Yazıda uzun uzadıya eğitimin öneminden bahsetmeyeceğim.
Geldiğimiz durumu tartışacağım ve kısa kısa kanamakta olan yaraya dem vuracağım.
Bu sorgulamayı da özellikle ilk ve orta öğretim için yapacağım.
Ve tabi ki; istisnalar haricinde, ticarethaneye dönmüş özel okulların ekonomik darboğazda ne tür bir sömürü düzeni yaratmış olduğuna değineceğim.
90’lı yıllarda kayda değer kültür oluşturmuş Anadolu ve Fen liselerimizin bugün emaresi okunmuyor.
İnsanlar azıcık dahi imkanları var ise özel okulların yolunu tutuyor.
Apartman görünümlü, doğru dürüst altyapısı olmayan yerlerden bahsediyorum…
Restoran zinciri gibi türemiş özel okul markaları ne yazık ki EĞİTİM TÜCCARLARI yarattı!
Nasıl mı?
Eğitimi ‘franchise’ vererek…
Peki kimlere?
Parası olana.
Yani bu işe yatırım olarak bakana.
Hedef ne?
Kar etmek…
İşte bu yüzden, geçmişinde eğitim kökeni olmayan, hatta örneklerle sabit ki yer yer kendisinin eğitimi yani liyakati şüpheli çok sayıda özel okul ‘franchise’ sahibi görüyoruz.
Bu SÖZDE EĞİTİM MARKALARI yeri geliyor bu eğitim tüccarlarını aynı beyaz eşya bayi toplantısı gibi bir yerde topluyorlar.
Amaç ne?
Yan ürün satmak.
Karı kırışmak.
Ne bu yan ürünler?
Test kitapları,
Okul giysileri,
Yemek hizmeti.
Artık aklınıza ne geldiyse…
Sonuç olarak eğitim tamamen ikinci plana atılıyor, kar maksimizasyonu vahşi bir hale bürünüyor.
Sistem ise bu yozlaşmaya bırakın dur demeyi, adeta destekliyor.
Sesini çıkaramayan veli, kötünün iyisi diye susuyor.
Gücü nispetinde, önüne hangi fatura konulsa kabul etmek mecburiyetinde kalıyor.
Öyle ki, enflasyonda birinci sırada eğitim masrafı, yani özel okul fiyatları var.
Ortalama 10 bin Dolara dayanmış.
Üzerindeki fiyatın ucu açık.
Eğitim tüccarlarının bazısı ise pazarlamada dozu kaçırmış vaziyette.
Kimi kendine göre makul bir fiyat belirliyor, yan ürünlerden voleyi vurmaya çalışıyor.
Kimi okulun yanına Londra fotoğrafı koyuyor, kimi Almaca ifade kullanıyor kimi test çözdürmeyi başarı olarak algılatıyor ve test kitabı satıyor…
Kültür yok,
Spor yok,
Sanat yok…
Varsa da göstermelik.
Yapılsa da paralı…
Ekonomi, safi faiz ile enflasyonla mücadele demek değildir.
Ekonomi özellikle ülkelerin geleceğini şekillendiren beşeri sermayenin teşkili için eğitime kaynak ayırmaktır.
Eskiden nasıldı?
İnsanlar özel okullar yerine Anadolu ve Fen liselerini tercih ederlerdi.
Devlet özel eğitim kurumlarına karşı çok önemli bir alternatif yaratırdı.
İşte bu yüzden, eskiden, özel okul denilince ciddi bir kalite ortaya konulması gerekirdi.
Günümüzde devlet okullarının kaliteli eğitim için alternatif oluşturamamış olması,
Eğitimi ticarete; özel okulları eğitim tüccarlarına mahkum etmiş vaziyette.
Eğitim tüccarları zengin olurken, eğitim kalitesizleşiyor ve parası olmayan için bırakın kaliteyi eğitim dahi imkân olmaktan çıkıyor.
Sevgi ve vicdanla kalın…
Prof. Dr. Soner GÖKTEN