alıyorum.
Hüsnü Bey, Demisaş’da hileyi yapanlarla ilgili Şirket tarafından yargıya başvurulduğunu, muhasebe hilesinin ara dönem finansallarda yer bulduğunu; SPK uygulamalarında ve yasal olarak özellikle 9 aylık finansallarda denetçinin sorumluluğu olmadığını, denetim gerçekleştirmediğini ve bu bahisle de Güreli Denetimin o dönemlere ilişkin mutabakat yapmadığını belirtti.
12 aylık finansal tablolarda ise bağımsız denetimin gerekliliklerini eksiksiz uyguladıklarını, mutabakat süreçlerini işlettiklerini, çalışma kağıtlarında faaliyetlerin tespit edildiğini ve bizzat mutabakatların SPK tarafından denetlendiğini belirterek; otoritenin Güreli’nin bağımsız denetim kalitesinden son derece memnun olduğunu dile getirdi.
Hüsnü Beyle konuşmamın devamını ve düşüncelerimi yazmadan önce; şunu da belirtmem gerekiyor,
Yabancı markaların arkasına sığınarak kendine koruma kalkanı oluşturmaya çalışanlara inat, gördüğüm o ki Güreli Denetim bir Türk markası olarak sektörde 4 büyüklerle dişe diş rekabet ediyor. Hatta onları geçmiş vaziyette. Yaptığım araştırmada Güreli Denetimin Türkiye’de lisanslı denetim kadrosu kapsamında 52 personel ile (sorumlu denetçi + denetçi) ikinci sırada olduğunu gördüm.
Kaç kez yazdım…
Meşhur dört büyüklerin özellikle bankalar nezdinde kilit personel ödemelerini yasal gereklileriyle dipnotlarda açıklamadıklarını belirttim.
Veya SASA denetçisinin arka arkaya vergi teşvik geliri yazarak özkaynaklarda ve dönem karında yarattığı fiktif artışlara hep birlikte şahit olduk.
Kısacası, emin olun, dört büyüklerin sahip olduğu markalar, onların kaliteli denetim yaptığını göstermiyor. Tabi ki, işin cılkını çıkaran denetim şirketlerinden de ciddi seviyede pozitif farklılar.
Lakin kesin olan; Türkiye’de bağımsız denetim kalitesinin giderek bozuluyor olması…
İşte bu olgulardan bir tanesi de 6 ve 9 aylık finansallarda uygulamada belirginleşen bağımsız denetim güvencesi eksikliği!
O kadar başı boş raporlar geliyor ki bu yüzden.
Bu konuyu ayrıca ele alıp yazacağım…
Bu yazı özelindeyse; Hüsnü Beyin ifade ettiği şekliyle,
Demisaş’ta Güreli Denetimin 12 aylıklarda gerçekleştirdiği mutabakatlarla olayın ortaya çıkmasına verdiği katkı dikkate alınınca; paydaşların yararına bir denetim faaliyeti yürütüldüğü anlaşılıyor.
Açıkçası, denetim sektöründe bağımsız denetim raporları o denli kalitesizleşti ki; ben de Hüsnü Güreli’ye sordum: Siz bağımsız denetimde kaliteyi nasıl temin ediyorsunuz?
Cevabı şuydu: Yaptığımız işin kalitesi doğrudan insan kalitesiyle eşdeğer. En iyi uzmanları transfer ediyor ve çalıştırıyoruz. Kar maksimizasyonunu tek hedef haline getirmiyoruz. Denetçilerimize tatmin edici ücretler ödüyoruz ve bunun karşılığında da müşterilerimize ve paydaşlarımıza kaliteli hizmet sunuyoruz.
Açıkçası, belirtmeliyim ki, Hüsnü Bey Şirketinin güvenilirliğini ve entelektüel kalitesini her şeyin üzerinde tutuyor.
Kurumsal kalite kontrolünü ise çok önemsiyor.
Bence de doğru olanı yapıyor.
Çünkü, özellikle son zamanlarda görülen ve tespit edilen denetim skandalları; sektörün kaliteli ve işini hakkıyla yapan denetim firmalarına her şeyden çok ihtiyaç duyduğunu gözler önüne seriyor.
Sevgi ve vicdanla kalın…
Prof. Dr. Soner GÖKTEN