Bankacılık sektörü tarihinde bu kadar magazinleştirilmemişti.
Öyle ki, bir grup futbolcunun adının karıştığı tefecilik olayı, uyanık bir avukatın çabasıyla öyle büyüdü ki, artık bankaların şan ve şöhretlerine zarar vermeye başladı.
Dedim ya, bankaların ismi ve markaları hiçbir zaman bu kadar yıpranmamıştı.
Bankadan performans nedeniyle kovulan ya da bir banka ile sorun yaşayan kişi, 10 dolar verip bir hazır site açıyor ve başlıyor bankaya küfretmeye…
Diğer taraftan, bir başka sorunlu kişi bankada yaşanan usulsüzlükten genel müdür ve yardımcılarının sorumlu olduğunu söyleyip bu kişilerin yargılanması gerektiğini belirtiyor.
Bir başka prof kılıklı, yarı ayık yarı uyanık kişi banka genel müdürünün görevden alınacağını yazıyor.
Bir başka internet sitesi 3 tık alıp, Google reklamlardan 300 lira kazanacağım diye bankanın batacağını yazıyor.
Bunu yaparken de bankanın adını ve markasını açıkça yayınlıyor.
İyi de, nerede kaldı bankaların sermayesini ve şan-şöhretini koruyan yasa?
Bunu takip etmekle yükümlü BDDK nerede?
Biz sürekli olarak o olayda kin dolu avukatın açıklamalarını ve bankanın savunmasını okuduk durduk.
BDDK neden bu konuda kamuoyu bilgilendirmesi yapmadı?
Neden böyle saçma sapan dışarıda düzenlenmiş belgelerle bankacılık sektörünün yıpratılmasına izin verdi?
Eskiden bankalarla ilgili tek kelime yazdığımız zaman dava açılırdı.
Şimdi neden bankaların internet ve sosyal medya üzerinden yıpratılmasına izin veriliyor?
Bir hafta önce yine Türkiye’nin en kıymetli bankalarından birinde şube personelinin suistimali oldu.
Ertesi gün yine banka ismi ve logosu verilerek yeni bir Seçil Erzan vakası diye haber yapıldı. İyi de nereden biliyorsun bunun Seçil olayı ile aynı olduğunu?
Senin hoyratça çamur attığın, Türkiye’nin en önemli markası.
Bu haberler bankacılık sektöründe güven sarsılmasına neden oluyor.
Unutmayın, bu tür suistimaller hep vardı ve yine olacak.
Ne ilk ne de son!
Ortada Seçil olayında dediğim gibi, şan ve şöhret peşinde koşan bir avukat ve tıkla Google’dan 300 lira reklam parası kazanmak isteyen internet medyasının etik olmayan saçma sapan haberleri var. Haberi elbette verirsin! Haber değeri olan bir olay her zaman haber yapılır ama marka ve o yöneticiler bu kadar kolay yıpratılamaz.
BDDK bu konuda yasal işlem yapmak ve kamuoyunu aydınlatmak zorunda.